Yeni bir çalışma, kahvenin hareketsizlikle bağlantılı sağlık sorunlarını azaltabileceğini gösterdi. Ancak uzmanlar, aktif mola verme gerekliliğinin de altını çiziyor.
Bütün gün masa başında oturmanın sağlığa zararlı olabileceği ve kardiyovasküler hastalık riskini arttırdığı yeni bir haber değil. Ancak yeni bir araştırma, kahve tüketiminin bu riskleri azaltabileceğini ortaya koydu.
Çin’deki Soochow Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, 10 yıl boyunca takip edilen 10.000’den fazla Amerikalı katılımcıyı kapsayan bir çalışma yürüttü ve bulgularını hakemli BMC Public Health dergisinde yayınladı.
Günde sekiz saatten fazla oturan kişiler arasında ölüm oranlarının günde dört saatten az oturanlara göre daha yüksek olduğu tespit edildi. Ancak kahve içmeyen kişilerde günde altı saatten fazla oturmanın bile sağlık sorunlarını arttırdığı görüldü.
En yüksek kahve tüketimine sahip grupta ölüm oranlarının önemli ölçüde azaldığı, kardiyovasküler hastalık ölüm oranının ise içilen her kahvede azaldığı belirtildi.
Araştırmacılar, yüksek tüketimi günde 540 gramdan fazla yani yaklaşık üç fincana eşdeğer olarak belirledi.
Çalışmada yer almayan Fransa merkezli damar doktoru Dr. Faiza Bossy Euronews Health’e yaptığı açıklamada, “Bu çalışma, uzun süreli hareketsiz yaşam tarzının (altı saatten fazla) telafi edici kardiyo-koruyucu etkisini ve kahve tüketmeyen hareketsiz insanlara kıyasla kalp-damar hastalıkları ve ölüm riskini önemli ölçüde azalttığını gösteriyor,” dedi.
Bossy, hareketsizliğin (30 dakikalık aralar verilmeden altı saatten fazla oturulması) fiziksel aktivite eksikliği anlamına gelmediğinin altını çizdi.
Başka bir deyişle spor, hareketsiz bir yaşam tarzının etkilerini telafi etmese de sağlığa yararlı.
Kahvenin sağlığa faydaları
Bu, kahvenin kalp-damar sağlığı üzerindeki umut verici etkilerini vurgulayan ilk çalışma değil.
2022’de yapılan ve 10 yıl boyunca gözlemlenen yarım milyondan fazla kişinin İngiltere BioBank verilerini içeren önceki araştırma, günde iki ila üç fincan kahve tüketiminin kalp hastalığı, kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu sorunlarını yüzde 10 ila 15 oranında azalttığını gösterdi.
Dahası, kafeinsiz kahve bile kalp yetmezliği ve aritmi dışında kardiyovasküler hastalıkların azalmasıyla ilişkilendirildi.
Hipotezlerden biri kahvenin yüksek oranda polifenol içermesi olurken, polifenoller, kalp-damar sağlığında önemli bir faktör olan oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olan güçlü antioksidan özelliklere sahip doğal bileşikler.
Ayrıca, bu polifenollerin anti-enflamatuar etkileri de bulunuyor. Bu da daha düşük enflamasyon seviyelerine katkıda bulunuyor.
Çalışmanın yazarları bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Bununla birlikte, kahvenin çeşitli nedenlerden kaynaklanan ölümleri azaltmaya etkisi belirsiz. Kahvede 1.000’den fazla bileşik bulunabilir,” dedi.
Bossy, çalışmada detaylandırılmayan kahvenin kalitesinin de polifenolleri etkilediğini kaydederek, içeceğin kolesterolle bağlantılı trigliseritleri de düşürdüğünü sözlerine ekledi.