Önceki gün 2024-II. çeyrek GSYH verileri açıklandı. İlk çeyrekte yüzde 5,3 büyüme sonrası ikinci çeyrekte yüzde 2,5 büyüme geldi. Böylece Türkiye 2024 yılı ilk yarısında yüzde 3,8 büyüme göstermiş oldu.
Geçen yıl Eylül ayında Mehmet Şimşek ve ekibinin rasyonel akılla hazırladıkları OVP’ye göre 2024 büyüme oranı yüzde 4,0 hedefleniyordu. Bu durumda 2024 yılının kalan ikinci yarısında yüzde 4,1 büyüme gerekiyor.
Öncü verilere bakıldığında bu yılın kalan yarısında bırakın büyümeyi, eksiye bile geçebileceğimiz tahmin ediliyor. Muhtemeldir ki 2024 yılını yüzde 3,0 civarı bir büyüme ile tamamlamış olabiliriz. Ama kesin olan şu ki, bu yıl yüzde4,0 olan OVP hedefi tutmayacak.
Ya enflasyon?
İlk 8 aylık enflasyon yüzde 31,94. Merkez Bankası’nın yüzde 38’lik hedefinin üst bandı olan yüzde 42 için kalan 4 ayda yüzde 7,62 artış olması gerekiyor. Bu da aylık bazda yüzde 1,85 enflasyon demektir. Eğer yıl sonu yüzde 38 enflasyon hedefi olacaksa kalan aylarda enflasyonun yüzde 1,11’de kalması gerekiyor.
Şimdi bu enflasyonu biraz deşelim.
Ağustos ayı hem giyimin hem de gıdanın ucuz olduğu bir ay. Zaten mevsimsel veriler hariç enflasyon yüzde 3,25. Yani kalan aylarda bırakın 1,11’i veya 1,85’i durum çok daha sert.
Ne OVP büyüme hedefi tutacak ne de OVP enflasyon hedefi. (Bu arada OVP’de enflasyon hedefi zaten yüzde 33,0 ve bunun tutması imkansız.)
Dün bir yazıda şu konuyu işledim: Hem büyüyor hem de fakirleşiyoruz.
Şimdi ikinci kısma geçiyoruz. Enflasyon ve cari denge sorununa…
Bu yılın başından beri ÜFE yüzde 23,86 artarken TÜFE yüzde 31,94 arttı. Yani maliyetler artmazken satış fiyatları artıyor. Neden acaba? (bunu dış ticarette göreceğiz)
Geçen yıl OVP’ye göre 2024 yılı ortalama dolar kuru36,78 lira olmalıydı. Bakın bu ortalama kur; yani yılsonu kuru değil. Veya yaklaşık olarak haziran ayı kuru da diyebiliriz.
Peki şimdi kur nerde? Yani ilk 8 aylık ortalama kur ne: 32,021 TL’de… Bu hesaba göre Ekonomi ekibi doların çok daha hızlı artışına rağmen enflasyonu yüzde 33,0 hesaplamış. Ama dolar şu anda hedefin çok çok altında olmasına rağmen enflasyon yüzde 42’yi bile tutmayacak.
Acaba böyle bir matematik nasıl yapılmış olabilir? Ya matematik bilgisi eksik ya da bilinçli bir yanıltma durumu var.
Gelelim işin nihayetine. Altta verdiğim karmakarışık grafiğe bakın. Orada tek bir canavar var: Tüketim malı ithalatçıları…
Bakınız ülkede faiz yükselişinden dolayı ekonomi yüzde 5 büyümelerden yüzde 2,5 büyümelere düştü. İşten çıkarmalar ve konkordatolar başladı.
Ama bir şey hiç bunlardan etkilenmiyor. İthal mal tüketimi…
Geçen yıl 25-30 milyar dolar bandında seyreden ithal tüketim şimdiler 51-52 milyar dolar bandında. Adeta çok sert direnç gösteriyor.
İşte tam da bu kişiler yüzünden ne ithalat yapısal olarak geriliyor ne de enflasyon istenen gerilemeyi yaşıyor.
Bakınız ara malı ithalatı bile düşerken tüketim malı ithalatı düşmeyi bırakın artış bile yaşıyor. Ve tüm bunların faturasını işçi-emekli-memur ödüyor.
Aslında Mehmet Şimşek’e itiraz ettiğim ana nokta burası… Enflasyonu dedem de düşürürdü… Mesele maliyetinin ne olacağıydı. Maalesef bu enflasyon düşürme süreci bize epey pahalıya mal olacak…