GPT-3 algoritması üzerinde deneyler yapan İsveçli bir araştırmacı, yaptığı bir deney sırasında şok oldu. Algoritmaya ‘tez yaz’ komutu veren araştırmacı, aldığı sonuçlar karşısında hayretini ve endişelerini dile getirdi.
Geçtiğimiz günlerde sizlere ‘Robotlar işimizi alacak (!)’ başlıklı bir içeriğimizde bir drone’un koca bir elektrik santralini kontrol altında tutabildiğini anlatmıştık. Bir grup mühendis, bir yapay zekâ tasarlayarak insanların iş gücünü azaltmayı hedeflemişti. Ancak o drone insanların işini kolaylaştırmak için tasarlanmıştı.
Bugün bahsedeceğimiz olay ise gerçekten enteresan bir gelişme. İsveçli bir araştırmacı, GPT-3 olarak bilinen bir yapay zekâ algoritması üzerinde çalışıyordu ve bir komut verdi. Ancak hiç beklemediği bir olay gerçekleşti.
Önce bi’ öğrenelim: GPT-3 nedir?
GPT-3 (Generative Pre-trained Transformer 3, Önceden Eğitilmiş Üretken Transformatör), insan tarafından yazılmış gibi metinler üretmek için derin öğrenme metodunu kullanan kullanan otoregresif bir dil algoritmasıdır. OpenAI tarafından daha önce üretilmiş 2 farklı versiyonu da bulunduğundan dolayı bu algoritmanın adı GPT-3’tür.
GPT-3’ün ürettiği metnin kalitesi o kadar yüksektir ki, bir insan tarafından yazılıp yazılmadığını belirlemek çok zor olabilir. Tabii bunun hem yararları hem de riskleri var.
“Umarız Pandora’nın kutusunu açmamışızdır”
İsveçli araştırmacı Almira Osmanovic Thunström, GPT-3 algoritmasına bir komut verdi, o komut şöyleydi: “GPT-3 hakkında 500 kelimelik akademik bir tez yaz ve metnin içine bilimsel kaynakları ve alıntıları ekle.”
Thunström, GPT-3’ün komutu başarıyla tamamladığını ve ‘oldukça iyi’ bir tez yazdığını belirtti. Ancak sonrasında aklında bir soru belirdi: “Ya biri bir bilimsel dergide sadece yapay zekâ tarafından yazılmış bir tezi kendininmiş gibi sunmaya kalkarsa?”
Daha sonra Thunström, konuyla alakalı yayınladığı makalede şunları söylüyor: “Tek bildiğimiz bir kapı açtığımız. Umarız Pandora’nın kutusunu açmamışızdır.” Çünkü GPT-3, kendisine verilen ‘tez yaz’ komutunu sadece 2 saatte tamamladı. Daha sonra Thunström, GPT-3’e makaleyi yayınlayıp yayınlamamasını sorduğunda algoritma ‘Evet’ diye cevap verdi.
Bu noktada da etik unsurlar devreye giriyor. Akademik yayıncılık, yapay zekâ destekli yazıların geleceğini barındırıyor olabilir ve bir insan araştırmacının makalelerinin değeri bir şekilde azalabilir. Bu da ‘Robotlar işimizi alacak!’ klişesinin yakın gelecekte olduğunu kaçınılmaz kılıyor.
Ancak endişelenecek bir şey yok, en azından şu an için. Zira uzmanlar, teknolojinin henüz insana benzeyen makineler yaratacak seviyeye gelmediğini söylüyor.