İÇTİHAT METNİ
DAVA :
… ile … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve terkin davasının reddine dair … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen …sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı … vekili, tapu sicilinde davalıların mirasbırakanı adına kayıtlı bulunan …parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapu kaydının iptaliyle tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan …, …, … davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece; … tarihli bilirkişi kurulu raporu esas alınarak, dava konusu …parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde İdare tarafından 19.12.2011 tarihinde oluşturulan kıyı kenar çizgi haritası ve ekleri getirtildiği halde gereği gibi uygulanmamıştır. İdarenin önceden kıyı kenar çizgisi oluşturmak için yaptığı saptamalar ve bu konuda kurulan komisyonun çalışmalarının ortaya çıkardığı bilimsel değerler gözardı edilmemelidir.
Somut olayda, jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen …tarihli raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 4,35 m2’sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlendikten sonra, bilirkişi kurulunca oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre ise anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş; ancak, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi kurulu tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmamıştır. Bu nedenle, İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile mahkemece oluşturulan bilirkişi kurulunca …tarihli raporda belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında anılan raporu sunan bilirkişilerden bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık ek rapor alınması gerekir. Başka bir anlatımla eldeki uyuşmazlıkta idari saptamalardan takdiri delilolarak yararlanılması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …sayılı kararı da bu doğrultudadır. Yapılacak bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Anılan yön gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 04.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.