Doğa Temelli Çözümler, Kentlerin Karbon Salımlarını Yüzde 17 Oranında Azaltıyor

İsviçre, ABD ve Çin‘den bilim insanları tarafından yürütülen ve Nature Climate Change dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma Avrupa‘daki 54 kentin altyapısını yeşillendirerek 2030’a kadar karbon nötr hale gelebileceğini ortaya koyuyor.

Araştırmanın baş yazarı ve İsveç‘teki Kraliyet Teknoloji Enstitüsü‘nde (KTH) Su ve Çevre Mühendisi Doç. Zahra Kalantari, “Doğa Temelli Çözümler yalnızca bir şehrin [sera gazı] salımlarının bir kısmını dengelemekle kalmıyor, aynı zamanda salımların ve kaynak tüketiminin azaltılmasına da katkıda bulunabiliyor” diyor.

BBC‘nin aktardığına göre Kalantari, çalışmanın Doğa Temelli Çözümler’in kentlerde birlikte uygulanmasıyla karbon salımlarına sistematik etkisini inceleyen ilk araştırma olduğunu belirtiyor.

Araştırmacılar Doğa Tabanlı Çözümler adı verilen ve kentlerin altyapısının doğayla uyumlu hale getirilmesi anlamına gelen adımların kentlerin karbon salımlarını ortalama yüzde 17,4 azalttığını gösteriyor.

Kentlerde Doğa Tabanlı Çözümler ne anlama geliyor?

Kentlerin karbon salımlarının azaltılması küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması hedefinin önemli bir parçası.

Avrupa Komisyonu‘na göre Doğa Temelli Çözümler, doğadan ilham alan aynı anda çevresel, sosyal ve ekonomik faydalar sağlayan uygun maliyetli yaklaşımlar olarak tanımlanıyor.

Bu çözümlere kentlerde yağmur suyunun toprağa emilmesini sağlayan geçirgen kaldırımlar, daha fazla yeşillik ve ağaçlığın olduğu daha dar yollar, yaban hayatın korunduğu, yürüyüş ve bisikleti teşvik eden hoş ortamlar kurgulanması gibi örnekler veriliyor.

Araştırmacılar, bu çözümlerin sağladığı faydaları kentsel tarım örneğiyle açıklıyor.

Buna göre kentsel tarım, sokakların yeşillendirilmesiyle birleştiğinde, kent içinde araç kullanımı yerine bisiklet sürmek gibi çevre yanlısı davranışları teşvik edebiliyor.

Aynı zamanda insanların daha düşük karbon salımına sahip gıdaları tüketmesi hatta üretmesini sağlayan fırsatlar da sağlayabiliyor.

Çözümlerin hep birlikte kentlerde ısıyı ve soğuğu absorbe ederek mikro iklimi daha da iyileştirebileceği düşünülüyor.

Bunun sonucunda binalarda enerji kullanımını da azaltabileceği ön görülüyor.

Araştırma, Avrupa’daki 54 kentin her birinde hangi önlemlerin önceliklendirmesi gerektiği konusunda rehberlik sağlama iddiasında.

Yapılan analizlere göre, Berlin‘de yeşil binalara ve kentsel yeşil alanlara öncelik verilmesiyle, karbon salımları konutlarda yüzde 6, sanayide yüzde 13 ve ulaşımda yüzde 14 oranında azalıyor.

Neden tartışılıyor?

Doğa Temelli Çözümler son dönemde karbon nötr hale gelmek isteyen çok uluslu şirketlerin sıklıkla kullandığı bir terim haline gelmesiyle sıklıkla eleştiriliyor.

Eleştirenler, şirketlerin, orman ya da biyoçeşitliliği koruduğu iddia edilen projelere yatırım yaparak atmosfere tonlarca karbon salımı yapmaya devam edeceğinden çekiniyor.

Diğer yandan çözümlerin kentlerde sosyo ekonomik eşitsizlikleri derinleştirdiği de düşünülüyor.

İspanya, Barselona‘da Doğa Temelli Çözümleri araştıran ve temmuz ayında yayımlanan yeni bir araştırma, yeşil çatıların, “eşitsizliği kutuplaştıran unsurlar” olarak görülebileceğini söylüyor.

Bunun sebebiyse mevcut haliyle projelerin ya ölçeklenemeyen güçlü kamu finansmanı altında ya da toplumun üst sınıf ekonomik katmanlarına sunulan pahalı ve yüksek teknolojili çözümler olarak hayata geçmesi.

Araştırmacılar kentlerdeki çözümlerin yeşil yıkama aracı haline gelmemesi için uygulama ve bakımının karbon ayak izinin düşük olması gerekiyor.

Diğer yandan kentte yaban hayatını destekleyerek iklim ve biyoçeşitlilik krizine karşı direnç sağlamaları önemli.

KAYNAK:yeşilgazete
FOTOĞRAF:luxurydefined
Bu Yazıyı Paylaşın