Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve araştırma kuruluşu Gallup, ortaklaşa hazırladıkları kapsamlı küresel raporda, işyerlerinde taciz ve şiddete uğrayan çalışanların durumunu masaya yatırdı. İlk kez hazırlanan “İşyerinde Şiddet ve Taciz Deneyimleri” raporunda, dünya genelinde çalışanların beşte birinden fazlasının taciz ve şiddet mağduru olduğu açıklandı.
Araştırmaya küresel çapta 75 bin kişi katılarak, soruları yanıtladı. Son araştırma, işyerlerinde yaşanan taciz ve şiddet konusunda yapılan en kapsamlı araştırma olarak nitelendirildi ve alanında bir ilk olarak değerlendirildi.
Uluslararası Çalışma Örgütü, bu raporu hazırlamakta amaçlarının, ekonomik, sosyal ve kültürel faktörlere dayanan sorunun daha iyi anlaşılmasını ve farkındalığını sağlamak olduğunu söyledi.
“İşyerinde yaşanan taciz ve şiddeti ölçmek çok zor”
Küresel araştırmada, sorunun tüm boyutları değerlendirildi. İş yerinde şiddet ve tacizi ölçmenin zor olduğu belirtilerek, araştırmada dünya çapındaki mağdurların sadece yarısının deneyimlerini başka bir kişiye, genellikle de mağduru oldukları taciz ve şiddetin tekrarlanmasına maruz kaldıktan sonra açıkladıklarını belirtti. İstismara uğramış kişilerin itibarlarından endişe duydukları için maruz kaldıkları şiddet ve tacizleri kendilerine saklamayı tercih ettikleri kaydedildi.
Küresel olarak çalışan erkek ve kadınların yüzde 17,9’u çalışma hayatlarının bir noktasında psikolojik şiddet ve tacize uğradıklarını, yüzde 8,5’i ise fiziksel şiddet ve tacize uğradıklarını söyledi. Kadınların erkeklere oranla daha çok şiddet ve tacize maruz kaldıkları kaydedildi.
“Kadınlar cinsel şiddet ve tacize uğruyor”
Uluslararası Çalışma Örgütü, sorularına yanıt veren kadınların yüzde 6,3’ünün cinsel şiddet ve tacize maruz kaldığını kaydetti. Araştırma verilerine göre işyerlerinde, şiddet ve tacize uğrayanlar en çok gençler ve göçmen çalışanlar. Araştırmada, genç kadınların cinsel şiddet ve tacize maruz kalma olasılığının genç erkeklere oranla iki kat daha fazla olduğu açıklandı. Çalışan göçmen kadın ve kızların cinsel şiddet ve tacizi başka kişilere açıklama olasılığının göçmen olmayanlara göre neredeyse iki kat daha fazla olduğu belirtildi. Araştırmaya katılan her beş kurbandan üçünden fazlasının, birden çok kez şiddet ve tacize uğradığını ifade ettiği belirtildi.
“Birçok kişi bir kez değil çok defa taciz ve şiddete maruz kalıyor”
Uluslararası Çalışma Örgütü Hak ve Diyaloglardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Manuela Tomei, çalışan kişilerin işyerlerindeki çalışma hayatlarında sadece bir kez değil, birçok kez şiddet ve tacizle karşı karşıya kaldıklarını öğrenmenin acı verici olduğunu söyledi. Tomei, psikolojik şiddet ve tacizin tüm ülkelerde oldukça yaygınlaştığını, özellikle kadınların daha çok cinsel şiddet ve tacize maruz kaldığını belirterek, “Son araştırma raporu bize, iş dünyasında yaşanan şiddet ve tacizi sona erdirmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor” dedi.
“Yaygın sorunun üzerindeki perde ilk kez kaldırıldı”
Uluslararası Çalışma Örgütü ile araştırmayı birlikte hazırlayan Gallup araştırma kuruluşu adına konuşan Andrew Rzepa, “Bu rapor, dünya çapında her beş çalışandan birden fazlasının başına bela olan bu yaygın sorunun üzerindeki perdeyi ilk kez kaldırıyor. Uzun süredir şirketler ve kuruluşlar işyerinde şiddet ve tacizle mücadele konusunda bilgisiz veya isteksiz davranıyor” dedi.
Raporda işyerlerinde yaşanan taciz ve şiddeti önlemek için şu önerilerde bulunuldu: “İşyerinde ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde şiddet ve tacize ilişkin sağlam verilerin düzenli olarak toplanması. İşyerindeki teftiş sistemleri, iş sağlığı, iş güvenliği politikaları ve programlarıyla şiddeti, tacizi etkili bir şekilde önlemek, yönetmek için denetleme mekanizmalarının genişletilmesi ve sürekli güncellenmesi. İşyerinde şiddet ve tacize ilişkin farkındalığın arttırılması. Özellikle başta ayrımcılığa maruz kalan çalışanlar olmak üzere şiddeti ve tacizi devam ettirebilecek algıları, tutumları ve davranışları değiştirmek amacıyla farklı uygulamaların gerçekleştirilmesi. Etkili önleme yöntemleriyle çalışanlara, iyileştirme ve destek sağlanması. Çalışanların adalete güvenini oluşturmak ve mağdurların desteklenmesini sağlamak için her düzeydeki kurumların kapasitesinin geliştirilmesi.”