Belçika’da yapılan bir araştırma, bireyselliğin ön planda olduğu Batı toplumlarında anne ve babalar arasındaki “tükenmişlik sendromunun” oldukça yüksek olduğunu ortaya çıkardı.
Bu sorundan en az etkilenenlerin ise Türkiye, Küba, Peru ve Tayland’daki ebeveynler olduğu belirlendi.
Araştırmaya göre bu ülkelerdeki geniş aile ve mahalle kavramı ile dayanışma gibi kültürel farklılıklar ebeveynleri tükenmişliğe karşı daha fazla koruyor.
Koronavirüs salgını nedeniyle daha da artan sorun, ağırlıklı olarak annelerde görülüyor.
Louvain Katolik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Moira Mikolajvzak ve Prof. Dr. Isabella Roskam’ın yaptığı “ebeveyn tükenmişliği” araştırması, 42 ülkede gerçekleştirildi.
Araştırmaya katılan ebeveynlerde; duygusal tükenme, ebeveyn rolünden keyif alamama, gerginlik, yorgunluk ve çocuklara yönelik duygusal mesafe gibi etkiler incelendi.
Bilim dergisi Affective Science’da yayımlanan araştırmaya göre, anne – babalar arasında tükenmişlik sendromunun en fazla görüldüğü ülke Belçika. Bu ülkedeki her 12 ebeveynden biri, tükenmişlik sorunu yaşıyor.
Listenin ikinci sırasında ABD’deki ebeveynler var. ABD’deki anne ve babaların yüzde 7,9’u tükenmişlik sendromundan muzdarip. Bunu sırasıyla Polonya, Burundi, Fransa, Rusya, Finlandiya, İsviçre ve Hollanda’daki ebeveynler takip ediyor.
Tükenmişlik sorunu yaşayan ebeveynlerin üçte ikisi annelerden oluşuyor. Buna rağmen anneler, sorumluluklarının yüzde 70’ini yerine getiriyor. Babalar, ebeveyn rolüne daha az hazır olduğu için, tükenmişlik sorunundan daha az etkilemiyor.
‘Türkiye’de neredeyse yüzde sıfır düzeyinde’
Ebeveynlerde tükenmişlik sendromunun en az olduğu ülkelerin başında ise, Türkiye, Küba, Peru ve Tayland geliyor. Anne ve babalar arasındaki tükenmişlik duygusunun yaygınlığı, Türkiye’de neredeyse yüzde sıfır düzeyinde.
Araştırmaya göre, tükenmişlik sorununda en belirleyici faktörün, kültürel farklılıklar olduğu belirlendi. Belçikalı araştırmacılar, gelir ve eğitim düzeyi, yaş ve çocuk sayısı gibi unsurların yanı sıra, 42 ülkedeki “erkeğin rolü”, “gücün eşitsiz dağılımı” ve “bireycilik” gibi kültürel özelliklere göre değerlendirme yaptı.
Bireysellik düzeyi yüksek olan ülkelerde, ebeveyn tükenmişliğinin daha yaygın olduğu ortaya çıktı. Batı toplumlarında, yalnız başlarına “başarı ve mükemmeliyetçilik” geliştirme çabasında olan ebeveynler, daha sık tükenmişlik sorunu ile karşı karşıya kalıyor.
‘İhmal ve şiddet gibi sonuçları var’
Tükenmişlik yaşayan ebeveynler, daha fazla stres hormonu ürettikleri için daha saldırgan davranıp, daha sık intihar düşüncesine kapılıyor. Kendilerine ve çocuklarına zarar verme, çocuklarını ihmal etme ya da onlara şiddet uygulama gibi sorunlar yaşıyorlar.
Tükenmişlik sonucu çocukların ödevleri ile ilgilenmeme, yemek yapmama gibi etkenler de, çocukların olumsuz etkilenmesine neden oluyor.
‘Salgınla beraber sendrom da arttı’
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Batılı olmayan diğer kültürlerde ise, bireyselliğin yaygın olmaması; geniş aile, mahalle ve köy kültürü gibi etkenler ebeveynlerin yükünü azaltıyor.
Belçikalı araştırmacılara göre, bu toplumlarda diğer aile üyeleri, komşular ve köylüler çocuklara çok daha fazla önem veriyor. Bu da tükenmişlik sendromuna karşı muazzam bir koruma sağlıyor.
“Bir çocuğu büyütmek için bir köy gerekir” atasözünün yaygın olduğu Afrika ülkelerinde de ebeveynlerin yaklaşık yüzde 1’i tükenmişlik sorunu yaşıyor.