Fesih ve Tasfiye İşleminin Hatalı veya Eksik Olması Halinde Gerçek Anlamda Tasfiyeden Söz Etmek Mümkün Değildir

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
ONİKİNCİ HUKUK DAİRESİ
 
Esas : 2020/1116
Karar : 2020/950
Tarih : 06.10.2020

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ: 20/03/2020

NUMARASI : 2019/846 Esas – 2020/165

DAVA: Şirketin İhyası

İSTİNAF KARAR TARİHİ 06.10.2020

Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı tasfiye memuru Mehmet Yıldız vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;

DAVA: Davacı vekili, … Ltd. Şti.nin 12.03.2014 tarihinde tasfiye edildiğini, 20.09.2019 tarihinde tasfiyenin sonuçlandırılmasına karar verildiğini, şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin, bu şirketle müvekkili arasında İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/151 Esas (Eski Dosya No:2014/2183 Esas, 2016/797 Karar sayılı) davalarının bulunduğunu, o mahkemece davalı tarafın ihyası için dava açmak üzere kendilerine süre verildiğini belirterek … Ltd. Şti.nin ihyasına karar verilmesini istemiştir.

CEVAP:1-Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağlayacağını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, davanın niteliği gereği yasal hasım konusunda bulunan müvekkili aleyhine yargı giderine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının, ihyası istenen şirket aleyhine İst. Anadolu 5. ATM’nin 2019/151 Esas (Eski no:2014/2183 Esas) sayılı dosyası ile dava görülmekte olduğu, davacının ihya isteminde hukuki yararı bulunduğu, tasfiyede mevcut ve muhtemel alacaklar gözetilerek tasfiyenin yürütülmesi gerektiği, derdest dava bulunduğu halde, tasfiyenin sonlandırılmasının tasfiyenin eksik yapıldığı anlamına geldiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile …Şti’nin TTK’nun 547/1 maddesi uyarınca; İstanbul Anadolu 5. ATM.inin 2019/151 Esas sayılı dosyası yönünden geçerli olmak üzere ihyasına, son tasfiye memuru davalının tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı tasfiye memuru … vekili; ….Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilen kararın gerekçesi yerinde olmadığı, davanın 29.11.2019 tarihinde açılmış olup zaman aşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, davacılar ihyasına karar verilen davalı şirkette paydaş olmadığını, davanın yazılı yargılama usulüne göre yürütülmesi gerekirken basit yargılama usulüne göre görülmesinin usule aykırı olduğunu, davalı şirketin mal varlığı olmadığı, davacının 2 yıl geçtikten sonra davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE :Terkin olunan şirket hakkında açılmış dava devam eder iken tasfiyenin tamamlanarak sicilden terkin yapıldığı anlaşılmaktadır. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp, bu durumda bundan zarar görenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahip olacaktır. Şirketin ihyası TTK nun 547.maddesine dayalı olup TTK nun 1521.maddesi gereği açılan davalarda basit yargılama usulü uygulanacaktır. Yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf sebepleri, halen terkin edilen şirket hakkında görülmekte olan davanın elde ki davanın neticesini beklediği de gözetildiğinde bu iddia yargılamayı uzatma amaçlı olduğu kabul edilmiştir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 14/09/2017 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/151 esas sayılı dosyasında, esasen 2014 yılında açılmış bir dava bulunduğu ve dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Tasfiyenin kapatılmasından evvel dava açılmış olmakla davanın sonuçlandırılabilmesi için ihya gerektiği, bu halde bir zamanaşımı da öngörülmediği, davalı tasfiye memurunun ihya koşulları bulunmadığına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Dairemizce; Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK nun 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tespiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tespit edilmesi ve bu tespitlerin benimsenmesi nedeniyle, daha evvel ki uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Hükümden sonra davacı gider avansından karşılanan 49-TL posta masrafının davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06.10.2020

KAYNAK:CORPUS
FOTOĞRAF:Blogager
Bu Yazıyı Paylaşın