T.C. |
||
Esas No | : 2016/15030 | |
Karar No | : 2018/4558 | |
Tarih | : 19.06.2018 |
İÇTİHAT METNİ
DAVA :
MAHKEMESİ: TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 1. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 02/06/2016 tarih ve 2015/136-2016/481 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı nezdinde maaş hesabı bulunduğunu, davalının müvekkilinin borçlarına istinaden 2013 Haziran ayından beri kesinti yaptığını, bankanın da alacakları için icra takibi yaparak maaşa haciz koydurması gerektiğini, icra takibi harici maaştan kesinti yapması ve maaş hesabına bloke koymasının yasal dayanağının bulunmadığını, ileri sürerek blokenin kaldırılmasına ve yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı ile yapılan bankacılık sözleşmesinin bu şekilde işlem tesis edilmesine cevaz verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan bireysel bankacılık hizmetleri sözleşmesinin ortak hükümler başlıklı 14/1 maddesi, bankacılık hizmetleri sözleşme öncesi bilgilendirme formunun 3. maddesi, kredi kartı üyelik sözleşmesinin hapis, takas ve rehin başlıklı 15. maddesindeki düzenlemelere göre davalı bankanın işbu sözleşmelerden veya herhangi bir sebepten dolayı doğmuş ya da doğacak alacaklar için işbu hesaplar üzerinde rehin, hapis hakkına sahip olduğu, banka üzerinde rehin hakkı bulanan her türlü alacak ve değerlerin bir bölümünü veya tamamını bloke hesaba alıp almamakta serbest olduğu, davacının davalı ile yapmış olduğu sözleşmeler uyarınca borcun ödenmemesi halinde borcun banka nezdinde bulunan ve maaşının yatmakta olduğu hesabından tahsil edilmesine muvafakat ettiği, bankanın yaptığı işlemin sözleşemeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğunun kabul edilemeyeceği, çünkü davacının kredi kartı ve kredili mevduat hesabından kaynaklanan borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve bu yolla tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir. İİK’nın 83. maddesi uyarınca maaşların kısmen haczi mümkün olup haczedilecek kısım maaşın ¼’ünden aşağı olamaz. Öte yandan, anılan maddede sayılan mal ve hakların haciz olunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar da geçerli değildir.
O halde, açıklanan hükümler gözetildiğinde davacının maaşının yalnız ¼’ü oranında kesinti yapılabileceği halde, davalının davacıya ait maaş hesabının tamamını bloke etmesi hukuki dayanaktan yoksundur.
Mahkemece, taraflar arasındaki bankacılık hizmet sözleşmesi uyarınca davacı tarafça hesaba bloke konulmasına ve doğmuş olan borçlar için hesaptan kesinti yapılmasına muvafakat verildiği ve davalının yaptığı kesintinin kredi kartı alacağının tahsiline yönelik olması gerekçesiyle istirdat istemi reddedilmiştir.
Yapılan bu değerlendirme de yerinde değildir. Zira davalı tarafın davacının maaşının tamamını bloke etmesinin yasal dayanağı olmadığına göre davalının haksız biçimde tahsil ettiği parayı iade etmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece, yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 19/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.