YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas | : 2019/4664 |
Karar | : 2021/18995 |
Tarih | : 13.10.2021 |
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak özgürlüğünün kısıtlanmasıdır.
Aile bireylerine kötü davranma suçu; cinsel istismar, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, yaralama, tehdit, sövme gibi başka maddelerde açıkça suç olarak düzenlenen eylemlerin dışında kalan çıplak gezdirme, aç bırakma, eve almama, evden dışarı atma, mendil sattırma, sürekli alay etme, korkutma gibi merhamet ve şefkatle bağdaşmayan eylemleri kapsar.
Oğlu olan mağduru, evde bulunan ve iş yerine ait emanet parayı alıp harcamasına kızan sanığın mağdurun ıslah olması amacıyla ormanlık alana götürerek bir ağaca bağladığı, yanından ayrılarak yakın bir yerde beklemekteyken kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle mağdurun serbest kaldığı olayda; sanığın eyleminin TCK’nın 109/1, 3-e-f, 29. maddeleri bağlamında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı biçimde beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, mağdur vekili ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince sanığın eyleminin kötü muamele düşüncesiyle üyeler … ve …’nin karşı oylarıyla, sonuç itibarıyla bozma kararı verilmesi yönünden, 13.10.2021 gününde oyçokluğuyla BOZULMASINA karar verildi.
KARŞI OY
Hürriyeti tahdit suçu TCK. 109/1. maddesinde düzenlenmiş olup “bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası” öngördüğü, ikinci fıkrasında “kişi fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası” öngördüğü, üçüncü fıkrasında ise;
“Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,” işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezanın bir kat arttırıldığı düzenleme altına alınmıştır.
Olay tarihinde oğlu olan mağdurun evde kasada bulunan ve çalıştığı iş yerine ait bir miktar parayı alıp harcaması üzerine bu duruma kızan sanığın oğlunu uslanması ve itiraf etmesi amacıyla ormanlık alana götürüp bir ağaca iple bağlayarak uzaktan izlediği, ipin gevşek bağlanmasından istifade eden mağdurun ipleri çözerek polisi araması üzerine olay yerine polisin geldiği, sanığın savunmasında belirttiği üzere çocuğun uslanması ve almış olduğu parayı itiraf etmesi için böyle bir yola başvurduğu, hürriyeti tahdit kastıyla hareket etmediği, TCK.nın 232. maddesinde kötü muamele suçunun düzenlendiği, birinci fırkasında “Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemenin bulunduğu, buna göre aynı konutta birlikte yaşayan kişilerden birine kötü muamelede bulunulmasının cezalandırıldığı, ancak her türlü kötü muamelenin suç olarak düzenlenmediği, kötü muamelenin merhamet, acıma, şefkat ile bağdaşmayacak nitelikte bulunması gerektiği, ancak bu muamelenin kişide basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmiş ise, artık kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmedilmesi gerektiği, yarı aç veya susuz bırakma, uyku uyutmama, zor koşullarda çalışmaya mecbur bırakma, çıplak gezdirme, eve almama, evden dışarı atma, alay etme, korkutma gibi hareketleri kötü muameleye örnek olarak söyleyebiliriz.
Sonuç olarak sanığın üzerinde tedip hakkı olan oğluna uslanması için alışılmışın dışında bir ceza uygulamış olsa da hürriyeti tahdit kastıyla hareket ettiğinden söz edilemeyeceği, TCK. 232/1. maddesinde düzenlenen kötü muamele suçunun oluştuğu düşüncesiyle suç vasfı açısından sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 13.10.2021