Kristina Killgrove*
Bilim insanlarının iki iskelet üzerinde yaptığı bir DNA analizi, Avrupa’da daimi biçimde yerleşik olan ilk modern insanların günümüzden yaklaşık 37 bin yıl önce Kırım’a yerleştiğini gösterdi. Sonraki 7 bin yıl içinde onların torunları, Venüs heykelcikleri, taş aletler ve mücevherler üreten bir kültürün oluşmasını sağladı.
Antropologlar kimi insan topluluklarının yaklaşık 60 bin yıl önce Afrika’dan ayrılmaya başladığını uzun zamandır biliyor olsa da bu toplulukların büyük kısmı göçebeydi ve belli bir bölgede uzun süre kalmıyordu. Dahası, 40 bin yıl kadar önce, güney İtalya’da bulunan bir süper-volkan Avrupa’da yaşayan modern insanların (H. sapiens) ve Neandertallerin çoğunu yok etmişti. Yaşanan bu olaylar, antropologların günümüz Avrupalılarının atalarının ne zaman buraya gelip yerleşmeye başladığını merak etmesine neden oldu.
BURAN KAYA’NIN AYDINLATTIĞI SIR
Uluslararası bir araştırma ekibi, Kırım Yarımadası’ndaki ‘Buran-Kaya III’ adlı kazı sahasında keşfedilen bir grup iskeletin arasında Avrupa’nın ilk yerleşik sakinlerini bulduklarını düşünüyor. Ekip, bulgularını 23 Ekim’de ‘Nature Ecology and Evolution’ adlı dergide yayınladı.
İlk kez 1990 yılında araştırılan bir mağara alanı olan ‘Buran-Kaya III’, Orta Paleolitik dönemden Orta Çağ’a dek uzanan en az 50 bin yıllık bir süre boyunca süren zengin bir insani faaliyet birikimi barındırıyor. Bununla birlikte, arkeologlar en çok 38 bin ilâ 34 bin yıl öncesine ait katmanlarla ilgileniyor; zira Gravettian kültüründen kalma eserleri andıran taş aletler ve oyulmuş kemikler gibi nesneler barındırıyorlar.
Bu kültür, günümüzden yaklaşık 33 bin yıl önce ortaya çıkarak zamanla Avrupa’ya yayıldı; bu durum ise Buran-Kaya’nın Avrupa’da kurulan kalıcı yerleşimlere dair en eski kanıt olabileceğini ve Gravettian kültürünün doğmasını sağlamış olabileceğini ortaya koydu.
İKİ ERKEĞİN İSKELETLERİNDEN ALINAN GENOMLAR DİZİLENDİ
Paleogenomik uzmanlar Eva-Maria Geigl ve Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden (CNRS) Thierry Grange öncülüğündeki bir araştırma ekibi, Buran-Kaya’daki yerleşimcilerin Gravettian aletlerini üretenlerin ataları olup olmadığı sorusuna yanıt bulmak amacıyla, Buran-Kaya’da bulunan ve karbon testiyle yaklaşık 35.800 ilâ 37.500 yıl öncesine ait olduğu anlaşılan iki erkeğin iskeletlerinden alınan genomları diziledi.
Araştırmacılar, iki erkeğin genomunu diziledikten ve Avrupa’da yaşayan diğer insanlarla karşılaştırdıktan sonra, erkeklerin daha yaşlı olanlardan ziyade çok daha genç (daha yeni) olan Avrupalı genomlara benzedikleri neticesine ulaştı.
Araştırmanın yazarları, bu bulgunun Buran-Kaya halkını süper-volkan patlamasının ardından güney İtalya’da bulunan Phlegraean Ovaları üzerinden Avrupa’ya giren nüfus dalgası kapsamına soktuğunu ileri sürüyor.
YEDİ BİN YILDA YAYGIN BİR KÜLTÜR YARATTILAR
Özellikle de Buran-Kaya halkı, 7 bin yıl sonra bu bölgeden yaklaşık 3 bin kilometre mesafede yaygın biçimde rastlanan Gravettian tarzı taş aletlerle kendini gösterdi. Araştırmacılar, günümüzden yaklaşık 38 bin ilâ 35 bin yıl önce iklim değiştiğinde, insanların Doğu ve Orta Avrupa’ya akın ederken kültürlerini de yanlarında götürerek Kırım’dan ve diğer güney sığınaklarından başka bölgelere yayıldığını iddia etti.
Geigl e-posta üzerinden verdiği demeçte, “Araştırmamız, anatomik bağlamda modern insanlar tarafından Avrupa halkının yapbozuna eklenen temel bir parçayı ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. Geigl, söz konusu genetik sonuçların Ukraynalı arkeologların bir hipotezini desteklediğini, yani ‘Buran Kaya III’ten gelen bireylerin, Gravettian kültürünü ortaya çıkaran batı Avrupalıların ataları olduğunu’ sözlerine ekledi.
‘TORUNLARI AVRUPA’DA KALMIŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR’
Ne var ki, iki genomu geniş alanlara yayılan uzun ömürlü bir kültüre bağlamak, göründüğü kadar kolay bir iş değil. ABD’nin Colorado Eyalet Üniversitesi’nden araştırmaya dahil olmayan antropoloji profesörü Mika Glantz, konuya ilişkin verdiği bir demeçte, Buran-Kaya’da bulunan kısmi genomlar hakkında, “Buran-Kaya III’te yaşayanların ataları buraya Avrupa’dan gelmiş, onların torunları ise Avrupa’da kalmış gibi görünüyor” değerlendirmesinde bulunarak, zaten bildiğimiz hususları pek çok yönden doğruladığını dile getirdi.
Bununla birlikte, Glantz, genomların alet üretim tarzıyla eşleştirilmesi konusunda uyardı; zira, kendi ifadesiyle, aletlerin coğrafi ve zamansal dağılımı ‘derin ve yaygındır ve bir genom sadece bir yeri ve zamanı temsil eder.’
Glantz, aletlere ilişkin geleneklerin, gelişimlerine katkı sağlayan birden çok genetik popülasyon tarafından paylaşıldığı gerçeğinin daha iyi anlaşıldığını da sözlerine ekledi.
‘BU YÜZDEN TAM BİR NÜFUS DEĞİŞİMİ YAŞANMAMIŞTI’
Daha önceki bireylerle olan bu Gravettian bağlantısı, gelecekteki çalışmalarda geçerli olmasa da Geigl ve ekibinin ürettiği genomik sonuçlar ilginç bir bulguyu da ortaya koymuş durumda: Kısaca, ‘Flegraean’ nüfusunda görülen patlama, Güney Avrupa’da yaşayan Homo sapiens ve Neandertallerin tamamen yok olmasına yol açmamıştı.
Geigl, “Ulaştığımız sonuçlar, iklim krizinden kurtularak günümüzden yaklaşık 38 bin yıl önce doğu Avrupa’ya gelen yeni yerleşimcilerle çiftleşen insanların var olması gerektiğini gözler önüne seriyor” dedi ve ekledi: “Bundan ötürü, tam bir nüfus değişimi yaşanmamıştı.”
*Arkeolog.
Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)