Yüksek dozlarda arsenik ve kurşun gibi ağır metallerin zehir etkisi yarattığı, kanser riskini artığı çoktandır biliniyor. Ancak şimdi yeni bir meta-analiz, ağır metallerin pek de önemsenmeyen bir riski daha olduğunu ortaya koyuyor: Kalp hastalıkları. Üstelik düşük dozlarda bile risk yaratıyor.
BMJ dergisinde yayımlanan bir meta analiz arsenik, kurşun, bakır, ya da kadmiyum gibi metallere -düşük düzeylerde bile olsa- maruz kalınmasının kalp hastalıklarına yakalanma olasılığını arttırabileceğine işaret ediyor. Bu sorun özellikle düşük ve orta gelirli ülkeleri etkilese de, gelir düzeyleri yüksek ülkelerdeki insanları da etkileyebiliyor.
Araştırmayı yürüten Cambridge Üniversitesi küresel sağlık uzmanlarından Dr. Rajiv Chowdhury, “Analiz sonucunda, düşük dozlarda bile olsa, ağır metaller ya da yarı metallerle karşı karşıya kalmakla kalp hastalığı gibi kimi sağlık sorunları arasında bir bağlantı olduğu-maruz kalınan miktar arttıkça, riskin de arttığı-açıkça görülüyor. Bu durumda insanların kısa sürede ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarından ötürü aşırı bir kaygıya kapılmaları gereksiz. Ancak bulgular politikacıların ağır metallerin insanlarda yaratabileceği etkilerin azaltılması yönünde bir adım atmalarını sağlayabilir” diyor.
Düşük doz bile risk yaratıyor
Ağır metaller çevremizde doğal olarak bulunurlar ve içme suyu ile besin zincirine kolayca sızabilirler. Gerek arsenik, gerekse kadmiyum kansere yol açan maddeler olarak bilinirler ve bu da söz konusu metallerle karşı karşıya kalınmasının kişinin kansere yakalanma olasılığını arttırdığı anlamına gelir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kurşuna maruz kalınması, sinir sistemi ve böbreklerin de aralarında yer aldığı birden çok sistemi etkileyebilir.
Gelgelelim ki, ağır metallerin kalp ve damar hastalıklarına yakalanma olasılığı üzerindeki etkisi bugüne dek yeterince önemsenmemişti.
Son meta analiz kapsamında araştırmacılar daha önce ağır metaller konusunda yaklaşık 350,000 kişiyi kapsayan bir düzineyi aşkın çalışmayı yeniden gözden geçirdiler. Bu araştırmalarda ağır metallere ne miktarda maruz kalındığını anlamak için içme suyu, idrar, kan, tırnak ve saç örneklerindeki ağır metal miktarları ölçüldü.
Genel olarak, daha yüksek miktarlarda arsenik, kurşun, kadmiyum ve bakır ile karşı karşıya kalanlarda kalp ve damar hastalıklarına-bu ağır metallere daha düşük miktarlarda maruz kalanlara kıyasla- yüzde 30-80 oranında daha sıklıkla tanık olunmaktaydı.
Arsenik, kurşun, kadmiyum ve bakır kalp ve damar hastalıkları açısından daha ciddi bir risk oluştururlarken, kurşun ile kadmiyum aynı zamanda felç geçirme olasılığını da artırır.
Araştırmacılar ayrıca ağır metal dozları ile kalp hastalıklarına yakalanma olasılığı arasında doğrusal bir ilişkiye de tanık oldular. Bu da, daha yüksek düzeylerde ağır metallerle karşı karşıya kalınmasının kalp hastalıklarına yakalanma olasılığının da daha yüksek olması anlamına geliyordu. İkisi arasındaki bağlantının yok edilmesinin mümkün olmadığı, bu metallerin düşük miktarlarda bile kalp hastalıkları açısından bir risk oluşturabileceği görülüyor.
Ağır metal kaynakları
Ağır metaller ile kalp hastalığı arasında bir neden-sonuç ilişkisi olup olmadığını anlamak için gelecekte çok daha kapsamlı çalışmaların yapılması gerekiyor.
Columbia Üniversitesi Mailman Halk Sağlığı Okulu çevre sağlığı bilimleri uzmanlarından Dr. Ana Navas-Acien, bu çalışmadan elde edilen bulguların kalp hastalıklarına yakalanma konusunda yeni yeni ortaya çıkmakta olan risk unsurlarına dikkat çekmesi açısından son derece önemli olduğunu belirtiyor.
Kimi ülkelerde ağır metallerle karşı karşıya kalınan miktarların azaltılması yönünde birtakım önlemler alınsa da, karşı karşıya kalınan ağır metal düzeyleri yine de “kayda değer” boyutlara ulaşıyor. Belli başlı kaynaklar şöyle:
• Toprağa karışan ağır metaller
• Boyaların ve eski evlerdeki su borularının içindeki kurşun
• Plastik ürünlerde ve pillerde sürekli ağır metallerden yararlanılması
• Tütün ve tütün ürünlerinin içerdikleri ağır metaller
• İçerdikleri metal “ısıtma bobinleri” yüzünden elektronik sigaraların da yeni bir ağır metal kaynağı olduğu düşünülüyor
Metaller oldukça düşük düzeylerde bile olsa kalp ve damar hastalıklarını tetiklediğinden, uzmanlar karşı karşıya kalınan miktarların en aza indirilmesi yönünde alınacak ülke çapında önlemlerin kalp ve damar hastalıklarının önüne geçilmesine de katkıda bulunacağına inanıyorlar.