Exeter Üniversitesi’nden David Llewellyn, kalp için faydalı olanın beyin için de faydalı olduğunu hatırlatıyor. Llewellyn son yaptığı bir araştırmaya dayanarak, bu durumun genetik risk oranları göz önüne alındığında bile geçerli olduğunu söylüyor. Bu yeni araştırma, ailesinde demans hastalığı olan kişilerin karamsarlığa kapılmamalarını ve bunamanın bir kader olmadığını işaret ediyor. Llewellyn’e göre asıl sorun, insanlara demans riskini azaltmak için sağlıklı beslenmeleri önerilse bile sırf genetikleri sebebiyle ne olursa olsun kendilerinde demans görüleceğine inanmaları.
Genetik risk
İngiltere’de Biobank adı verilen genetik verileri saklayan veri bankasında kayıtları bulunan 60 yaş ve üzeri 196.000 kişinin verileri sekiz yıl boyunca incelendi ve bu süre zarfı içerisinde 1769 kişide demans görüldüğü gözlemlendi. Araştırmacılar, bir demans türü olan Alzheimer hastalığı arasındaki bağlantılar üzerine önceden yürütülmüş çalışmaları göz önünde bulundurarak, katılımcıları demans açısından genetik risk seviyelerine göre yüksek, orta ve düşük olmak üzere üç gruba ayırdı.
Katılımcıların yaşam tarzları da olumlu, orta ve olumsuz olarak sınıflandırıldı. Sigara içmeyen, her hafta 150 dakikadan fazla spor yapan, kadınlarda günde bir erkeklerde ise ikiden fazla alkol almayan ve meyve, sebze ve tam tahılları da içeren yedi besin grubunun en az dördünü tüketen kişiler olumlu bir yaşam tarzına sahip olarak belirlenmişti.
Llewellyn ve meslektaşları, demans açısından yüksek genetik risk taşıyan kişilerin, olumlu bir yaşam tarzı sürdürmeleri durumunda, sağlıksız yaşayan kişilere oranla demans görülme şansının %32 oranında daha az olduğunu gözlemledi.
Elbette daha fazla yeşillik tüketip daha az bira içmenin demans riskini tamamen ortadan kaldırması gibi bir durum söz konusu değil. Fakat ihtimaller göz önüne bulundurulduğunda, hem yüksek genetik risk, hem de olumsuz bir yaşam tarzının demans görülmesi üzerinde çok daha büyük bir etkisi var. Llewellyn, genetikleri açısında şanssız olan ve sağlıklı bir yaşam sürmeyen kişilerin, genetik risklerine rağmen sağlıklı bir yaşam süren kişilere oranla demansa yakalanma riskinin en az üç kat daha fazla olduğunun altını çiziyor.
Düzgün beslenme
Araştırma demans riskini önlemek adına kişileri düzenli olarak egzersiz yapmaya, düzgün beslenmeye ve sigara içmekten kaçınmaya çağırıyor.
Araştırmacılar, kullanılan verilerde bazı demans vakalarının gözden kaçırılmış olabileceğini de belirtiyor. Araştırmaya dahil olmayan, University College London’dan David Curtis söz konusu araştırmada yalnızca hastaneye kabul ve ölüm yoluyla tanısı konmuş demans vakaları ele alındığı için fiziksel olarak sağlıklı olan fakat demans görülen birçok kişinin gözden kaçırılmış olabileceğini söylüyor.
Araştırmanın bir başka olumsuz yönü ise önceden yapılan araştırmaların kullanılması ve bu araştırmalarda yalnızca beyaz nüfus ele aldığından araştırma sonuçlarının yalnızca beyazlar için geçerli olması.
Sevda Deniz Karali