İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Davacı vekili, davacı işçinin işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağının tahsili için icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı işverenin % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının davalı tarafından işten çıkarıldığını, mahkememizce işe iadesine karar verilmesine rağmen işe iade edilmediğini, işe iade kararı gereğince ödenmesi gereken işe başlatmama tazminatı ile 4 aylık boşta geçen süre ücretinin ödenmediği için icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde takibe itiraz edip takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı işverenin %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, davacının işe iade kararından sonra işe başlama talebinde bulunması üzerine davacının işe başlaması için Düzce 6. Noterliğinden ihtarname gönderdiklerini ve davacıyı işe davet ettiklerini, davacının işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığını gösterir şekilde işe başlamadığını, davacının bildirdiği ücret miktarının doğru olmadığını, istediği alacağın yargılamayı gerektirdiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan hesap raporuna itibar edilerek, davacı ve arkadaşlarının 2010 yılı Aralık ayının 20. gününden sonra ve o ay içinde vekilleri ile birlikte davalı işyerine giderek işe başlamak için başvuruda bulundukları, davalı işverenin davacı ve arkadaşlarına daha önceden asgari ücretin üzerinde bir ücretle çalışmasına rağmen asgari ücretle işe başlamayı ve önceki işlerinden farklı bir işte çalıştırmayı teklif ettiği, bu şekilde davalının davacıyı önceki çalışma ve ücret koşullarında işe başlatmak istemediği, davacıyı işe davetinin ciddi olmadığını gösterdiği, işe başlatma niyeti olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrının gerçek bir işe başlatma daveti olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle davacının 4 aylık işe iade tazminatı ile 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklara hak kazandığı, davacının ücret miktarı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, davalı tarafın davacının ücretinin sigorta kayıtlarında bildirilen miktar kadar olduğunu savunduğu, davacının mahkememizde açtığı işçilik alacakları ile ilgili derdest olan dosyasında davacı tanıklarının davacının asgari ücretin üzerinde bildirdikleri ve davacının talebindeki miktar kadar ücret aldığını beyan ettikleri, o dosyada emsal ücretin bildirilmesi için müzekkere yazılan Ticaret ve Sanayi Odası, Deniz Ticaret Odası ve Türkiye Dok Gemi İş Sendikası tarafından davacının alabileceği ücret konusunda asgari ücretin üzerinde farklı miktarlarda ücretlerin bildirildiği, tanık beyanları ile emsal ücret araştırmalarından davacının asgari ücretin üzerinde ücret aldığının ispatlanmış olduğu, bilirkişinin bildirilen miktar ile emsal ücret miktarlarını göz önüne alarak tespit ettiği, ücret miktarının uygun bulunduğu gerekçesi ile itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir.
D) Temyiz: Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe: 4857 sayılı İş Kanununun 21. madde hükümleri gereğince, işçinin feshin geçersizliği ve işe iade davasını kazanması, işe başvurması ve işe başlatılmaması durumunda, maddede belirtilen 4 aylık süre ihbar, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağını etkiler. Çünkü dört aya kadarki süre işçinin fiili çalışmasına ilave edilir. Kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının işe başlatmama tarihi yeni fesih tarihi olduğundan, bu tarihteki ücret üzerinden hesaplanması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 166/1 maddesine göre, Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir.
Diğer taraftan aynı kanunun 165. maddesi uyarınca Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idarî makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idarî makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir. Bu ön sorun ile ilgili başka bir mahkemede dava açılmış ise ve birleştirilmesi olanağı da yoksa bu ön sorun ile ilgili açılan davanın beklenmesi kaçınılmazdır.
Dosya içeriğine göre feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası işe başlatılmadığını iddia eden davacı, feshin geçersizliğine bağlanan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağının tahsili için icra takibi yapmıştır. Fakat davacı aynı zamanda işe başlatılmadığı için kıdem ve ihbar tazminatının tahsili için aynı mahkemede dava açmıştır. Kıdem ve ihbar tazminatı davasında tazminata esas ücret, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağının hesaplanmasında dikkate alınmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacının açtığı ve derdest olduğu bildirilen kıdem ve ihbar tazminat davasında, işe başlatmama tarihinde feshin gerçekleşip gerçekleşmediği, davacının tazminat ve alacağa esas ücreti, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağını etkilemektedir. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı davası ile bu dava arasında bağlantı bulunmaktadır. Dava derdest ise HMK.un 165. maddesi uyarınca birleştirilmesi, karar verilmiş ise kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekir.
Mahkemece bu davayı etkileyen kıdem ve ihbar tazminatı istekli davanın bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmemesi veya bekletici mesele yapılmadan karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle, karar verildi.