James Gallagher | BBC Sağlık ve Bilim Muhabiri
40 yıldır yapılan araştırmalardan elde edilen verilere dayanan bir inceleme, bitkilere dayalı beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini gösteriyor.
Danimarka’daki araştırmacılar vejetaryen ve vegan diyetlerin kalp krizlerini artıran kandaki kolesterol ve yağ seviyelerini düşürdüğünü ortaya koydu.
Araştırmacılar, günlük ilaç alımıyla sağlanan etkinin yaklaşık üçte birine eşdeğer bu etkinin “gerçekten önemli” olduğunu söylüyor.
Ancak uzmanlar et ve süt ürünlerinin de sağlık açısından yararları olduğunu ve tüm etsiz diyetlerin aslında sağlıklı olmadığını kaydetti.
Araştırma, 1982’den bu yana bilim insanlarının gönüllülere belirli bir diyet uyguladığı ve bunun kalp sağlığı üzerindeki etkisini takip ettiği 30 çalışmanın sonuçlarını inceledi. Toplamda, dünyanın dört bir yanından yaklaşık 2 bin 400 kişi çalışmaya dahil edildi.
Yüksek seviyedeki kötü kolesterol kan damarlarında yağ birikimine yol açarak kalp krizi veya felce neden olabiliyor.
European Heart Journal’da yayımlanan sonuçlara göre, vejetaryen ve vegan diyetler şu sonuçları sağlıyor
- Kötü kolesterolü %10 azaltıyor
- Toplam kolesterolü %7 oranında düşürüyor
- Apolipoprotein B’yi (kötü kolesterolün ana proteini) %14 oranında azaltıyor
Danimarka’daki Rigshospitalet’te çalışmayı yürüten Profesör Ruth Frikke-Schmidt’e göre, “Bu, kolesterol düşürücü bir statinin [hapın] etkisinin üçte birine karşılık geliyor ve bu gerçekten önemli.”
Statinler, kandaki kolesterol ve trigliserid denilen yağların (lipidler) düzeyini azaltmak için kullanılan ilaçlar.
Çalışmalarda, kandaki bu değişimin nasıl sonuçlandığını görmek için insanların diyetlerini yıllarca veya on yıllarca izlemek gerekiyordu.
Ancak Profesör Frikke-Schmidt, statin denemelerinden elde edilen verileri kullanarak böyle bir diyetin 15 yıl boyunca sürdürülmesinin kardiyovasküler (kalp ve damar) hastalık riskini yüzde 20 oranında azaltabileceği tahmininde bulundu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kardiyovasküler hastalıkların her yıl yaklaşık 18 milyon insanın ölümüne yol açtığını tahmin ediyor.
Dr. Frikke-Schmidt, bitkilere daha fazla yer veren bir diyetin sağlık açısından faydalarına rağmen, kalp hastalığı riski nedeniyle ilaç yazılan insanların böyle bir diyet uyguladıkları için ilaçları bırakmamaları uyarısında bulundu.
Dr. Frikke-Schmidt, beyaz et (tavuk ve balık) yanı sıra çoğunlukla bitkiye dayalı beslenmeyi tercih ettiğini söylüyor.
Akdeniz diyeti gibi eti de içeren diğer diyetlerin de sağlıklı olduğu belirtiliyor.
Dr. Frikke-Schmidt, eti dışlamak gerekmediğini ancak “bitkilere dayalı beslenme mesajının önem taşıdığını”, bunun hem sağlık hem de çevre için iyi olduğunu söylüyor.
Ancak denemelere katılan gönüllülere “sağlıklı” vejetaryen ve vegan yemekler verildiğini belirtmek gerekir.
Her ikisi de et içermemesine rağmen sebze, meyve, kuruyemiş, bakliyat ve kepekli tahıllardan oluşan diyet ile tatlılar, kızartmalar ve şekerli içeceklerden oluşan diyet arasında çok fark var.
Belfast Queen’s Üniversitesi’nden Prof Aedin Cassidy, “Tüm bitki temelli diyetler eşit değil” diyor ve ekliyor:
“İşlenmiş karbonhidratlar, yağ-tuz oranı yüksek işlenmiş gıdalara dayalı diyetler sağlıksızdır.”
Ayrıca, bugün yüksek oranda işlenmiş gıdalardan oluşan mevcut vegan dalgası 1980’lerdeki vegan diyetinden belirgin bir şekilde farklılık gösteriyor ve bu konunun da sorgulanması gerekiyor.
Quadram Enstitüsü’nden Profesör Martin Warren, “Et gibi hayvansal ürünler, başka faydaları da olan ve besin açısından yoğun gıdalardır. Bitkisel gıdalar bazı mikro besinler açısından düşük olabilir. Bu nedenle genel olarak et tüketimini azaltmak, ama fazla çeşide dayalı bir diyet uygulamak sağlık açısından en iyisi.”