Bilinen Adreste Ağabeye Yapılan Tebliğ Yasaya Uygundur

T.C.
DANIŞTAY
Üçüncü Dairesi

Esas No : 2014/642
Karar No : 2018/737
Tarih : 20.02.2018

İÇTİHAT METNİ

ÖZET :

Davacının vergi dairesi müdürlüğüne bildirdiği ve yoklama fişinde de işyeri adresi olarak saptanan adresinin bilinen adreslerden olduğunun kabulü gerektiğinden, bu adreste davacının abisine yapılan tebligatta hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında dava açılmıştır. Davacı tarafından herhangi bir çekince konulmaksızın imzalanmış olan… Tarihli tutanakla tespit edilmiş olması nedeniyle davacının bilinen adreslerinden olduğunun kabulü gereken “… Mahallesi… Sokak No: … Kozan/ADANA” adresinde davacının abisi imzasına yapılan ödeme emri tebliğinde Yasa’ya aykırılık bulunmadığından, sözü edilen adresin davacının ikamet adresi olmadığı yolundaki ulaştığı aksi yöndeki yargıyı hükme esas alarak davayı yazılı gerekçeyle sonuçlandıran Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

İstemin Özeti : Davacı tarafından, kanuni temsilcisi olduğu… Tekstil Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kesinleşmiş vergi borçlarının tahsili amacıyla, … Plakalı ticari aracına 26.03.2013 tarih ve 7533 sayılı işlem ile uygulanan haczin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

DAVA : Vergi Mahkemesi kararıyla; asıl borçlu … Tekstil Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden tahsil edilemeyen amme borçlarının kanunu temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin “… Mahallesi … Sokak No:… Kozan/ADANA” adresinde davacının reşit olan abisi …’a 12.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği, borcun ödenmemesi üzerine davacı adına haciz varakaları düzenlenerek cebren tahsil yoluna gidildiği ve … plakalı ticari aracına 26.03.2013 tarih ve 7533 sayılı işlem ile dava konusu haczin uygulandığı, davacı tarafından, haczin dayanağı ödeme emirlerinin ağabeyi …’a tebliğinin kendi ikametgah adresinde değil ağabeyinin ikametgah adresinde yapıldığı, dolayısıyla usulüne uygun şekilde yapılmayan tebligattan haberdar olmadığı ileri sürüldüğünden, ödeme emirlerinin davacının ağabeyine tebliğ edildiği adresin 213 sayılı Kanun’un 94. maddesi kapsamında davacının kendi ikametgah adresi olup olmadığının tespiti amacıyla verilen ara kararları ile davacıdan ve ilgili muhtarlıktan adreslere ilişkin hususların açıklanması istenildiği, cevaben davacı ve Kozan İlçesi… Mahallesi Muhtarlığı tarafından verilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, ödeme emirlerinin 12.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği “… Mahallesi … Sokak No: … Kozan/ADANA” adresinde …’ın ikamet ettiği, davacının ise söz konusu tarihten bu yana “… Mahallesi Sırkıntı Cad. … Sokak No: …” adresinde ikamet ettiği anlaşıldığından, ödeme emirlerinin davacıya Yasa’da öngörülen usule uygun olarak tebliğ edilemediği dolayısıyla, ortada kesinleşmiş bir borç bulunmadığından 6183 sayılı Kanun uyarınca haciz uygulaması için gereken şartların oluşmadığı ve davacının … plakalı ticari aracına 26.03.2013 tarih ve 7533 sayılı işlem ile uygulanan hacizde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle haciz kaldırılmıştır.

Davalı idare tarafından, ödeme emirlerinin tebliğ edildiği adresin davacı ve kardeşi tarafından sürekli kullanılan bir adres olduğu, davacının Kozan Vergi Dairesi’ne verdiği araç kiralama dilekçesine istinaden yapılan yoklamada dilekçede bildirilen adresin söz konusu ödeme emirlerinin tebliğ edildiği adres olduğu ve davacı tarafından yoklama fişinin itirazsız imzalandığı, ayrıca Kozan 2. Noterliği’nce düzenlenen Motorlu Taşıt Kira Sözleşmesinde de kiraya veren davacının adresi olarak yine aynı adresin gösterildiği, tebligatın ve haczin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR :

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirmeyle ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği, 94. maddesinin 1. fıkrasında, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, 3. fıkrasında ise tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı kurala bağlanmış olup aynı Kanun’un 101. maddesinde, mükellef tarafından işe başlamada bildirilen adresler, adres değişikliğinde bildirilen adresler, işi bırakmada bildirilen adresler, vergi beyannamelerinde bildirilen adresler, yoklama fişinde tespit edilen adresler, vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler, yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartıyla), bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir varakalarında tespit edilen adresler bilinen adresler olarak sayılmıştır.

Davalı idare tarafından dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinden; davacının Kozan 2. Noterliği’nce düzenlenmiş 27.03.2013 tarihli Motorlu Taşıt Kira Sözleşmesi ile Kozan Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne verdiği 25.04.2013 tarih ve 10740 saydı araç kiralama konulu dilekçesinde adres olarak gösterdiği ve bu dilekçeye istinaden Kozan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce yapılan ve davacı tarafından itirazsız imzalanmış olan 26.04.2013 tarihli yoklama fişinde iş yeri adresi olarak belirtilen adresin aynı zamanda dava konusu haczin dayanağı kamu alacağını içeren ödeme emirlerinin tebliğ edildiği “… Mahallesi … Sokak No: Kozan/ADANA” adresi olduğu görülmektedir.

Davacı tarafından herhangi bir çekince konulmaksızın imzalanmış olan 26.04.2013 tarihli tutanakla tespit edilmiş olması nedeniyle davacının bilinen adreslerinden olduğunun kabulü gereken “… Mahallesi … Sokak No: … Kozan/ADANA” adresinde davacının abisi imzasına yapılan ödeme emri tebliğinde Yasa’ya aykırılık bulunmadığından, sözü edilen adresin davacının ikamet adresi olmadığı yolundaki ulaştığı aksi yöndeki yargıyı hükme esas alarak davayı yazılı gerekçeyle sonuçlandıran Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın