İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine borçluların menkul mallarının haczedildiği, şikayetçi borçlular Ö. D. ve H. D.’ın icra mahkemesine başvurularında, borçlu Ö.’in felçli olması ve yerde oturamaması nedeniyle, halı, koltuk, çalışma masası ve spor aletlerine konulan haczin kaldırılmasını istedikleri, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile birden fazla aynı amaçla kullanılan menkullerden birinin haczinin mümkün olduğu gerekçesiyle koltuk takımı ve halılardan birindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
6352 sayılı Yasa’nın 16. maddesi ile değiştirilen 2004 sayılı icra İflas Kanunu’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi uyarınca; para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.
Bu düzenlemenin gerekçesinde; alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, haczinde ekonomik yarar bulunmayan ya da muhafazasında ve satışında güçlük çekilen eşyaların hacizlerinin önlenmesinin amaçlandığı ve borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü eşyanın haczedilemeyeceğinin hükme bağlandığı belirtilmiştir.
İİK’nun 85/ son maddesinde ise “haciz koyan memur, borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kural olarak borçlunun her türlü mal ve haklarının haczi mümkündür. Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için, İcra iflas Kanunu’nda ya da özel kanunlarda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifade ile alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe ilişkin düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksine davranış başta İİK’nun genel mantığına ve 85/ son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı, gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir.
Buna göre ev eşyası yönünden, İİK’nun 82/1-3 maddesinde yer alan haczedilmezliğe ilişkin düzenlemenin genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmelidir. 6352 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin gerekçesi de bu görüşü destekler niteliktedir.
Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir.
Somut olayın incelenmesinde ise; şikayetçi borçluların huzuru ile 22.10.2013 tarihinde menkul mal haczinin yapıldığı, haciz zaptında muhtelif ev eşyalarının ve spor aletlerinin haczedildiği görülmüştür.
Her ne kadar mahkemece, yukarıdaki açıklamalara uygun olarak birden fazla olan koltuk takımı ve halıdan birer tanesindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; haciz zaptında 3 adet açık mavi 1 adet ikili, 1 adet tekli ve 1 adet üçlü koltuk takımının, 2 adet de farklı ebatlarda markasız halının bulunduğu tespit edildiğine göre, mahkemece haczin kaldrılmasına karar verilen mahcuzların nitelikleri belirtilmediğinden, hangi koltuk takımı yada halıdaki haczin kaldırıldığının açık olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, haczin kaldırılmasına karar verilen mahcuzların hangileri olduğunun ayıredici özellikleri de belirtilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :
Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.