YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
Esas | : 2016/32570 |
Karar | : 2020/2428 |
Tarih | : 18.02.2020 |
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi davalı avukatının duruşma talep etmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/02/2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde yurt içi ve yurt dışı tır şoförü olarak çalışırken ücretlerinin gerektiği gibi ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini ileri sürerek kıdem ve tazminatı ile bir kısım aylık ücret, ücret kesintileri ile oluşan fark, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, yurt dışında kalınan süreler için Devletçe ödenen tazminat, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa ederek ayrıldığını, kusur ve ihmali ile oluşturduğu zararlardan dolayı ücretinden kesinti yapılabildiğini bu durumun bordrolarda gösterildiğini, fazla çalışma yapmadığını, ücretlerinin ödendiğini, Devletçe ödenen tazminat isteminin yersiz olduğunu, 270 saatlik çalışmanın da ücrete dahil olduğunu, sefer primlerinin fazla mesai-tatil ücretleri karşılığı olup tatillerde de çalışması olmadığını, izinlerini de kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin ücretlerin gerektiği gibi ödenmemesi üzerine davacı tarafça haklı olarak fesh edildiği buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gibi bir kısım aylık ücret, ücret kesintileri ile oluşan fark, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacakları olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Gerekçe – hüküm çelişkisi 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Bu husus 6100 sayılı HMK.nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece kararın gerekçesinde davacının hak ettiği yıllık izinlerini kullandığı ve bu yönde alacağı bulunmadığının açıklanmasına rağmen kararın hüküm fıkrasında yıllık izin ücreti alacağına hükmedilmesi gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmakla hatalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının davalı nezdindeki 2 yıl 10 ay 22 gülük kıdemi karşılığında 28 gün izin hakkının bulunduğu, işverence sunulan izin defterinde her yıl için 14 gün yıllık izin kullanıldığına yönelik davacı imzası bulunsa da izne çıkış ve dönüş tarihleri olmayıp bordrolarda da iznin gösterilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre davacının 28 gün karşılığı izin ücreti hakkı olduğu gözetilerek ve mevcut rapor bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmelidir.
Davacı davalı işyerinde fazla çalışma yaptığı gibi hafta tatillerinde de çalıştığını ileri sürerek alacak talep etmiş, davalı ise iddianın doğru olmadığını savunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı, ayda 2 pazar günü çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacının davalı nezdinde oto çeker şeklinde tabir edilen tırlarda sıfır km araçların ilgili yerlere teslimi işinde (yurt içi ve yurt dışında) şoför olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Söz konusu alacakların varlığını ispatlama yükü davacı da olup, davacı delil olarak tanık beyanlarına ve bir kısım taşıma irsaliyelerine dayanmıştır. Söz konusu irsaliyeler çalışma saatlerinin tespitinde yetersiz olduğu gibi davacının yaptığı iş dikkate alındığında tanık beyanları da soyut kalmaktadır. Buna göre ispatlanamayan fazla çalışma ve hafta tatili ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.
Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık ücret kesintisi alacağı konusundadır.
İşçi ücretlerinden kesinti yapılabilmesi için yargı kararı ya da işçinin onayı bulunmalıdır.
Mahkemece, davacının ücretlerinde bordroya yansıtılan kesintiler toplamı hüküm altına alınmıştır. Ancak işverence ibraz edilen bir kısım belgelerde davacının işverene verdiği zararı kabul edip maaşından kesinti yapılarak karşılanmasına yönelik talebinin olduğu görülmüştür. Mahkemece davacının bu belgelere karşı beyanları tespit edildikten sonra belgeler değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının dava dilekçesinde ” yurt dışında kalınan süreler için Devletçe ödenen tazminat” talebi olup, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesine aykırıdır. Davacıya bu talebi açıklatılarak talep hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmelidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.