Çiftçilerin Sendikal Haklarını Yasaklayan Bir Kural Yoktur

T.C.
YARGITAY
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
 
Esas : 2011/12583
Karar : 2012/18032
Tarih : 27.11.2012

MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 30/03/2011

NUMARASI : 2011/73-2011/111

Davacı Ankara Valiliği adına temsilcisi S…. E…. tarafından, davalı Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) aleyhine 14/07/2008 gününde verilen dilekçe ile sendikanın kapatılmasının istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 30/03/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 27/11/2012 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı yetkilisi A…. A…. ve vekilleri Avukat C…. U…. E…. ve Avukat M. F…. Ö…. ile karşı taraftan davacı vekili Avukat G…. T…. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

Dava, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu’nun kapatılması istemiyle açılmış; mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Açılan davada çözülmesi gereken husus Türkiye’de çiftçilerin sendika ve üst birlik kurma haklarının olup-olmadığı hususudur.

Türkiye’de yürürlükteki mevzuat gözden geçirilecek olursa; T.C. Anayasasının 03/10/2001 tarihli 4709 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değişik 51. maddesinin 1. fıkrasında çalışanlar ve işverenlerin önceden izin almaksızın sendika kurabilecekleri düzenlenmiştir. 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile sendikal haklar açısından işçiler ve işverenler hak öznesi; 4688 sayılı Yasada da kamu görevlileri hak öznesi kabul edilmiştir. Dolayısıyla iç hukukumuzda yapılan düzenlemeler çerçevesinde aktif olarak çalışma hayatına dahil olanlar için sendikal haklarla ilgili düzenleme yapılmıştır. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve ülkedeki yürürlükte bulunan tüm mevzuat gözönünde bulundurulduğunda, işçiler-işverenler ve kamu görevlilerinin sendikal haklarının düzenlendiği anlaşılmaktadır. Buna mukabil dava konusu sendikanın üyelerinin ve dolayısıyla çiftçilerin sendikal hakları ile ilgili bir düzenleme olmadığı gibi çiftçilerin sendika kurmalarının yasak olduğunu belirten bir düzenleme de yoktur. Ayrıca Anayasanın 17. maddesinde “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” bu düzenlemede, herkesin dolayısıyla emeklilerinde maddi varlıklarını korumak ve geliştirmek amacıyla örgütlenmesi ve sendika kurmaları güvence altına alınmıştır.

Yine Anayasanın 90/son maddesine göre “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 07/05/2004-5170 S.K./7.mad.) “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” hükmü çerçevesinde, Türkiye tarafından kabul edilip usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalardan, B.M. Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 8. maddesinde B.M. Medeni ve Siyasi Sözleşmesinin 11. maddesinde sendikal haklardan herkesin yararlanacağı hususu düzenlenmiştir. Bu sözleşmelerde belirtilen “Herkes” kapsamına çiftçiler de dahildir. Dosyadaki bilgilere göre adı geçen sendika çiftçilerin haklarını koruyacak ve geliştirecektir. Bu da tipik bir ekonomik çıkar savunması ve dolayısıyla sendika konusu olabilecek bir faaliyettir.

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda, T.C. Anayasa’sı ve 2821, 2822 ve 4688 sayılı yasalarda işçiler, işverenler ve kamu görevlileri sendikal hakların öznesi olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde, çiftçilerin sendikal haklarını yasaklayan bir kural da yoktur. Yukarıda belirtilen ve usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan uluslararası andlaşmalarla da sendika hakkı “herkes”e tanındığına göre, çiftçilerin sendika kurma haklarının olduğunun kabulü ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde, kabulüne yönelik karar doğru görülmemiş bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davalı yararına takdir olunan 900.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KAYNAK:CORPUS
Bu Yazıyı Paylaşın