Burun tıkanıklığı sandığınızdan çok daha ilginç bir olay. Cardiff Üniversitesi Nezle Merkezinin kurucusu burun uzmanı Ronald Eccles, insanların aslında iki burnu olduğunu söylüyor. Bu iki burun peş peşe bir döngü halinde çalışıp nasıl oluyorsa koltuk altlarımızla bağlantı sergiliyor.
Kulağa saçma geliyor fakat burnunuzun (veya burunlarınızın) içeriden nasıl göründüğünü düşünün: Her bir burun deliği, diğeriyle doğrudan temas etmeyen kendi burun boşluğuna açılır. Bunlar da aslında tıpkı iki gözünüz ve iki kulağınız gibi iki ayrı organdır.
Burnun gizli iç anatomisi, pasif bir kanal olmaktan ziyade sürekli değişen bir yapıdadır. Burnumuzun damarlı ve şişebilen bir dokuyla kaplı olduğunu belirten Eccles, bu dokunun kan ile kabarabildiğini söylüyor. Enfeksiyon veya alerji durumunda bu bölge daha da fazla şişerek, burun geçitleri tamamen tıkanabiliyor. Burun tıkanıklığının ana sebebi ise mukus değil, burnun iç kısmının şişmesi. Bu sebeple sümük çıkarmak hiçbir zaman tıkanıklığı tamamen çözmüyor. Oregon Sağlık & Bilim Üniversitesi Sinüs Merkezinde çalışan kulak-burun-boğaz uzmanı Timothy Smith, “Çıkmaz ayın son Çarşamba’sına kadar sümkürseniz de o şişen dokuyu söndüremezsiniz” diyor. Tıkanıklığa katkı yapan mukus varsa, nazikçe sümkürmek yeterli olacaktır. Fakat burun açıcılar, geçici rahatlama için burundaki damarların büzülmesini sağlayıp burun geçitlerini açarak çalışır.
Sağlıklı burunlarda burun dokusunun şişme ve sönme döngüsü, genelde tahmin edilebilen ve burun döngüsü adı verilen bir örüntüyü takip eder. Burun deliklerinden biri her birkaç saatte bir kısmen tıkanırken diğeri açılır. Ardından yer değiştirirler ve bu böyle devam eder. Örüntü ve süre kişiden kişiye değişse de, burunlarımızın içerisindeki bu değişimleri nadiren fark ederiz. Wisconsin Tıp Fakültesinde çalışan biyomedikal mühendisi Guilherme Garcia, “İnsanlara burun döngüsünden bahsettiğimde çoğu kişi bunun hiç farkında olmuyor” diyor.
Burun döngüsünün farkında olduğunuzda, onu bir dereceye kadar kontrol edebilirsiniz. Yatarken sağ tarafımıza doğru uzandığımızda, sol burun deliğimiz zeminden daha uzakta kalır ve muhtemelen daha az tıkanır. Kolunuzun altındaki reseptörler faaliyete geçer ve burnunuzun diğer kısmını açar. Ancak bu etki hemen meydana gelmez ve birkaç dakika sürebilir.
Eccles insanlarda neden burun döngüsü olduğunun bilinmediğini fakat kediler, domuzlar, tavşanlar, köpekler ve sıçanların da burun döngüsü olduğunu söylüyor. Bir hipoteze göre bu döngü, patojenlere karşı koruma sağlıyor. Şişebilen damarlı doku büzüldüğünde, antikor bakımından zengin plazma dışarı itilip burnun iç yüzeyine gidiyor. Her bir döngü burnun savunma sistemine takviye yapıyor olabilir. Eccles, üst solunum virüslerinin vücut sıcaklığının hemen altındaki sıcaklıkları tercih ediyor gibi durduğunu da belirtiyor; burnun bir tarafı kısmen tıkandığında, virüsleri savuşturacak kadar ısınabilir. Belki de döngü, her seferde burnun yarısının dinlenmesine olanak sağlıyordur. Gözlerimiz, kulaklarımız ve ağızlarımızın aksine burunların her gün günde 24 saat çalışması, havayı akciğerlerimizin narin dokusu için sürekli süzüp ısıtması gerekiyor. Burnun yaptığı iş o kadar zor gibi gelmeyebilir ama yapması gereken şeyi düşünün: Smith, soluduğumuz hava belki de 20 derece Celsius ve yüzde 35 nemli olduğunu söylüyor. “Hava burnuma girdiği ve üst yutağıma geri gittiği vakit (belki de 7-10 cm), 37 derece Celsius ve %100 nemli olur.” Burun oldukça güçlü, küçük bir klima sistemidir.
Fakat yanılabilir de. Burunlarımız hava akımını doğrudan ölçmez; bunun yerine, soğuk hava geçtiği zaman faaliyete geçen soğuk reseptörlerine bel bağlarlar. Bu soğuk reseptörleri, örneğin mentol ile kandırılabilir. Eccles, mentollü boğaz pastili verilen kişilerin nefeslerini daha uzun süre tutabildiğini keşfetmiş. Muhtemelen reseptörlerin algıladığı bu naneli serinlik, hâlâ hava geldiğini zannetmelerine sebep oluyor. Bu durum ayrıca, Vicks VapoRub’ın burun geçitlerinin açılmasında olumlu bir etkisi olmasa bile neden tıkanıklık durumunda daha iyi hissetmeye yardımcı olabildiğini de açıklıyor. Boş burun sendromu adı verilen ve burunlarındaki hava akımını iyileştirmek için ameliyat olan hastaların ufak bir bölümünün, burunlarının tamamen tıkandığını hissettiği zor bir durumda ise bunun tam tersi meydana gelebilir. Bu durumda muhtemelen soğuk reseptörleri hasar görmüş ve duyularda başka değişimler gerçekleşiyor olabilir. Hava akımını hissetmemek o kadar rahatsız edici olabilir ki, bu hastalar burunlarında hiç engel olmasa bile kendilerini boğuluyormuş gibi hissedebilirler.
Burun tıkanıklığımızı pek iyi anlatamıyor olabiliriz. Hastalar muayene olmaya gittiklerinde, doktor burunlarının bir tarafının diğerinden daha şişik olduğunu görebilir. Fakat bu durum, hastanın tıkanıklık hissettiği tarafın daha tıkanık olduğu anlamına gelmeyebilir. “Hekimlerin kafası bu yüzden hâlâ karışıyor” diyor Smith. Sıcaklık gibi diğer etmenler de rol oynuyor olabilir. Burnun iç işleyişleri karmaşık ve halen gizemli.
Yazar: Sarah Zhang/The Atlantic. Çeviren: Ozan Zaloğlu.