İlk ve Son Savunmanın Yapıldığı, Esasa İlişkin Delillerin Toplandığı Oturumlara Sanığın SEGBİS Yolu İle Katılması, Açık Kabulüne Dayalı Olmalıdır

T.C.
YARGITAY
ÜÇÜNCÜ CEZA DAİRESİ
 
Esas : 2021/9714
Karar : 2023/2963
Tarih : 09.05.2023

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

… Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.02.2018 tarihli, 2017/116 Esas ve 2018/82 sayılı Kararı ile sanık hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesi gereği 6 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında artırım yapılarak 9 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 62/1 inci maddesi gereği cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak mahrumiyetlerine karar verilmiştir.

… Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 26.10.2018 tarihli, 2018/1316 Esas ve 2018/2300 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca esastan ret görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık ve müdafinin temyiz istemi:

Duruşmalara segbisle katıldığından savunma hakkının kısıtlandığına,

Aleyhe beyanların soyut olduğuna,

Delillerin mahkumiyet hükmü için yetersiz olduğuna,

Alt sınırdan uzaklaşılmasının kanuna aykırı olduğuna,

Suçun unsurlarının bulunmadığına, kararın bozulmasına ve sair nedenlere ilişkindir.

III. GEREKÇE

Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;

Ayrıntıları, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 10.06.2008 tarih, 9-148/169 sayılı ve Ş.Ç. başvurusu üzerine verilen AYM’nin 6.2.2020 tarih, 2017/22672 sayılı Kararları ile Dairenin 26.5.2016 tarih, 2016/1697, 2016/3295 sayılı kararında açıklandığı üzere;

Türk Ceza Muhakemesi Hukukunun benimsediği sisteme göre, kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. (5271 sayılı Kanun madde 193/1) Duruşmada hazır bulunmak isteyen sanığın, hazır bulundurulması sadece ödev değil aynı zamanda bir haktır.

Sanığın duruşmada hazır bulunması hem savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamakta hem de silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine işlerlik kazandırmaktadır. Ceza adaletinin hakkaniyete uygun şekilde gerçekleşebilmesi için sanığın mahkemenin huzuruna çıkarılması büyük önem arz etmektedir. Anılan hak, sadece duruşmada hazır bulunmayı değil duruşma sürecini takip etmeyi, iddiaları ve tanık ifadelerini dinlemeyi, iddia/savunmaları destekleyecek argümanları ileri sürmeyi de içerir. Dolayısıyla duruşmada hazır bulunma hakkı, sanığın yargılamaya etkili katılım hakkıyla da doğrudan ilişkilidir. Suç isnadı altındaki bir kimse duruşmada hazır bulunarak yargılamaya etkin olarak katılmakta, hakkında kurulacak hükmün inşasına ortak olmakta ve yargılamaya yön verme imkânına kavuşmaktadır. Hâkimler de bu hak vesilesiyle sanığın tutum ve davranışları ile kişisel özelliklerini gözlemleme imkânı elde etmektedir.

Bununla birlikte video konferans uygulaması, diğer hususların yanında tutuklu veya hükümlülerin ceza infaz kurumundan duruşma salonuna transferleri nedeniyle oluşan gecikmelerin azaltılması ve yargılamaların hızlandırılması amacını taşımaktadır (Marcello Viola/İtalya, B. No: 45106/04, 5/1/2007, § 70). Bu nitelikteki imkânlara başvurmak bizzat duruşmada hazır bulunma hakkının amaçlarıyla çelişmemektedir. Fakat tutuklunun veya hükümlünün yargılama sürecini takip edebilmesi, duruşmada dinlenen insanları görebilmesi ve sarf edilen ifadelerden haberdar olabilmesi, ayrıca kendisinin de mahkeme, tanıklar ve diğer ilgililer tarafından görülmesinin ve dinlenilmesinin teknik engeller bulunmaksızın garanti edilmesi gerekir (Sakhnovskiy/Rusya [BD], B. No: 21272/03, 2/10/2010, § 98; Marcello Viola, §§ 72-74).

Duruşmada hazır bulunma hakkı, özellikle hükme tesir edebilecek nitelikteki değerlendirmelerin veya başka esaslı işlemlerin yapıldığı celselerde sanığın duruşmada hazır bulunmasını kural olarak gerekli kılar. İlk ve son savunmanın yapıldığı, esasa ilişkin delillerin toplandığı oturumlara sanığın SEGBİS yolu ile katılması, açık kabulüne dayalı olmalıdır. Dolayısıyla duruşmada hazır bulunma hakkı ancak olayın koşullarının zorunlu kıldığı durumlarda sınırlanabilecektir. Bu bakımdan duruşmada hazır bulunma hakkını sınırlayan herhangi bir tedbirin öncelikle zorunlu/gerekli olduğunun gösterilmesi gerekir. Bu çerçevede sanığın duruşmada hazır bulunmamasını zorunlu kılan bir olgunun varlığı derece mahkemelerince genel, soyut ve klişe cümlelerle değil somut ve olaya uygun bir gerekçeyle ortaya konulmalıdır.

Duruşmada hazır bulunma hakkını sınırlayan video konferans yöntemi ile duruşmalara katılımın zorunlu/gerekli olduğunun ortaya konulması halinde ise sanığın duruşmada hazır bulunmamasının yargılamanın adilliğine bir bütün hâlinde zarar verip vermediği ölçülülük ilkesinin diğer bir unsuru olan orantılılık açısından göz önüne alınmalıdır. Bu kapsamda duruşmada bizzat hazır bulundurulmayan tarafın diğer tarafça ileri sürülen görüşler ve kanıtlar hakkında bilgi sahibi olup olamadığı veya bunlara yorum yapıp yapamadığı, dezavantajlı duruma düşürülmeksizin davaya etkili katılımının sağlanmasında makul bir fırsata sahip olup olmadığı, yokluğunda gerçekleştirilen işlemin sanığın duruşmada fiziken hazır bulunmasını gerektiren bir işlem olup olmadığına göre bir değerlendirme yapılmalıdır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Hükümden önce 25.08.2017 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı K.H.K’nın 147 nci maddesiyle değişik CMK’nın 196/4 üncü maddesinde öngörülen zorunluluk halinin ne olduğuna ilişkin olaya özgü ilgili ve yeterli gerekçelerin somut olgulara dayandırılarak gösterilmeden,… T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan sanığın duruşmalara segbis sistemi ile katılmak istemediğini belirtmesi ve 29.06.2021 tarih ve 2021/13 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesi de gözetilerek, yargılamanın hiçbir aşamasında mahkeme salonunda hazır bulundurulmaksızın SEGBİS yöntemiyle savunması alınıp son sözü sorulmak suretiyle yargılamanın tamamlanıp CMK’nın 289/1-h maddesi kapsamında aynı Kanun’un 196/4 üncü maddesine muhalefet edilerek savunma hakkının kısıtlanması, kanuna aykırı bulunmuştur

III. KARAR

Başkaca yönleri incelenmeyen … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 26.10.2018 tarihli, 2018/1316 Esas ve 2018/2300 sayılı Kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Batman 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.05.2023 tarihinde karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın