Amerika Birleşik Devletleri (ABD) istihbaratı tarafından hazırlanan “İklim Değişikliği ile ilgili Ulusal İstihbarat Tahmini” raporunda iklimin 2040 yılına kadar ulusal güvenlik üzerindeki etkisi incelendi.
ABD’deki 18 istihbarat kuruluşunun toplu görüşünün yansıtıldığı 27 sayfalık değerlendirmede, iklim krizinin uluslararası alanda gerilimlere yol açacağı değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporun Glasgow‘da yapılacak COP26 İklim Zirvesi‘nden hemen önce yayınlanması da dikkat çekti.
‘Orta Doğu ülkelerini daha da zorlayacak’
BBC Türkçe‘de yer alan habere göre, raporda ülkelerin iklim kriziyle mücadele noktasında anlaşmazlık yaşayacakları ifade edilirken, iklim krizinin etkilerinin ise en çok yoksul ülkelerde hissedileceği kaydedildi.
Rapor ayrıca, fütürist jeo-mühendislik teknolojilerinin bazı ülkeler tarafından tek başına kullanılmaya başlanması durumunda ortaya çıkabilecek riskler konusunda da uyarıyor.
20’den fazla ülkenin toplam ihracat gelirlerinin yüzde 50’sinden fazlasının fosil yakıtlara bağlı olduğu hatırlatılırken, bazı ülkelerin önlem almaya direnebileceği de kaydedildi.
Ayrıca, “Fosil yakıt gelirlerindeki düşüş, iklimin etkilerini daha yoğun hissedeceği tahmin edilen Orta Doğu ülkelerini daha da zorlayacaktır” ifadeleri de kullanıldı.
Risk altındaki 11 ülke
ABD istihbarat kuruluşları; enerji, gıda, su ve sağlığın özellikle risk altında olduğu 11 ülke ve iki bölge tanımlıyor.
11 ülkeden beşi Güney ve Doğu Asya‘daki Afganistan, Burma, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore. Dördü Orta Amerika ve Karayipler‘de bulunan Guatemala, Haiti, Honduras ve Nikaragua. Diğer ülkeler ise Kolombiya ve Irak. Ayrıca, Orta Afrika ve Pasifik‘teki küçük devletler de risk altında.
Rapora göre, bu ülke ve bölgeler daha yoksullar ve koşullara uyum sağlama konusunda daha az yetenekli olma eğilimindeler. Bu da istikrarsızlık ve iç çatışma risklerini artıracak. İstikrarsızlık, özellikle mülteci akınları şeklinde kendini gösterebilir ve ABD’nin güney sınırına baskıya neden olabilir.
Öte yandan, Orta Doğu ve Kuzey Afrika‘da, yüzey su kaynaklarının yaklaşık yüzde 60’ı birden fazla ülkenin sınırlarına girdiği için suya erişimde de sorunlar yaşanacak.
Pakistan ve Hindistan‘ın uzun süredir süren su sorunları devam ederken, Mekong Nehri havzasının Çin ile Kamboçya ve Vietnam arasında sorunlara neden olabileceği uyarısında bulunuluyor.
Kuzey Kutbu da, buzulların erimesi nedeniyle daha erişilebilir hale geldiği için en çok sorunun yaşanacağı yerlerden biri olması tahmin ediliyor. Buzulların erimesi yeni nakliye yolları açılması ve balık stoklarına erişimi sağlasa da, aynı zamanda ordular bölgede ilerledikçe hata riski de ortaya çıkabilir.
Rapor, bu sorunlardan kurtulmanın bazı yolları olduğunu söylüyor. Bunlardan biri de çığır açan teknolojilerin kullanımı.