İş Sözleşmesinin Diğer Tarafının Sözleşmeyi Haklı Nedenle Fesih Yetkisini Kullanma Süresi Sınırsız Değildir

T.C.
YARGITAY
Yirmiikinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2016/28127
Karar No : 2019/892
Tarih : 15.01.2019

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi… tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :

Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait akaryakıt istasyonunda market elemanı ve şoför olarak çalıştığını iş akdinin haksız feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunarak davacının işveren yetkilileri hakkında hakaret ve küfür içerikli konuşmalar yaptığının tespiti üzerine iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu: Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı ve feshin 4857 sayılı Kanun’un 26. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği noktasında toplanmaktadır.

İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II’nci bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır.

İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 İş Kanunu’nun 26. maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğrenilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.

Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.

İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı iş günlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.

4857 sayılı Kanun’un 26. maddesinde öngörülen altı iş günlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkanını ortadan kaldırır. Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hakim resen dikkate almak zorundadır.

Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.

Somut olayda davacı davalı şirket bünyesinde market elemanı olarak çalışmış olup iş sözleşmesi… Yönetim Kurulunun 26.09.2012 tarih ve 418 sayılı kararıyla feshedilmiştir. Mahkemece fesih bildiriminde belirtilen feshe gerekçe gösterilen eylemlerin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatının kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.

İşverence davacının işveren yetkililerine hakaret ettiğine dair marketteki güvenlik kamerası kayıtları CD şeklinde dosyaya sunulmuştur. Mahkemece CD çözümü yaptırılmamıştır. Dosyada mevcut CD’nin çözümü yaptırılarak, işveren yetkilileri hakkında küfür ve hakaret içerikli beyanının tespiti halinde haklı fesih oluşacağından kıdem ve ihbar tazminatları reddedilmelidir. Aksi halde ise şimdiki gibi hüküm kurulmalıdır.

Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

SONUÇ :

Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 15.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın