Empati Becerisi Yüksek Olanlar, Müzikteki Duyguları Daha İyi Anlıyor

Başkalarının duygularını anlayan kişiler, müzikle aktarılan duyguları daha iyi yorumlayabilir mi? Bilim insanlarından oluşan uluslararası bir araştırma takımının yeni çalışması, bu iki kabiliyetin birbiriyle bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Çalışmanın sonuçları, gelecekte sosyal katılımlı müzik dinlemenin sosyal bilişsel kabiliyet üzerindeki etkisinin test edilebileceği araştırmalar için zemin sağlıyor. Söz konusu çalışmalarda ayrıca, otizm tayf bozukluğu veya şizofreni rahatsızlığı bulunan bireyler için sosyal beceri eğitiminde kullanılan tedavi yöntemlerine müzik dinlemenin de eklenip eklenemeyeceğini de araştırılabilir.

Bulgular, dün Amerikan Psikoloji Birliğine bağlı Emotion bülteninde yayımlandı.

Çalışmaya, Southern Methodist Üniversitesi Sosyal ve Klinik Sinirilim Laboratuvarının müdürü ve yardımcı profesör Benjamin A. Tabak ile Oregon Üniversitesi Dönüşümsel Tıp Merkezinde müzikoloji yardımcı profesörü olarak çalışan Zachary Wallmark öncülük etmiş.

“Empati en çok sosyal etkileşimler bağlamında düşünülüyor fakat sosyal iletişimin, müzik de dahil olmak üzere diğer pek çok şekli bulunuyor” diyor Tabak. “Müzikle anlam ve duygu aktarılabilir. Ayrıca duygusal tepkileri de harekete geçirebilir. Fakat müziğin duygusal gücünden sorumlu mekanizmalar yeterince anlaşılmış değil.”

Tabak ve meslektaşları, empati ve müziğe yönelik kuramlarını test etmek istemiş. Çalışma kapsamında diğer insanların duygu ve düşüncelerini doğru şekilde anlama kabiliyetini (empatik doğruluk) ve bir insanın başka bir kişinin hissettiği duyguları ne dereceye kadar hissettiğini (duygu paylaşımı) ölçmüşler.

“Diğer insanların duygu ve düşüncelerini daha doğru şekilde anlayan kişilerin, müzisyenlerin müzik yoluyla iletmeyi amaçladığı şeyleri de daha doğru şekilde anlayıp anlamadıklarını merak ettik ve bunu araştırmanın ilginç olacağını düşündük” diyor Tabak. “Benzer şekilde, diğerlerinin yaşadığı duyguları hissetme eğilimi taşıyan kişilerin, müzikle iletilen duyguları hissetmeye eğilimli olup olmadığını da öğrenmek istedik.”

İlk bulgular, her iki hipoteze de destek sağlamış. Sonuçlar özellikle, empatik doğruluk becerisinin kişiler arası etkileşimlerin ötesine uzanıp müziğe ulaştığını gösteriyor. Araştırmacılar bu sonuçların, aktif ve katılımlı müzik dinlemenin sosyal bilişsel beceriyi geliştirme üzerindeki etkisiyle ilgili yürütülecek çalışmalara bir zemin sağlamasını umuyor.

Tabak ve Wallmark çalışmanın, müziğin en başta insanların diğer insanlarla bağlantı kurmasına yardımcı olmak ve sosyal çevrelerini daha iyi anlayıp yönetmek üzere evrimleşen sosyal bir davranış olduğu kuramına deneysel destek sağladığını düşünüyor.

Bu Yazıyı Paylaşın