İnternet kullanımı, takvimler 2030’u gösterdiğinde, küresel enerji talebinin yüzde 8’ine neden olacak. “Enformasyon teknolojisinden kaynaklanan iklim değişikliği karabasanıyla baş başa kalacağız” uyarısı yapan uzmanlara göre, insanlar, kedi videoları izlemeyi bırakarak karbon salımını azaltmaya başlayabilirler.
Uluslararası Enerji Kurumu’na (UEK/IEA) göre, dünyanın toplam elektrik tüketiminin yüzde 1’ine gönderilen e-postalardan yayımlanan videolara online faaliyetleri depolayıp işleyen veri merkezleri neden oluyor. Bu, Avustralya’nın yıllık elektrik tüketimine denk gelen bir miktar. Üstelik uzmanlar, takvimler 2030’u gösterdiğinde, veri faaliyetlerinin enerji talebinin yüzde 8’ine neden olacağı uyarısını yapıyor. Bunun daha fazla fosil yakıt tüketimine neden olacağından korkuluyor.
‘Enformasyon teknolojisinden kaynaklanan iklim değişikliği karabasanı’
İsviçre’nin Lozan kentindeki Federal Teknik Üniversite’nin bilgisayar-iletişim bilimleri profesörü Babak Falsafi, Reuters’e şu uyarıda bulundu:
“Karbon ayak izlerini hesaba katmazsak, enformasyon teknolojisinden kaynaklanan iklim değişikliği karabasanıyla baş başa kalacağız.”
Reuters, blok zinciri teknolojisi kullanan küresel şirketlerden Bitfury Grubu’nun Gürcistan’ın başkenti Tiflis’de bir enerji santrali yakınındaki tesisini ziyaret etti.
‘Bitcoin işlemleri on binlerce evin elektrik tüketimine denk enerji sarf ediyor’
Burada kripto para Bitcoin üretimi için şifreli matematiksel denklemleri çözen yüzlerce bilgisayar, on binlerce evin elektrik tüketimine denk enerji sarf ediyor.
Bitfury yöneticilerinden Joe Capes, bilgisayarla yapılan yüksek performans işlerin hepsinin yoğun enerji tükettiğini teslim etti.
‘Küresel ısınmayla mücadele çabalarını tümden boşa çıkaracak’
Reuters de yapay zeka, 5G ağları ve kripto para teknolojisinin git gide daha çok enerji tüketerek küresel ısınmayla mücadele çabalarını tümden boşa çıkaracağına dair uzmanların endişelerini aktardı.
Veri merkezlerini daha yetkin hale getirmek bir çözüm olabilir, işletmecilerden de buna istekli olmaları beklenmeli, zira masraflarının çoğu elektrik faturalarından kaynaklanıyor.
‘Bir megavat yılda bir milyon dolara mal oluyor’
Reuters’e konuşan ABD Veri Merkezleri Uzmanlığı Enerji Merkezi Dairesi Müdürü Dale Sartor, “Parmak hesabıyla bir megavat yılda bir milyon dolara mal oluyor. Bu, elbette idarecilerin dikkatini çeken bir miktar” dedi.
Sartor, ancak son 10 yılda ABD’deki veri merkezlerinin enerji talebinin pek değişmediğini, zira teknolojik gelişmelerin aynı miktar enerjiyle daha fazla işlem yapılmasını sağladığını belirtti.
‘Moore Yasası’nın sonu’
Lakin teknoloji analistleri bunun değişeceği görüşünde.
Bilgisayar çiplerinin kapasitesinin her iki yılda bir iki katına çıkmasına dair ‘Moore Yasası’ denilen 50 yıllık eğilimin artık yavaşlaması bekleniyor, zira çipe daha fazla transistör eklemek giderek zorlaşıyor.
Bazı şirketler de tasarruf için başka yollar arıyor.
Soğutma yöntemlerine Kuzey Kutbu’na taşınmak dahil
Veri merkezinin toplam enerji kullanımın yarısının soğutmaya gittiğini belirten Bitfury, Gürcistan’daki tesisinde soğutma sistemi için gereken enerjiyi azaltan bir sistem konuşlandırmış durumda.
İşlemcilerin bazıları dışarıdaki havayla soğutulurken, kalanlar kaynama noktası düşük özel sıvı doldurulmuş metal tanklara daldırılıyor. Sıvı kaynarken çıkan buhar sıcağı işlemciden alırken şirketin pervane ve su ihtiyacı azalıyor.
Bitfury’nin sıvı soğutma teknolojisi iştirakını yöneten Capes, “Hava, bedava ama randımanlı değil. Bu sistem, geleneksel hava soğutma çözümlerinden yüzde 40 az elektrik tüketiyor” dedi.
Benzer adımlar atan başkaları da var.
Finlandiya’daki bir Google veri merkezi, enerji kullanımını azaltmak için dönüştürülen deniz suyu kullanıyor.
Bazıları ise doğal şekilde çok soğuk havadan faydalanmak için Kuzey Kutbu yakınlarına tesisler açıyor.
‘Ne kadar çok veri kullanırsanız o kadar çok enerji tüketirsiniz’
Ama Greenpeace kampanya yöneticilerinden Elizabeth Jardim, randımanı artırma yönetiminin de bir yere kadar işe yarayacağı, bir noktada tesisi çalışır kılan enerjinin sorun olacağı uyarısını yaptı.
Jardim, Facebook, Google, Apple, Amazon, Microsoft gibi teknoloji devlerinin sadece yenilenebilir enerji kullanmayı taahhüt ettiklerini, ama hala fosil yakıt kullanan diğerlerine de bu tavrı benimsetmek gerektiğini, bu amaçla hükümetlerin teknoloji şirketlerini yeşil enerjiye yönlendirmeye teşvik eden politikalar uygulaması ve veri sektörünün karbon ayak iziyle ilgili şefafflığın artırılması gerektiğini söyledi.
Greenpeace yöneticisi, “Veri demek enerji demek, dolayısıyla ne kadar çok veri kullanırsanız o kadar çok enerji tüketirsiniz” diyerek internet kullanıcılarına da veri kullanımlarını azaltma çağrısı yaptı.
‘E-postayla fotoğraf göndermek, otomobille bir kilometre kat eder kadar sera gazı salımına neden oluyor’
Barselona merkezli bir STK olan İklim Altyapı Ortaklığı’nın direktörü Luigi Carafa, e-postayla fotoğraf göndermenin otomobille bir kilometre kat eder kadar sera gazı salımına neden olduğunu belirterek “Gözümüzle görmediğimiz için sorun olarak algılamıyoruz” dedi.
‘Herkes bir e-posta daha az atsa, 81 bin Londra-Madrid seferinin karbon salımı kadar azalma’
Enerji tedarikçisi OVO Energy’nin 2019 tarihli bir araştırmasına göre, Britanya’da her kişi günde bir e-posta daha az atsa, ülkenin karbon salımı, 81 bin Londra-Madrid uçak seferindeki karbon salımı miktarında azalacak.
‘Video izlemek, İspanya’nınki kadar karbon salımına neden oluyor’
The Shift Project isimli Fransız düşünce kuruluşuna göre küresel çapta online video izleme çılgınlığı da 2018 yılında İspanya’dan atmosfere karışan kadar karbon salımına neden oluyor.
Lozan’daki Federal Teknik Üniversite’nin sürdürülebilir bilgisayar teknolojisi araştırmaları merkezi EcoCloud’u yöneten profesör Babak Falsafi de “İnsanlar bugün de kedi videoları izlemeyi bırakarak karbon salımını azaltabilirler” diyerek ekledi:
“Ama maalesef ne bu meselenin farkındalar ne de onları karbon salımını azaltmaya teşvik eden var.”