İdari İşlemlerin Yargısal Denetimi, Tesis Edildiği Tarihte Yürürlükte Bulunan Mevzuata Göre Yapılır

T.C.
DANIŞTAY
Beşinci Dairesi

Esas No : 2016/17723
Karar No : 2018/18645
Tarih : 20.12.2018

İÇTİHAT METNİ

İstemin Özeti : Samsun 1. İdare Mahkemesi’nin 25.9.2013 tarih ve E:2012/953, K:2013/924 Sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …. Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:

KARAR :

Dava, Samsun İli, Bafra İlçesinde polis memuru olarak görev yapan davacının Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/D-3. maddesi uyarınca “24 ay uzun süreli durdurma” cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/5. maddesi uyarınca “brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesi” şeklinde uygulanmasına ilişkin 28.3.2012 tarih ve 22 Sayılı Zonguldak Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Samsun 1. İdare Mahkemesi’nin 25.9.2013 tarih ve E:2012/953, K:2013/924 kararıyla; davacı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonuna yazılan dilekçede kullanılan üslubun dilekçe hakkının kullanılması veya hak arama özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek ifadeler olmadığı, İlçe Emniyet Müdürü tarafından görev yerinin değiştirilmesi ve yeni görevinde resmi kıyafet giymek zorunda kalması nedeniyle kendisine uygun olmadığını belirttiği kıyafetler ile Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü Lojistik Şubesine gönderilmesine ilişkin işlemleri eleştiren ve İlçe Emniyet Müdürü ve eşi hakkında eleştiri sınırlarını aşan ve yapılan soruşturma ile gerçekleri yansıtmadığı ortaya konulan ithamlarda bulunduğu anlaşıldığından, fiiline uygun disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/D-3. maddesinde, görev içinde ya da dışında amir ya da üstlerinin eylem ya da işlemlerini eleştirici nitelikte söz söylemek ya da yazı yazmak fiilinin 24 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırmayı gerektirdiği düzenlenmiştir.

8.3.2018 tarih ve 30354 Sayılı mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7068 Sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8. maddesinin 4. fıkrasının ( b ) bendinin 5. alt bendinde ise; “görev içinde veya dışında amir ya da üstlerinin eylem veya işlemlerini olumsuz yönde eleştirici nitelikte söz söylemek ya da yazı yazmak” fiilinin 6 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektirdiği hüküm altına alınmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı dönemde İlçe Emniyet Müdürü tarafından yapılan şikayet üzerine davacı hakkında, İlçe Emniyet Müdürü ile ilgili değişik konuları kapsayan şikayetlerini çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına vermiş olduğu, küçültücü, aşağılayıcı, karalayıcı mahiyetteki dilekçeler ile ilettiği ilçe emniyet müdürünü takip ve taciz ettiği, ilçe merkezindeki bazı gazetelerde emniyet müdürünü zan altında bırakacak nitelikte haberlerin yer almasına sebep olduğu iddiaları ile ilgili olarak soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonucu düzenlenen raporda getirilen teklif doğrultusunda Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/D-3 maddesi uyarınca 24 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına, yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle verilen cezanın brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesi şeklinde uygulanmasına karar verilmesi üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, polis merkezi amiri tarafından görevli personele tebliğ edilen emir yazılarının içerikleri, davacı ile polis merkezi amiri arasında geçtiği belirtilen konuşmalarda davacı tarafından sarfedilen sözler ve olay esnasında konuşmalara tanıklık eden polis memuru Z.P.’nin de olayın oluşu ile ilgili dava dosyasında yer alan beyanı dikkate alındığında, davacının, polis merkezi amirine karşı sarfettiği, “insanda akıl mı bıraktınız”, “çarşıya çıkmama izin vermiyorsun”, “tepe tepe kullan” şeklindeki ifadelerinin, amirin eylem ve işlemlerini eleştirici nitelikte söz söylemek kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve Tüzüğün 7/D-3. maddesindeki fiilin sübuta erdiği anlaşılmaktadır.

Öte yandan, dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için öncelikle davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanması gerektiği hususunun karara bağlanması gerekmektedir.

Ceza hukuku kökenli bir ilke olan ancak zaman içinde hukukun tüm dallarında geçerli bir ilke olarak benimsenen lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiilin sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunması veya sonradan yürürlüğe giren düzenlemenin suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine sonuçlar doğurması durumunda, failin lehine olan sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.

İdare hukuku alanında, kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi, tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. İdari işlem niteliğindeki disiplin cezasının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, lehe olan normun uygulanması ilkesinin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır. Ancak lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının lehe olan hükme uygun olarak yeni bir disiplin cezası verilmesine engel olmayacağı da tabiidir.

Uyuşmazlıkta, davacıya isnat edilen fiilin sabit olduğu anlaşılmakta ise de, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/D-3. maddesinde düzenlenen disiplin cezası, 23.1.2017 tarih ve 29957 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 Sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8/4- ( b )-5. maddesinde belirtilen disiplin cezası ile karşılaştırıldığında, 7068 Sayılı Kanun ile davacı lehine bir düzenleme getirildiği görüldüğünden, İdare Mahkemesince, davacı lehinde olan düzenleme dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle Samsun 1. İdare Mahkemesi’nin 25.9.2013 tarih ve E:2012/953, K:2013/924 Sayılı kararının; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 Sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının ( b ) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın