Dinsizlik ya da İmansızlıkla İtham Etmek Onur, Şeref ve Saygınlığı Rencide Edici Boyutta Değildir

T.C.
YARGITAY
ONSEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
 
Esas : 2015/33137
Karar : 2017/7985
Tarih : 15.06.2017

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama

HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

) Rahatsız olduğunu söyleyerek kurum 2. müdürünün talimatı ile cezaevinde bulunduğu B-8 koğuşundan alınarak sağ müşahade 3. kabinine konulan sanığın, yaklaşık 1 saat sonra husumetli olduğu bir mahkumun yanına getirilmesine yönelik isteği kabul edilmeyince yeniden B-8 koğuşuna götürülmeyi istediği, müştekilerin bu talebi reddetmesi üzerine sanığın müştekilere tehdit içeren sözler söylediği ve çelik tabak, cam bardak, sertleştirilmiş plastik tabak parçaları fıtlattığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin bir bütün olarak görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu kasten yaralama ve tehdit suçlarından hükümler kurulması,

) Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Sanığın müştekilere söylediği “dinsiz, imansızlar” şeklindeki sözün müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığının gözetilmemesi,

Kabule göre ise;

a) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması ve TCK’nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,

b) Sanık hakkında hakaret ve tehdit suçları yönünden zincirleme suç hükmünün uygulanma koşulları değerlendirilirken uygulanan Kanun maddesi gösterilmeyerek, CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,

Kanuna aykırı, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KAYNAK:CORPUS
FOTOĞRAF:ÖNCÜL
Bu Yazıyı Paylaşın