Başta instagram olmak üzere, sosyal medyada yemek fotoğrafları görmek uzun zamandır günlük yaşamımızın bir parçası. 2017’de yapılan bir araştırma Y kuşağındaki bireylerin yüzde 69’unun sipariş ettiği yemeğin tadına bakmadan önce fotoğrafını çektiği sonucuna ulaşmıştı.
Birleşik Krallık’taki Aston Üniversitesi’nde yirmili yaşlarının başındaki 369 üniversite öğrencisi üzerinde yapılan yeni bir araştırma ise, insanların arkadaşlarının sosyal medyada yayınladığı yemek fotoğraflarından gerçekten etkilendiğini ve başkalarının ne yediklerini düşündüklerine göre kendi diyetleri için farklı kararlar verdikleri sonucuna ulaştı.
Örneğin bir kişi, arkadaşlarının yediğini düşündüğü her meyve ve sebze porsiyonu için bir porsiyonun beşte biri kadar daha fazla tüketiyor. Yani sosyal medyadan etkilenen biri, arkadaşının beş birim sebze yada meyve tükettiğini gördüğünde altı birim sebze ya da meyve yeme eğiliminde oluyor. Benzer şekilde, sosyal medyada arkadaşlarının üç birim abur cubur tükettiğini gören biri ekstra bir birim daha abur cubur tüketme eğiliminde oluyor. Bu, arkadaşlarımızın kendilerini şımarttığını gördüğümüzde, bizim de kendimize izin verdiğimizi gösteriyor.
Bunu yanında, araştırmacılar sosyal medyanın bireyleri daha iyi kararlar almaya teşvik etmek için kullanılabileceğini öne sürdüler. Araştırmanın danışmanı Dr. Jason Thomas, “Bunun anlamı, sosyal medyayı arkadaşlık grupları içindeki yeme davranışını ‘dürtmek’ için kullanabileceğimiz ve bu bilgiyi potansiyel olarak halk sağlığı müdahaleleri için bir araç olarak kullanabileceğimizdir” diyor.
İnsanların sosyal medyada görüp beğendiği her şeyi kopyalama ve kendi yaşamlarına uygulama istekleri hiçbir zaman bitmeyecek gibi görünüyor. bu durum moda, dekorasyon, gezi konularında olduğu gibi beslenme seçimleri için de geçerli. Önemli olan bireylerin neyin gerçek neyin mantık dışı olduğunu ayırt edebilmeleri.
Günde üç kez ne yiyeceğimize karar vermek hepimizi zorluyor bu yüzden de ne yiyeceğimize, nerede yiyeceğimize karar vermek için sosyal medyada paylaşılanları normal olarak dikkate alıyor ve paylaşımlardan etkileniyoruz. Fakat bu sırada herkesin yalnızca güzel görünen yiyecekleri paylaşma eğiliminde olduğunu da unutmamak gerekli.
Hemen hemen hiç kimse kahvaltıda yediği yulaf ezmesinin, sıkıcı bir salatanın ya da gece yarısı acıkıp kırdığı yumurtanın fotoğrafını paylaşmıyor. Bunu akılda tutarak ne yiyeceğimize karar verirken sosyal medyanın yanında sağlıklı tarifler paylaşan internet siteleri ve yemek kitapları, aile ve arkadaş tarifleri gibi kaynaklardan da beslenmeliyiz.