Anne ile Çocuk Arasında Soybağı Davasından Söz Edilemez

T.C.
YARGITAYİKİNCİ HUKUK DAİRESİ

 
Esas : 2021/10601
Karar : 2022/947
Tarih : 07.02.2022

İNCELENEN KARARIN:

MAHKEMESİ : Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 08.04.2021

NUMARASI : 2021/17-2021/77

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 20.10.2021 tarihli yazısı ile istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı, dava dilekçesiyle; kendisinin Hicri Sözener ile evlilik dışı ilişkisinden 09/08/2006 tarihinde Yiğit Hamza isimli erkek çocuklarının dünyaya geldiğini, nüfus kaydında anne olarak Şeyda Sözener ve baba olarak İsmail Sözener’ in yazıldığını, nüfus kaydının gerçek annesi Şebnem Enginalev olacak şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile; Yiğit Hamza Sözener’in nüfus kütüğünde yer alan anne adı hanesinin “Şebnem Enginalev’ olarak düzeltilmesine , düzeltilmiş şekliyle nüfus kütüğüne kayıt ve tesciline, karar verilmiş, karar 08.06.2021 tarihinde kesinleştirilmiş, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 20.10.2021 tarihli yazısı ile, karar ile ilgili kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş, dosya Dairemize gönderilmiştir.

Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/17 Esas,2021/77 Karar ve 08.04.2021 tarihli dosyasının incelenmesinde; davacı kadın tarafından 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi amacıyla dava açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek, “Davanın kabulüyle, Balıkesir İli, Erdek ilçesi, Atatürk Mah, 1 cilt, 117 hanede nüfusa kayıtlı 09/08/2006 doğumlu, İsmail ve Şeyda oğlu, 27904218430 T.C. Kimlik numaralı Yiğit Hamza Sözener’in nüfus kütüğünde yer alan anne adı hanesinin “Şebnem Enginalev” olarak düzeltilmesine , düzeltilmiş şekliyle nüfus kütüğüne kayıt ve tesciline ” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.

Dava, başlangıçtan itibaren hatalı oluşturulan nüfus kaydında küçüğün anne adının düzeltilmesi istemine ilişkindir.

Anne yönünden soybağı doğumla kendiliğinden kurulduğundan, anne ile çocuk arasında soybağı davalarından söz edilemez. Dolayısıyla soybağı kurulması için hükme gerek bulunmamaktadır. Ancak, anne yönünden doğuran kadının kim olduğunun tespitine ilişkin dava gündeme gelebilir. Bu nedenle herhangi bir sebeple çocuğun kendisini doğuran kadının dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olması, çocuk ile kadın arasında soybağı kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Ancak, söz konusu yanlış kaydın düzeltilmesi, soybağı davaları ile değil açılacak kayıt düzeltme davası sonucunda gerçekleşecek ve bu dava her türlü delil ile ispat edilebilecektir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 426. maddesinin ikinci fıkrasında, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, vesayet makamınca ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atanacağı düzenlenmiştir.

Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 326. maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 323. maddesinde ise, harç, vekalet ücreti ve sayılan diğer giderler yargılama giderlerinden olduğu hükme bağlanmıştır.

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre ise, kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır. Kamu düzeni ile ilgili olarak getirilen söz konusu hüküm uyarınca bu davalarda nüfus müdürlüğü yasal hasım durumundadır. Anılan hüküm uyarınca nüfus idaresinin yasal hasım olarak iştirakinin zorunlu olduğu nüfus davalarında, nüfus idaresi aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilemez.

Bu durumda somut olayda mahkemece, küçüğe kayyım tayin ettirilerek husumetin kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanılması, delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekliği halde, bu husus göz ardı edilerek eksik hasımla işin esasının incelenmesi ve nüfus müdürlüğünün davaya yasal hasım olarak katıldığı dikkate alınmayarak, davalı idarenin yargılama gideri ve vekalet ücretine mahkum edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363/1 inci maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.02.2022

Bu Yazıyı Paylaşın