Yeni bir çalışma, bazı ülkelerin asgari hava kalitesi standartlarının öngördüğü düzeyin dahi altındaki, düşük kirlilik miktarlarının bile ölüm riskini artırabileceğini ortaya çıkardı.
Araştırmacılar, dünyanın en temiz ülkelerinden biri olan Kanada’daki 7 milyondan fazla kişinin sayım kayıtlarını 1981 ile 2016 yılları arasındaki hava kirliliği verileriyle karşılaştırdı.
Kanada’nın havasının nispeten temiz olmasına rağmen her yıl yaklaşık 7 bin 848 yurttaşın kirlilik nedeniyle öldüğünü buldular.
Araştırmada ülkenin en temiz bölgelerinde yaşayan Kanadalıların, sağlıklarına yönelik olumsuz bir etki deneyimlediği belirtildi.
Kanada çalışmasına liderlik eden Britanya Kolumbiyası Üniversitesi’nden Profesör Michael Brauer şunları söyledi:
“Bu bulgular, Kanada’yla Birleşik Krallık (BK) gibi ülkeler de dahil, daha sıkı düzenleme standartlarının ve hava kirliliğindeki azalmanın sürmesinin sağlığa önemli yararlar sağlayabileceğini gösteriyor.”
“Hava kirliliğine ‘güvenli’ bir seviye tanımlamadığımızı göz önünde bulundurarak, yaklaşımımızı yeniden düşünmeli ve yalnızca her 5 ila 10 yılda bir gözden geçirilen sabit konsantrasyon standartları belirlemek yerine, azalmanın devamına yıl yıl odaklanmalıyız.”
“Sağlık üzerindeki etkileri aşırı fazla.
Kanada’daki, ABD Sağlık Etkileri Enstitüsü tarafından finanse edilen üç çalışmadan biriydi. Diğer ikisi ABD’de 60 milyon, Avrupa’da 27 milyon kişiyi inceledi ve benzer bir sonuca vardı.
Uzmanlar, bulguların hükümetlerin kirliliği azaltma hedefleri belirleme konusundaki heveslerini sınırlamamaları gerektiği anlamına geldiğini söylüyor.
Geçen ay BK Sağlık Güvenliği Kurumu tarafından yapılan bir inceleme, hava kirliliğinin demans geliştirme riskini artırmasının “muhtemel” olduğunu ortaya koydu.