Facebook Hesabında Yayınlanan Resimleri ve Cep Telefonu Numarasını, Başka Bir Facebook Hesabında Yayınlamak, Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturur

T.C.
YARGITAY
Onikinci Ceza Dairesi

Esas No : 2018/8221
Karar No : 2019/6189
Tarih : 15.05.2019

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından, hakaret suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR :

1- )Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:

Gerekçeli karar başlığında, 22.12.2015 olan karar tarihinin 08.10.2015 olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 gün, 2018/4-394 Esas- 2018/478 Karar sayılı ilamında; ”6763 Sayılı Kanun’un uyuşmazlık konusunu ilgilendiren fıkralarının gerekçesinde; söz konusu yasal değişikliğin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu değişikliklerle uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır. CMK’nın 253. maddesinin 18. fıkrasında ise uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda soruşturma evresinde tarafların kabul etmemeleri nedeniyle sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin zorunlu bir gereği olarak daha önce usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesini gerektirmediği kabul edilmelidir.” hususunun belirtilmiş olması karşısında; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 35. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’nın 254. maddesinin 1. fıkrası gereğince uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmek suretiyle hükmün bozulmasını öneren tebliğnamedeki görüşe, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçunun hüküm tarihinden önce de uzlaşma kapsamında olduğu, dosya içeriğinden taraflar arasında uzlaşmanın gerçekleşmediğinin anlaşılması karşısında, bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağı anlaşıldığından iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın beraate karar verilmesi gerektiğine, katılanın sanık hakkında hapis cezası uygulanması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanık hakkında TCK’nın 125/2-1. madde ve fıkraları gereğince 150 gün adli para cezası olarak belirlenen temel cezanın aynı Kanunun 125/4. madde ve fıkrası gereğince 1/6 oranın artırılması sırasında sonuç cezanın 175 gün adli para cezası olarak yazılması gerekirken 180 adli para cezası olarak yazılması, TCK’nın 43/1. madde ve fıkrası gereğince artırımın 175 gün adli para cezası üzerinden yapılması gerekirken 180 gün adli para cezası üzerinde yapılarak sanık hakkında fazla ceza tayini,

Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 2. bendinin 2. paragrafında yer alan “180” ibaresinin, 3. paragrafında yer alan “225” ibaresinin ve 4. paragrafında yer alan “6.750” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerlerine sırasıyla “175”, “218”, “6540” ibarelerinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA;

2- )Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince:

Yapılan yargılamaya incelenen dosya kapsamına göre katılanın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

a- )İkrar içeren savunmaya ve dosya kapsamına göre; sanığın, katılan facebook hesabında yayınladığı resimleri ve katılana ait cep telefonu numarasını kendi facebook hesabında yayınlaması şeklinde eyleminin TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu ve sanık hakkında bu suçtan mahkumiyete karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, delillerin takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine karar verilmesi,

b- )Gerekçeli karar başlığında, 22.12.2015 olan karar tarihinin 08.10.2015 olarak yazılması,

SONUÇ :

Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın