Aleyhine Geçit Kurulan Taşınmaz veya Taşınmazlar Bölünerek Kullanım Şekli ve Bütünlüğü Bozulamaz

T.C.
YARGITAY
Ondördüncü Hukuk Dairesi

Esas No : 2016/12222
Karar No : 2017/968
Tarih : 13.02.2017

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.02.2014 gününde verilen dilekçeyle geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.09.2014 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 07.04.2016 tarihli mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR :

Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.

Davacı, … Köyü 107 ada 9 parselde kayıtlı taşınmazına gidilecek yol bulunmadığını, davalıdan yol güzergahı talep etmesine rağmen talebin reddedildiğini ileri sürerek geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, orman niteliğindeki taşınmazlardan geçit hakkı kurulamayacağından davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dosya içerisindeki krokiler üzerinden yapılan inceleme sonucu davacının taşınmazının tamamen orman ile sınırlı alanlar içerisinde kaldığı, ormanlardan da geçit hakkı kurulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı temyiz etmiştir.

Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi sebebiyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.

Geçit hakkı verilmesine dair davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.

Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 Sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

Somut olayda; davacının genel kadastral yola ulaşması için orman parselleri dışındaki komşu parsellerden geçit kurulmalıdır. Getirtilen tapu kayıtlarına göre 8 ve 10 parsel sayılı taşınmazların şahıslara ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda yararına geçit istenen 9 parsel sayılı taşınmazın komşularını ve civarını gösteren geniş pafta örneği getirtilerek, uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılması; davaya konu 9 parsel sayılı taşınmazın genel ( kadastral ) yola çıkışını sağlamak üzere, yukarda değinilen ilkelere göre uygun geçit güzergahı saptanarak bir hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :

Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın