İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nezihe Deniz Güner tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR :
Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, takibe dayanak senedin taraflar arasındaki ticari kredi sözleşmesi uyarınca verildiğini, takip sonrası işletilen faiz oranının hatalı olduğunu ileri sürerek güncel dosya hesabının yapılması talep ettiği; ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu sonucunda, şikayetin kabulüyle takip tarihinden itibaren %40’ı geçmemek üzere değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına ve 20/07/2016 şikayet tarihi itibariyle dosya borcunun 352.001,25 TL olduğuna karar verildiği, söz konusu karara karşı alacaklının istinaf talebini ise Bölge Adliye Mahkemesince, alınan rapor sonucunda daha az alacak tespit edilmesi nedeni ve aleyhe hüküm kurma yasağı gereği HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden, ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz. Bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekir.
Öte yandan, TTK’nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden, TBK’nın 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır.
Somut olayda takibe dayanak senedin taraflar arasındaki ticari kredi nedeniyle verildiği borçlunun da kabulünde olup, borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre yasal süre içerisinde takibe dayanak belgelere ve işleyecek faiz oranına bir itirazı olmamıştır. Bu durumda takipten sonraki dönem için istenen yıllık %40 ve %31.44 faiz oranlarının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmediği anlaşılmakla takipten sonrası için yıllık %40 ve %31.44 faiz oranlarının akdi faize dönüştüğünün kabulü gerekmektedir.
O halde, alacaklı tarafından takipte istenen işleyecek faiz oranının, itirazsız kesinleşmesi nedeniyle akdi faize dönüştüğü anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince alınan 20/12/2017 tarihli bilirkişi raporunun “c” alt başlığında yer alan hesaplama dikkate alınarak dosya hesabına ilişkin şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, istinaf talebinin reddine dair kararın kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2018 tarihli, 2017/1514 E.- 2018/233 K. sayılı kararının ( KALDIRILMASINA ), Çorlu İcra Hukuk Mahkemesi’nin 14/02/2017 tarihli, 2016/357 E.- 2017/70 K. sayılı kararının ( BOZULMASINA ), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.