Yürümez Bu Gemi!

Finans piyasalarının hayranlık beslediği Mehmet Şimşek’in biri bana çıkıp da şu başarılarının listesini verse ya…

Faizler arşa çıktı, alım gücü artmadı, refah seviyesi artmadı, borçlar azalmadı, bütçe açığı kapanmadı… Hatta daha da arttı!

Her halta vergi yapıştırdı, bir kulağımızın arkası kaldı. Eee bu mudur başarı?

Kusura bakmasınlar ama başarısız ekonomi yönetimi ne yapar diye sorsalar, bunlar ilk sıradalar…

***

Şimşek, “göreceli” iyi niyetli ve dürüst olarak biliniyor. Evet, bu ülkede dürüstlük öyle nadir ki neredeyse nesli tükenmekte olan bir tür gibi… Ama bunlar insani özellik, bakanlık performansının garantisi değil ki…

Kendisi özel sektörde olsaydı, patronu onu çoktan kapının önüne koyar, üzerine şirketi için konkordato başvurusunu da yapardı.

***

Gelelim asıl meseleye… Hazine ve Maliye Bakanı’nın sorumluluğundaki Hazine nakit dengesi bu yılın ilk yedi ayında 1 trilyon 362 milyar lira açık verdi.

Faiz ödemelerini çıkarınca bile 215.9 milyar TL eksideyiz… “Faiz dışı eksi” kavramı konuya dahil olduğunda biraz ekonomiden anlayan herkes bilir ki; helva dağıtma zamanı gelmiştir.

***

Gelir var, gider var. Gelir yetmeyince borç alırsın. Borç alınca faiz ödersin. Faizi ödeyemezsen yeni borç alırsın. Borcu kapamak için yine borçlanırsın…

Bu döngüye girdiysen, bil ki dönülmez akşamın ufkundasın…

Oysa ocak-temmuzda gelirler 6.82 trilyon TL oldu. Elbette bu “gelir” dedikleri, milletin sırtından toplanan vergiler… Millete iyi geçirmişler!

Ya giderler? 8.18 trilyon TL! Yani para öyle bir gidiyor ki, üzerine fazladan bir ülke daha besleriz aslında…

***

Şöyle anlatayım, geçen yıl faize ödediğimiz para 1 trilyon 270 milyar TL… Tarım ve hayvancılığa ayırdığımız paranın sekiz katı…

Yani ineğe yem yok ama bankerlere, müteahhitlere, rantiyecilere aktaracak kaynak bol… Sorarlarsa “iyi yönetiyor” dersiniz ortamlarda…

***

Acaba “mali disiplin” uygulamayı düşünmezler mi bu safhada… Hiç yoktan göstermelik de olsa sarayın ışıkları biraz kısılsa, lüks araç filosu yarıya inse, ihaleler şeffaf yapılsa, ejder meyveli içecek rafa kaldırılsa…

Sahi olmaz mı? Olmaz! Gökten üç elma düşse, masalın sonunda üçünü de kendileri kapar vermezler millete… Masraflarını kısacak halleri yok herhalde…

***

“O zaman saraya dokunmayalım, bari diğer harcamalarda reform yapalım” desek… Onu da yapamazlar.

Reform demek, o düzeni yıkıp yenisini inşa etmek demektir. Mevcut düzenden beslenenlerin ekmeğini keseceksin… Ya da partinin ana felsefesini çöpe atacaksın. Kolay mı sandın?

Peki, nedir bütün bunların anlamı? Bekleyip göreceğiz, çok kalmadı!

Bu Yazıyı Paylaşın