Yakın zamanda Finlandiya’da yapılan bir araştırma, çocukluktan itibaren ekran süresinin sınırlandırılmasının ve fiziksel aktivitenin teşvik edilmesinin, ergenlik döneminde ruh sağlığını korumada kritik rol oynadığını ortaya koydu. Sekiz yıl süren çalışma, ekran karşısında uzun saatler geçiren çocukların ergenlikte depresyon ve stresle daha sık karşılaştığını gösterirken, fiziksel aktivitenin bu riski azalttığını vurguladı.
Araştırmanın Detayları: 8 Yıllık İzleme
Jyväskylä Üniversitesi Spor ve Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Doğu Finlandiya Üniversitesi Biyotıp Enstitüsü iş birliğinde yürütülen çalışma, 187 çocuğun ergenlik dönemine kadar olan sürecini takip etti. Sonuçlara göre, özellikle mobil cihazlarda fazla zaman harcayan çocuklarda depresif belirtiler ve stres düzeyleri belirgin şekilde yüksek çıktı. Fiziksel aktivite ve organize sporlara katılım ise bu riski azaltan bir faktör olarak öne çıktı. Ancak araştırmada dikkat çeken bir nokta, ekran süresinin depresyon üzerindeki etkisinin fiziksel aktiviteye kıyasla daha güçlü olması.
“Günde 2 Saat Bile Fazla Olabilir”
Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşlar, çocukların günde en fazla 2 saat ekran karşısında kalmasını öneriyor. Ancak çalışmanın baş yazarlarından Dr. Eero Haapala, bu sürenin bile yılda yaklaşık bir aya denk geldiğini belirterek endişelerini dile getirdi: *”Ekran süresi ve hareketsiz yaşam, gençlerin zihinsel sağlığını tehdit ediyor. Aileler, çocukların hem fiziksel aktivite hem de ekran kullanımı arasında denge kurmalarına yardım etmeli.”*
En Riskli Grup: Hareketsiz ve Ekrana Bağımlı Çocuklar
Araştırma, hem yüksek ekran süresi hem de düşük fiziksel aktiviteye sahip ergenlerin en yüksek stres ve depresyon seviyelerine ulaştığını gösterdi. Uzmanlar, bu durumun önlenmesi için erken yaşta sağlıklı alışkanlıkların kazandırılmasının şart olduğunu vurguluyor.
Çözüm İçin Toplumsal İş Birliği Şart
Dr. Haapala, sorunun çözümünde ailelerden okullara, politikacılardan medya düzenleyicilere kadar herkesin rolü olduğunun altını çizdi: *”Dengeli ekran kullanımı, yeterli uyku, sağlıklı beslenme ve düzenli spor bir arada teşvik edilmeli. Bu, çocukların gelecekteki ruh sağlığı için yapılacak en değerli yatırım.”*
PANIC Çalışması Ne Amaçlıyor?
Araştırma, Doğu Finlandiya Üniversitesi’nin Metabolik Hastalıklar Araştırma Topluluğu’nun bir parçası olan PANIC Çalışması kapsamında yürütüldü. Topluluk, çocukluktan yetişkinliğe uzanan süreçte hareketsiz yaşam ve beslenme alışkanlıklarının kronik hastalıklarla ilişkisini inceleyerek önleyici stratejiler geliştirmeyi hedefliyor.
Ebeveynlere Pratik Öneriler:
– Çocukların ekran süresini yaşlarına uygun şekilde sınırlandırın.
– Açık havada aktivite ve spor için teşvik edici planlar yapın.
– Uyku düzeni ve beslenme alışkanlıklarını gözden geçirin.
– Ekran kullanımını aile içi etkileşimin önüne geçmeyecek şekilde yönetin.
Bu çalışma, modern çağın en büyük zorluklarından biri olan dijital bağımlılıkla mücadelede bilimsel bir rehber niteliği taşıyor.