DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas | : 2014/261 |
Karar | : 2014/328 |
Tarih | : 30.04.2014 |
İstemin Özeti: … Dış Ticaret ve Pazarlama Limited Şirketi adına tescilli 21.03.2006 gün ve 82388 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle davacı gümrük müşavirliği şirketi hakkında ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine dair işlem davaya konu yapılmıştır.
Davayı inceleyen İstanbul 6. Vergi Mahkemesi 31.12.2008 günlü ve E:2008/573, K:2008/4150 sayılı kararıyla; 4458 Sayılı Gümrük Kanununun 181’inci maddesinin 3’üncü ve 229’uncu maddesinin 2’nci fıkralarında hem sorumluluğu gerektiren fiiller hem de gümrük yükümlüsü ile birlikte sorumlu tutulacak kişilerin belirtildiği ve genel olarak; vergi kaybına neden olan durumu bilmek fiil olarak, bu durumu bilen gümrük müşaviri de müteselsil sorumlu tutulacak kişi olarak bu kapsamda yer aldığı, gümrük yükümlüsü ile birlikte müteselsil sorumlu tutulan gümrük müşavirinin sorumlu tutulduğu gümrük vergilerinin eksik tahakkuk ve tahsiline neden olan durumu bildiği ve bilmesi gerektiğine ilişkin olarak iddiadan öte somut tespitlerin bulunması, sorumlu tutulduğu olayla arasındaki ilişkinin vergi kaybına yol açtığının açık bir şekilde ortaya konulması yasal düzenlemenin bir gereği olduğundan, bu yönde, yani vergi kaybına neden olan durumu bildiği ve bilmesi gerektiğine dair olayla ilgisi ve bağı ortaya konulamayan, ispat edilemeyen gümrük müşavirinin sorumluluk hükümlerinden bahisle takibinin olanaklı olmadığı, gümrük giriş beyannamesi kapsamındaki eşya hakkında yükümlüsünce beyan edilmeyen yurtdışı transferlerinin bulunduğunun tespiti üzerine şirketin gümrük işlemlerini yürüten davacı adına ek tahakkuk yapılmış ise de, ithalatçı firmanın bildirim ve beyanlarına ve sunduğu belgelere göre hareket eden davacı gümrük müşavirinin, 4458 sayılı Kanunun 181’inci maddesi uyarınca olayı bildiği ve bilmesi gerektiği somut bir şekilde ortaya konulmadan, hatalı durumun varlığını bildiği ya da bilmesi gerektiği konusunda herhangi bir saptama ve tespit olmadan, gümrük giriş beyannamesi kapsamındaki eşyanın değerinin düşük beyan edildiğinden bahisle, tesis edilen işlemde yasalara uyarlık görülmediği gerekçesiyle davaya konu işlemi iptal etmiştir.
Gümrük idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 11.06.2012 günlü ve E:2009/1314, K:2012/3024 sayılı kararıyla; 4458 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 11’inci bendinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli, aynı maddenin 1’inci fıkrasının 17’inci bendi, 5’inci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli, 181’inci maddesinin yine olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli ile 192’inci maddesindeki hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; ithalat işlemlerinin gümrük müşaviri aracılığıyla gerçekleştirildiği hallerde gümrük müşaviri olan gerçek veya tüzel kişinin ve ithalat işlemlerinin adına yürütüldüğü kişinin (ithalatçı) “yükümlü” olduğu; eşyanın gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin yurda girişinin yapılması durumunda; bir başka deyişle, ithalata ilişkin olarak gümrük yükümlülüğünün doğması halinde, vergilerin ödenmesinden ithalatçı ile gümrük müşavirinin, yükümlü olmaları nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları; dolayısıyla, bu tür durumlarda, alacaklı kamu idaresince, gümrük vergilerinin tamamının sorumlulardan, aralarında sıra gözetilmeksizin tahsili yoluna gidilmesinin mümkün olduğu sonucuna ulaşıldığı, dolaylı temsil durumunda, ithalatta gümrük yükümlülüğünde, hesabına gümrük beyanında bulunulan (ithalatçı) kişi ile birlikte beyan sahibi (gümrük işlemlerini yürüten gümrük müşaviri) de yükümlü olduğundan, vergilerin ödenmesi bakımından aralarında müşterek ve müteselsil sorumluluk bulunduğu, verginin ödenmesinden, ithalatçı ile birlikte ve yükümlü sıfatıyla müşterek ve müteselsil sorumlu olan davacı gümrük müşaviri adına ek tahakkuk yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından, dava hakkında, dava konusu işlemin diğer yönlerden hukuka uygunluğunun incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
Bozma kararına uymayan İstanbul 6. Vergi Mahkemesi 14.11.2013 günlü ve E:2013/1918, K:2013/2228 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.
Israr kararı gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiş ve davacı adına tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
… Dış Ticaret ve Pazarlama Limited Şirketi adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle davacı gümrük müşavirliği şirketi hakkında ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine dair işlemin iptali yolundaki ısrar kararı, gümrük idaresince temyiz edilmiştir.
Beyannamenin tescil tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerine göre 4458 sayılı Gümrük Kanunu 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 11’inci bendinde, “yükümlü”nün, gümrük yükümlülüklerini yerine getirmekle sorumlu olan bütün kişileri ifade ettiği ve 5’inci maddesinde, bütün kişilerin, gümrük mevzuatı ile öngörülen tasarrufları ve işlemleri gerçekleştirmek üzere gümrük idarelerindeki işleri için bir temsilci tayin edebilecekleri; temsilcinin, Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik bulunan kişiler olduğu; temsilin, doğrudan veya dolaylı olabileceği; doğrudan temsil durumunda temsilcinin başkası adına hareket edeceği; dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkası hesabına hareket edeceği; 181’inci maddesinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünün ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesi veya ithalat vergilerinden kısmi muafiyet suretiyle geçici ithali halinde doğduğu ve gümrük yükümlülüğünün, beyannamenin tescil tarihinde başladığı; ithalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlünün, beyan sahibi, dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi olduğu kuralına yer verilmiş; aynı Kanunun 192’inci maddesinde ise, aynı gümrük vergilerinin ödenmesinden birden çok yükümlünün sorumlu olduğu hallerde, bunların söz konusu vergilerin ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kurala bağlanmıştır.
Bu düzenlemeler karşısında; ithalat işlemleri temsil hükümlerine göre yürütülerek yapılan ithalatlarda beyanı yapan gümrük müşaviri ile hesabına gümrük beyanında bulunulan ithalatçı yükümlü olmakta ve ithalat vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin giren eşyaya ait vergilerin ödenmesinden, gümrük müşavirlerinin de ithalatçı ile birlikte müteselsilen sorumlu oldukları anlaşıldığından gümrük idaresince, kamu alacağı için aralarında sıra gözetilmeksizin tahsil edilmeyen alacak nedeniyle takip yapılabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Verginin ödenmesinden, ithalatçı ile birlikte ve yükümlü sıfatıyla müşterek ve müteselsil sorumlu olan davacı gümrük müşaviri adına ek tahakkuk yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından; dava hakkında, davaya konu işlemin diğer yönlerden hukuka uygunluğunun incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, davacının yükümlü olarak takip edilmesini hukuka aykırı gören ve davaya konu işlemi iptal eden vergi mahkemesi ısrar kararı hukuka uygun görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 14.11.2013 günlü ve E:2013/1918, K:2013/2228 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 30.04.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARSI OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.