Hava kirliliği, dünyanın dört bir yanında halk sağlığı için en büyük çevresel risk faktörlerinden birisi olarak kabul ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliğinin dünya çapında yılda yaklaşık 4,2 milyon erken ölüme neden olduğunu tahmin ediyor.
Hava kirliliğini yaratan partikül maddeler (PM) kalp veya akciğer rahatsızlığından kaynaklanan hastalıklar ve ölümlerle ilişkilendirilmiş durumda.
Maalesef Türkiye’deki şehirlerde hava kirliliği oldukça yüksek. Öyle ki 2020’de, Türkiye’de sadece 2 ilde (Bitlis ve Hakkâri) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün önerdiği kılavuz değerlerin altında temiz hava solunmuş durumda.
DİKKAT DAĞITIYOR
Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmalar devam ederken, Birmingham Üniversitesi’nde gönüllü katılımcılar üzerinde yapılan bir çalışma, hava kirliliği ile insan sağlığı ilişkisinin farklı bir boyutunu ortaya koyuyor.
Bulguları Nature Communications dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, partikül maddelere kısa süreli maruz kalmak bile kişinin günlük işlerine odaklanma yeteneğini olumsuz etkiliyor.
Araştırmacılar, bu durumda bireyin görevlere konsantre olma, dikkat dağıtıcı şeylerden kaçınma ve topluma uygun şekilde davranma yeteneklerini negatif yönde etkileyebileceğini bildiriyor.
SOSYAL İLİŞKİLERİ ETKİLEYEBİLİYOR
Çalışmanın ortak yazarlarından Birmingham Üniversitesi’nden Dr. Thomas Faherty, günlük hayattan bir örnek veriyor:
“Süpermarket alışverişini ele alalım. Hava kirliliği sebebiyle ilginizin dağınık olduğu bir gün, alışveriş sırasında gerekli olanlara odaklanmak yerine dürtüsel alışveriş yaparsınız.” Bu da haliyle evin ihtiyaçlarını almadığınız gibi fazla para harcamanızla sonuçlanır.
Araştırmacılar ayrıca katılımcıların hava kirliliğine maruz kaldıktan sonra yüzden duygu tanıma konusunda da kötü performans gösterdiklerini söylüyor.
Faherty, “Bir yüzün korku içinde mi yoksa mutlu mu olduğunu algılamada daha kötüydüler ve bunun diğer insanlara davranışlar konusunda etkileri olabilir,” diyor.
Ekip, araştırma bulgularının eğitim ve iş verimliliği de dahil olmak üzere önemli toplumsal ve ekonomik etkileri olabileceğini vurguluyor.