Denizlerde 1 Eylül günü başlayan av sezonu 15 Nisan’da sona eriyor. Aradan geçen 7,5 aylık süreçte balıkçılar Marmara, Karadeniz, Ege ve kısmen Akdeniz’de geceli gündüzlü mesai yaptı. Son haftada ise tekneler limanlarına çekildi ve ağlarını bir sonraki sezonda açmak üzere toplama başladı.
Peki bu av sezonu Türkiye denizlerinde faaliyet gösteren balıkçılar için nasıl geçti?
DW Türkçe’ye sezonu değerlendiren balıkçılara göre bu yıl denizlerde pek bereket yoktu. Üstelik artan maliyetler yüzünden çoğu gün denize çıkmak onlar için zararına çalışmak anlamına geldi.
İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal, bu yıl çoğu teknenin 15 Nisan tarihini beklemeden av sezonunu kapattığını söylüyor. Son yıllarda balıkçıların denizlerde bulduğu balık sayısının azaldığına dikkat çeken Kartal, bu yıl durumun daha da vahim olduğunu teknelerin uzun süre denizden boş döndüğünü belirtiyor:
“Artık öyle bir hale geldi ki balıkçılık. Denizde tutacağınız balığın sizin giderinizi bile karşılayamayacağından eminsiniz. Bu da ne demek? Sezonu erkenden kapattık. Haftalar öncesinden çoğu tekne denize çıkmayı bıraktı zaten” sözleriyle durumu anlatan Kartal, motorin fiyatlarına dikkat çekiyor.
Av sezonunun başında yani 1 Eylül tarihinde İstanbul’da motorinin litre fiyatı 7 lira 25 kuruştu. Bu süreçte motorinin fiyatı 20 lirayı aştı.
En büyük maliyetlerinin motorin olduğunu aktaran Kartal ise “Bizim bütün işimiz motorin ile. Teknemizin motoru, makinelerimiz motorinle çalışıyor. Kimse bu fiyat artışını karşılayamadı. Destekler çok az kaldı. Denizde balık olmayınca ne oluyor? Sürekli arıyorsunuz yani mazot harcıyorsunuz. Eğer eliniz boş dönerseniz bu da çok büyük bir zarar demek ve biz çoğu gün denizden boş döndük. Özellikle son aylarda boş döndüğümüz gün sayısı çok fazlaydı. O zaman motorinin fiyatı da çok yüksekti” diyor.
Kartal, bu şekilde balıkçılığı devam ettirme şanslarının olmadığını aktarıyor.
Maliyetler karşılanmıyor
Tekne sahibi Osman Bal da maliyetlerden dertli.
Av sezonunun başladığı ilk aylar denizde biraz balık olduğunu anlatan Bal, kasım ayından sonra ise balıkçılar için zorlu bir sürecin başladığını aktarıyor. Bu şartlarda balıkçılık yapmanın bir anlam ifade etmediğini dile getiren Bal, şöyle devam ediyor:
“Ava çıkıyorsunuz balık yok. Balıkçı balık tutup getiremezse kasacı da para kazanamaz kabzımal da kazanamaz. Bir de ailelerimiz var. Siz eğer bir ay balık tutup 11 ay eliniz boş olursa bu işi yapmanın da bir anlamı yok. Teknelerin harcadığı motorin masrafını kimse karşılayamıyor artık.”
Bal’ın maliyetler konusunda dikkat çektiği diğer bir detay da ağlar oluyor. Buna göre av sırasında kullanılan ağlar artan petrol fiyatına bağlı olarak son 1 yılda katlanarak artmış. Küçük balıkçılar için bile ortalama bir ağın fiyatının 20 bin liradan başladığını söyleyen Bal’a göre bu maliyetleri karşılamak artık çok zor.
Denizleri biz kuruttuk
Güzelce balıkçı barınağında sezonu kapatmaya hazırlayan ve yıllardır teknelerde tayfa olarak çalışan Yusuf Gürbay ise denizlerdeki durumun alarm verdiğini söylüyor.
“Bu denizleri biz kuruttuk. Tek bir cihazın ayarını yapmak için tonlarca balığı denizden çekiyorduk. Sonra balıklar küçük gelince denize tekrar atıyorduk. Ancak o balıkların yüzde 70’i ölüyordu. Bu hep böyle devam etti. Kimse denizleri düşünmedi. Gelecek nesilleri düşünmedi. Şimdi denizlerde balık kalmadı” sözleri ile gelinen noktayı anlatan Gürbay’a göre son 15 yılda denizlerde balıkların büyük bölümü yok oldu.
Gürbay, buradaki ilk suçluların denizleri kirletenlerin ve vahşi avcılık yapanların olduğunu belirtiyor.
Katliam yapılıyor
Gürbay, durumun gerçekten çok kritik olduğunu ve artık denizlerde yavru balıkların avlandığını anlatıyor. Bu konuda acil önlem çağrısı yapan İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal da artık adeta denizin dibinin sıyrıldığını belirterek denizlerdeki tehlikeyi vurguluyor. Buna göre son yıllarda özellikle Marmara Denizi’nde balıkların sayısı yarı yarıya azalmış ve boyutları da 3’te iki oranında küçülmüş durumda.
Son haftada yapılan kolyoz avcılığının durdurulması gerektiğini söyleyen Kartal, “Bu bir katliam. Marmara’da bir kolyoz kalmıştı. Onu da yavruyken tutuyorlar. Denizden binlerce kasa kolyoz çıkardılar. Marketlerde çok ucuza satıldı bu hafta. Ama seneye hiç balık olmayacak. Bu doğru mu şimdi? Defalarca söylüyoruz ama bu hep böyle devam ediyor” diyor.
“Artık denizleri bırakacağım”
Denizdeki balığın günden güne azaldığını ifade eden tekne sahibi Osman Bal, artık bu maceranın sonuna geldiğini düşünüyor.
Önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde denizlere veda edeceğini belirten Bal, “Ne balık kaldı ne kazanç. Denizler pislikten geçilmiyor. Balık tutmaya çıkıyoruz ama ağlarımıza çöpten başka bir şey takılmıyor. Önceden böyle miydi? Balıkçılığın bir tadı vardı. Büyük balık tekneleri kullandıkları cihazlarla denizlere ve balıklara zarar veriyorlar. O an denizde ne kadar balık varsa küçük büyük topluyorlar. Yavru balıklar büyümezse nasıl balıklar nesillerini devam ettirecek. Bakın tezgahlara her balığın boyutu yıldan yıla küçüldü. Ama kimse dikkat etmiyor bunlara” şeklinde konuşuyor.
Acil eylem planı şart
Balıkçılar Marmara’da balıkçılık faaliyetlerinin kısıtlanmasını bunun bir acil eylem planı olarak devreye sokulmasını talep ediyor. Kartal’a göre eğer gerekli önlemler alınmazsa gelecek yıllarda Marmara’dan balık yemek pek mümkün olmayacak. Hem balık sayısında azalmaya hem de maliyetlerdeki artışa bakıldığında bu durumun tüketici için de oldukça olumsuz olduğunu söyleyen Kartal, artık balık tüketmenin hiç olmadığı kadar pahalı bir olay olacağını vurguluyor. Balıkçılara göre uzun süredir artık balık fiyatları önümüzdeki yıllarda da pek düşecek gibi görünmüyor.
Avcılıkla beraber çevre kirliliğinin de balıkları azalttığını dile getiren balıkçılara göre önümüzdeki sezonlar için de denizlerden umutlar kesilmiş durumda. Bu konuda geçtiğimiz yıl denizlerde etkili olan müsilajın bazı balık türlerini Marmara’dan uzaklaştırdığını anlatan balıkçılara göre bazı balıklar için de müsilaj bir fırsata döndü. Bu süreçte bazı balık türlerinin avcılık faaliyetlerinden daha az etkilendiğini anlatan balıkçılara göre yavrular büyüme fırsatı buldu. Ancak balıkçılara göre denizlerdeki kirlilik hızla azaltılmazsa balık sayısındaki azalma çoğu türün yok olmasına neden olacak.