Büyük memelilerin bedenleri ve yaşan süreleri göz önüne alındığında insanlardan çok daha fazla kanser riskine sahip olması gerekirken bu hayvanlarda kanser ihtimali daha düşük. Artık araştırmacılar nedenini bildiklerine inanıyor ve bunun insanlar için örnek olarak alabileceklerini söylüyor.
Kıdemli ortak yazar Dr. Joshua Schiffman, “Filler, insanların 100 katı büyüklüğünde. Hepsi kanserden ölüyor ve nesilleri tükeniyor olmalıydı. Fakat daha az kanserleri var” diyor. Çoğu insan, p53’ü (kanserle savaşan bir protein, Schiffman “genomun koruyucusu” olarak adlandırıyor) kodlayan bir genin iki kopyasına sahiptir. Kalıtsal bir kanser yatkınlığı sendromu olan Li-Fraumeni olan insanlarda, bu proteinini kodlamak için iki yerine sadece bir kopya bulunuyor. Bu hücre, hasarı onarmak ya da kanserli olma yolunda ilerleyen bir hücreyi yok etmek için harekete geçebiliyor. Schiffman, Li-Fraumeni Sendromu olan kişilerin yaşamları boyunca kanser geliştirme riskinin %100 civarında olduğunu söyledi.
Filler, p53’ü oluşturan genin 40 kopyasına sahiptir. Schiffman’ın dediğine göre bu sayı insanlardan sadece iki olarak sayılıyor. O ve Arizona Eyalet Üniversitesi’ndeki evrimsel bir biyolog olan kıdemli yazar Carlo Maley, fillerin p53’ünün kanserli ya da kansere dönüşmekte olan hücreleri insanlarınkinden daha yüksek oranda tamir edeceği teorisini ortaya attı.
BULDUKLARI SONUÇLAR TEORİYİ DOĞRULAMADI
Schiffman “Sonuçlarımıza yakından baktık. Gördüğümüz şey bizi şaşırttı ama çok anlamlı oldu” diyor. Onarım oranı benzerdi ancak fillerde, genom koruyucunun saldırı yöntemini farklıydı: hücre ölümü. Fil için Schiffman, “Kanser geliştirmememiz o kadar önemlidir ki, hücrelerin bölünmesini takip edip kansere dönüşüp dönüşmeyeceğini tespit etmek yerine, zarar görmüş hücreden tamamen kurtulmak için nihai korumaya ihtiyacımız var.” dedi. Schiffman ve ekibi sonuçlarını Perşembe günü Journal of the American Medical Association’da yayımladı.
Bir sonraki adım, p53’ün türler arasında işe yarayıp yaramayacağını görmek oldu. Fare hücrelerinin, p53 geninin ekstra kopyaları verildiğinde kanser direnci geliştirdiği görülüyor. Şimdi laboratuarda Schiffman, fillerin p53’ünü aldıklarını ve ne olduğunu görmek için Li-Fraumeni hücrelerine naklettiklerini söyledi. P53’ün etkisini taklit edebilecek bir ilaç olabileceğine ve bu genleri kansere yakalanma riski taşıyan kişilerde ya da zaten hasta olan kişilerde hastalığı tedavi etmek için kullanabileceğine inanıyor. Önümüzdeki üç ila beş yıl içinde klinik bir deney yapmayı umuyor.
Çalışma, hastalarıyla konuşurken ona yeni bir bakış açısı kazandırıyor. “Önümde sendromu olan ve kesinlikle kanser olacak bir hastam olduğunda onlara filler kanser olmuyor ve fillerden ders almak için hayvanat bahçesi ve sirkle birlikte çalışıyoruz. Bu yüzden bir gün asla kanser olmamanız gerekiyor” dediğini söylüyor. Sonra, çocukların gülmeye ve hayvanat bahçesine nasıl gitmek istediklerini konuşmaya başladığını anlatıyor.