Düğün Sırasında Takılan Ziynet Eşyaları Kim Tarafından Takılırsa Takılsın, Aksine Bir Anlaşma Bulunmadıkça Kadına Bağışlanmış Sayılır

T.C.
YARGITAY
Üçüncü Hukuk Dairesi

Esas No : 2017/17245
Karar No : 2018/361
Tarih : 18.01.2018

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Taraflar arasındaki ziynet, ev ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, ziynet alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne, ev ve çeyiz eşyası alacağı yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR :

Davacı; davalı ile 15.07.2011 tarihinden beri ayrı yaşadıklarını,davalının açtığı boşanma davasının reddedildiğini, düğünlerinde kendisine 22’şer gramdan 8 adet desenli bilezik, 1 adet kolye, 1 adet kilitli künye, 1 adet kalın bileklik, 2 adet hediyelik bilezik, 1 adet ata altın ve 10’un üzerinde küçük altın; nişanda ise bir adet künye, 1 adet saat, 1 adet tek taş yüzük, küpe ve alyans yüzüğün takıldığını, bu ziynetlerden 8 adet desenli bilezik, düğün sonrasında kendisinin babası tarafından cumalık olarak takılan 1 adet burma bilezik, kolye, bileklik, künyeler, tek taş yüzük dışındaki bütün altınların kuyumcuya verilerek karşılığında 2 adet daha desenli bilezik alındığını, güvenli olur düşüncesiyle 11 adet bileziğin …’de bulunan davalının babası …’a bıraktığını, sonradan…’e dönüldüğünde bilezikleri davalının babasından alarak yakınların düğünlerinde taktığını, …’den ayrılırken de davalının babasına geri teslim edildiğini, davalı ile evliliklerinde sorunlar çıkmaya başlayınca, davalının bilezikleri babasıyla birlikte bozdurduklarını ve karşılığında Euro aldıklarını öğrendiğini, ziynetlerini davalının kendisine geri vermediğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile; 10 adet 22’şer gramlık desenli bilezik, 1 adet burma bilezik, 1 adet kolye, 1 adet kalın bileklik, 2 adet künye ve tek taş yüzüğün ve ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini bu mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarına dair 22.500 TL,ev ve çeyiz eşyalarına dair 7.500 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı; davacı ile düğünlerinde tanesi 22 gram olmak üzere toplam 8 adet bilezik, 1 adet kolye, 1 adet künye, 1 adet saat, 1 adet küpenin kendisine takıldığını, davacının ailesi tarafından davacıya 1 adet bilezik takıldığını, düğüne gelen misafirler tarafından 2 adet hediyelik ince bilezik, bir kaç tane çeyrek altın ve ata liranın bir kısmının kendisine, bir kısmının davacıya takıldığını, tek taş yüzüğün ise davacı tarafından kendisine takılan küpe bozdurulmak suretiyle alındığını, 2 adet hediyelik bilezik, 1 adet ata altın, çeyrek altınlar bozdurulup 2 adet bilezik, 1 adet bileklik alındığını, davacının ziynet eşyalarını kendi istemi ile Euro’ya çevirip, geri dönüşüm niyeti olmaksızın rızası ile bir takım harcamalar yaptığını, müşterek evden ayrılırken çeyrek altınların ve ince bilekliğin bozdurulması suretiyle satın alınan kalın bilekliğini yanında götürdüğünü, davacıya ait olan 1 adet gerdanlık, 1 adet saat, 1 adet yüzük, 1 adet ince bileklik kendisinde olduğundan bunlar ve dava dilekçesinin son paragrafında sayılan eşyalar dışındaki diğer talepler yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davalı tarafından kendisinde olduğu ikrar edilen 1 adet 20,64 gr 14 ayar kolye ve 1 adet 9,01 gr 14 ayar kelepçe bileziğin davalı tarafça davacıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 1.808,65 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11 adet altın bileziğin davalının babasına teslim edilmesi nedeni ile davalının bu bileziklerden sorumlu tutulamayacağından bununla ilgili talebinin ve fazlaya dair ziynet eşyası isteminin reddine, davacının ev eşyalarının kendisine teslim edildiğini beyan etmesi nedeni ile, davacının ev ve çeyiz eşyası talebi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

I- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

II- ) Dava; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.

Öte yandan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.

Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının istemi ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur.

Somut olayda; dinlenen davalı tanıklarından davalının babası … beyanında ;”davacı ve davalının düğününde takılan altınlardan toplam gramını bilmediği 11 adet bileziğin kendisine satması için verildiğini, satmadan önce eğitim kredisi borcu için ve ev taşıyacakları zaman nakliye masrafında kullanmaları için 3 adet bileziği kendisinden istediklerini, kendisinin de davacı ve davalıya 1 adet bileziği daha ucuz fiyata bozdurmamaları için 400 Euro borç para verdiğini, bunu da kendisinde kalan paradan mahsup ettiğini ayrıca gramını bilmediği 2 adet bilezik verdiğini, geriye kalan 9 adet bileziği tarafların istemi üzerine sattığında bu bileziklerin 188 gram ettiğini, neticede bu 9 adet altın bileziği 5.300 Euro paraya çevirdiğini, bu paradan 300 Euro davacıya verdiğini, davacının hastane masrafları için 250 Euro gönderdiğini, tarafların tayinleri …’a çıktığında nakliye masrafları için 500 Euro ve kredi kartı borçları için 300 Euro parayı taraflara verdiğini, bakiye kalan paranın kendisinde olduğunu, davacının iddia ettiği kalın altın bilekliği ve tek taş yüzüğü hiç görmediğini, kendilerinde bir kolye ve yüzüğün olduğunu, saat ve ince bilekliğin ise olmadığını ” olduğunu ifade etmiştir.

Hal böyle olunca mahkemece, davacıdan alınan 11 adet altın bileziğin, davalı tarafa bağışlama amacı ile verildiği ispatlanamadığından; 11 adet altın bilezik yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde talebin red edilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ :

Yukarıda birinci bentte açıklanan sebeplerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan sebeplerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın