İşçinin Terör Örgütü Üyeliği Kapsamında Soruşturulmasından Doğan Şüphe Üzerine İş Akdi Geçerli Nedenle Fesih Edilebilir

T.C.
YARGITAY
Dokuzuncu Hukuk Dairesi

Esas No : 2018/6413
Karar No : 2018/15908
Tarih : 17.09.2018

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi’nin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunun kabulüyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin kararı duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :

A-) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davacının, davalı işyerinde 03/08/2009 tarihinden 18/08/2016 tarihleri arasında … ünvanı ile uzman kadrosunda çalıştığını, davalı işveren tarafından 18/08/2016 tarihinde tarafına yapılmış olan yazılı fesih ihbarnamesinde hiç bir neden gösterilmeden iş akdinin feshedildiğini, iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile, işe iadesinin, iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespiti kararı ile birlikte İş Kanunun 21.maddesi gereğince işverenin 1 ay içerisinde işe başlatmasının, başlatmaması halinde tarafına 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesine, kararın kesinleştirilmesine kadar çalıştırılmadığı süreler için tarafına 4 aylık ücret ve diğer tüm haklarının ödenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

B-) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının iş sözleşmesi işveren açısından haklı ve zaruri sebeplerle fesih edilmiş olup, işe iade talebinin ve davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkili bankada “…” ünvanı olarak en son çalıştığı Avrupa Yakası Bölge İstihbarat Müdürlüğünde görev yaptığını, 15/07/2016 tarihinde Ülkemize yönelik menfur darbe teşebbüsü sonrasında 20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde olağanüstü hal ilan edilerek, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde zaruri bazı tedbirler alındığını, darbe teşebbüsünü ve terör eylemlerini gerçekleştirdiği tespit edilen … Terör Örgütü (…) üyeliği, mensubiyeti veya iktisadi yahut irtibatı olduğu değerlendirilen, devlet karşıtlığı ve bunlarla ilgili olarak bu eylemleri destekleyici, ülkemiz güvenliği ve değerlerine ters düşecek tutum ve davranışlar içerisinde bulunan veya görev yaptıkları dönem içerisinde yeterli verim alınamayan performansı beklentilerin altında kalan kişiler önce genel müdürlük emrine alınmış, ardından da Ülkemizdeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi … bağlantılı çalışanlarla ilgili olarak görevlerine son verilmiş olması göz önüne alınarak, Ülkemiz ve davalı Banka güvenliği, kurumun itibarı ve ilgililerin kurumda meydana getirebileceği zafiyetler göz önünde bulundurularak, 4857 Sayılı İş Kanunun 17.maddesiyle geçici 6.maddesine istinaden ve 1475 Sayılı İş Kanunun 14.maddesi uyarınca ihbar ve kıdem tazminatları ödenmek suretiyle davalı Bankanın 12/08/2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile iş akdinin feshedildiğini Davalı banka personelinden … üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut irtibatı olanları tespit etmek amacıyla, bir dizi çalışma yapıldığını, bu çalışma neticesinde huzurdaki davanın da sebebini oluşturan iş akdi fesihlerinin söz konusu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

C-) İlk derece Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının iş sözleşmesinin milli güvenliğe karşı faaliyette bulunan terör örgütü üyeliği mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmek suretiyle feshedildiği, fesih nedenine göre davacının 673 Sayılı KHK m.7 uyarınca işe geri alınma talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D-) İstinaf Dairesi Kararı:

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonunda, taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, bu konudaki normatif dayanaklar 4857 Sayılı İş Kanununun 17-18 vd. maddeleridir.

4857 Sayılı Kanun’un 18 ila 21. maddeleri arasında iş güvencesi hükümleri düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 18. maddesinde feshin geçerli sebebe dayandırılması ve 19. maddesinde de fesih bildiriminin yazılı olarak yapılması, sebebinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Geçerli neden fesihlerinde bu şekil koşullarına uyulmaması yapılan feshi geçersiz hale getirir.

Somut olayda fesih bildiriminde ” Bankamız Yönetim Kurulu’nun 12/08/2016 tarihli toplantısında; 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17.maddesi ve geçici 6.maddesine istinaden de 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi hükümlerine göre ihbar ve kıdem tazminatınız ödenmek suretiyle iş akdinizin feshedilmesine…” ibaresine yer verildiği, bundan başka herhangi bir sebep belirtilmediği, bildirimde bahsi geçen yönetim kurulu kararının da davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.

Söz konusu fesih bildirimi 4857 Sayılı İş Kanunu 19. maddenin aradığı şekilde fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde ortaya koyan bir bildirim değildir. Geçerli fesih iddiasında bu yasal zorunluluğa uymamak feshin geçersizliği sonucunu doğurur.

Bu durum karşısında; fesih bildiriminde davacının … terör örgütü ile ilişkili olduğu gerekçesiyle sözleşmenin feshedildiğinin belirtilmemiş olması da dikkate alınarak işverenin fesih bildiriminde gösterdiği sebeple bağlı olması ve davada işverence başka bir sebebe dayanılamayacağı dikkate alındığında, fesihte biçimsel koşula uyulmadan yapılan ve sebep içermeyen davalı işverenlik feshinin geçersiz olduğu, bu sebeple ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararının yerinde olmadığı” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-b/2.bendi uyarınca kaldırılarak işverence gerçekleştirilen feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.

E-) Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

F-) Gerekçe

6100 Sayılı HMK’nın 165/1. maddesi uyarınca “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir”.

Diğer taraftan Ülkemizde 15.07.2016 tarihinde Devlete karşı bastırılan darbe teşebbüsü sonrasında 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarılmıştır.

667 Sayılı KHK.’un(18.10.2016 tarihinde kabul edilen 6749 Sayılı kanun ile değiştirilerek kabul edilmiştir) 4/1.g maddesi uyarınca “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır. Aynı maddenin 2. Fıkrası gereğince de “görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bu fıkrada sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır(6749 Sayılı kanun Mad. 4/1.g ve 4/2).

Daha sonra çıkarılan 685 Sayılı KHK ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuş ve komisyona 2/1.a maddesiyle kanun hükmünde kararname ile çıkarılanların başvurularını komisyonun değerlendirileceği belirtilmiş, bu kararnamenin geçici 1. maddesi 690 Sayılı KHK’un 56. Maddesi ile değiştirilerek, komisyonun görev alanına giren konularda daha önce herhangi bir yargı merciine başvurmuş veya dava açmış olanlar için 7. Maddedeki başvuru usulünün uygulanacağı belirtilmiş ve “bu dosyalar hakkında yargı mercilerince karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerinde bırakılmasına dosya üzerinden kesin olarak karar verileceği, vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği, bu dosyaların, yeni bir başvuru şartı aranmaksızın incelenmek üzere Komisyona gönderileceği” açıklanmıştır.

Dolayısı ile KHK kapsamına iş sözleşmesi feshedilen işçi, feshin geçersizliği ve işe iade davası açmış ise geçici madde uyarınca karar verilmesine yer olmadığına karar verilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken, komisyonun görevinin sadece KHK kararnamesi ile ihraç listesi içinde çıkarılanlarla sınırlı olduğudur. Kurum ve kuruluş, KHK listesinden yayınlanmadan çıkarmış ise iş sözleşmesi ile çalışanın feshin geçersizliği ve işe iade davasının iş mahkemesince görülmesi gerekir. Burada mahkemece feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı sunulan deliller kapsamında değerlendirilecektir. İşçinin terör örgütü ile bağlantısı, irtibat ve iltisakı var ise fesih haklı veya geçerli nedene dayanacaktır. Diğer taraftan KHK’lar çıkarılmadan, tazminatları ödenerek davranış, verim veya işletme nedenleri gösterilerek feshedilen işçiler var ve yargılama sırasında terör örgütü ile bağlantıları olduğu savunulup, bu kişiler hakkında soruşturma başlatılmış ise 667 Sayılı KHK.’ın 4/2 maddesindeki ” daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler” hükmü nedeni ile işe iadelerine olanak bulunmamaktadır.

Dosya içeriğinden davacı hakkında ceza soruşturması bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı istinaf ve temyiz dilekçelerinde davacı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturmanın devam ettiğini bildirmiştir. Davacı işçi hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından terör örgütü üyeliği kapsamında hazırlık soruşturması başlatılması, işveren yetkili kurulları tarafından yapılan feshin şüphe feshine dayandığını göstermektedir. Bu durumda işveren tarafından yapılan fesih geçerli nedene dayanmakta olup, ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar yerindedir.

Bölge Adliye Mahkemesi’nin fesih bildiriminde neden gösterilmemesine dayalı olarak verdiği işe iade kararı hatalı olup, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle şüphe feshini gerektiren delillerin bulunmasına, göre Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

4857 Sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ :

Yukarıda açıklanan gerekçe ile;

1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davanın REDDİNE,

3. Alınması gereken 35,90 TL. karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL. peşin mahsubu ile bakiye 6,70 TL. karar-ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 300,00 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan … göre belirlenen 2.180,00 TL. ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6. Peşin alınan temyiz harcının istemi halinde ilgilisine iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, Kesin olarak 17.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın