Yaşlanmayı Geciktirici Tedavinin Genç Yaşta Kısa Süre Uygulanmasının Daha Etkili Olduğu Bulundu

Yaşlanmayı geciktirdiği düşünülen ilaçları daha gençken kısa süreliğine almak daha işlevli olabilir.

Yeni bir araştırma, erken yetişkinlik döneminde uygulanan kısa süreli tedavilerin, genel yaşam süresini uzatmak için en iyi yol olabileceğini düşündürdü.

Hakemli bilimsel dergi Nature Aging’de yayımlanan araştırmada yaklaşık 50 yıl önce Paskalya Adası’ndaki bir toprak örneğinde keşfedilen ve daha sonra organ reddini önlemek için bağışıklık sistemini baskılayıcı bir madde olarak kullanılan “rapamisin” adlı ilaca odaklanıldı.

Zira son 10 yılda sayısı giderek artan çalışmalar, rapamisinin yaşlanmayı önlemek için de kullanılabileceğini ve solucanlarda, meyve sineklerinde ve farelerde yaşam süresini uzatabileceğini göstermişti.

Öte yandan bu sonuçları insanlara uyarlamak mümkün değildi. Zira ilacın sürekli kullanımı, insanların bağışıklık sistemine zarar vererek ciddi sonuçlar doğurabilir.

Bu nedenle, Almanya’daki Max Planck Yaşlanma Biyolojisi Enstitüsü’nden bir ekip, canlıların hayatlarının erken dönemlerinde daha kısa süreyle kullanıldığında rapamisinin ömrü uzatıp uzatmayacağını merak etti.

Ekibin lideri Paula Juricic, “Klinik dozlarda rapamisin kullanmak, istenmeyen yan etkilere sahip olabilir. İlacın yaşlanmaya karşı kullanılması için bunların olmaması veya minimum düzeyde olması gerekir” diye konuştu:

“Bu nedenle, ilacı ömür boyu kullanmış gibi etki elde etmek için ne zaman ve ne kadar alınması gerektiğini öğrenmek istedik.”

İlk deneyler, yaşlanma karşıtı araştırmalarda yaygın kullanılan bir meyve sineği türüyle yapıldı. Bulgular, sineklere yaşamlarının ilk birkaç gününde kısa bir süre için rapamisin verilmesinin, yaşam sürelerini uzatmada etkili olduğunu ortaya koydu.

Öte yandan, yaşamının sonraki evrelerinde rapamisin verilen sineklerde herhangi bir olumlu etki görülmedi. Bu da ilacı ne zaman almak gerektiğine dair önemli bir ipucu olarak yorumlandı.

Çalışmanın yazarlarından Thomas Leech, “Rapamisin hafızası öncelikle erken yetişkinlikte aktive oluyor” ifadelerini kullandı.

Araştırmacılar daha sonra memelilerde “rapamisin hafızası” fikrini sınamak için fareler üzerinde deney yaptı.

Fareler yaşlandıkça vücutlarında LBP adlı bir proteinin seviyesi yükseliyor. Bu da bağırsak sağlığının zayıflamasına neden oluyor.

Ancak deneyde üç aylık farelere rapamisin verildiğinde, LBP seviyelerinin düşük kaldığı anlaşıldı. Bu da ilacın potansiyel yaşlanma karşıtı etkilerinin göstergesiydi.

Araştırmacılara göre bu bulgular, rapamisin gibi yaşlanma karşıtı ilaçların daha genç yaşlarda kısa sürelerle uygulandığında daha etkili olabileceği anlamına geliyor.

Yaşlanmayla ilgili fenotiplerin (genetik ve çevresel etkenlerin yarattığı özelliklerin canlının dış görünüşündeki yansıması) çoğu yetişkinlikte birikmeye başlıyor. Dolayısıyla bu zaman aralığını hedef almak, yaşam süresinde en etkili uzun vadeli etkileri ortaya çıkarabilir.

Öte yandan rapamisin henüz insanlar üzerinde bu amaçla denenmedi. Bu nedenle ilacın etkili ve güvenli bir şekilde kullanılabileceğinden emin olmak için ileri araştırmalara ihtiyaç duyuluyor.

Bu Yazıyı Paylaşın