T.C. YARGITAY Yedinci Hukuk Dairesi |
|||
Esas No | : 2015/46135 | ||
Karar No | : 2016/8905 | ||
Tarih | : 21.04.2016 |
ÖZET : |
|
İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR :
Davacı, işverence … sitesinde yaptığı paylaşım nedeniyle ticari faaliyette bulunduğu, sadakat kuralına aykırı davrandığı gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini, paylaşımın babası ve amcasının kurduğu yeni işe ilişkin olduğunu, işverence savunması alınmadığı gibi ticari faaliyette bulunup bulunmadığının, eylemin doğru olup olmadığının araştırılmadığını belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının … hesabından iş ilanı verdiği, sipariş hattı olarak da kendi numarasını verdiğini, ilana göre tavuk yetiştirip yumurta sattığının anlaşıldığı, Personel yönetmeliğine göre başka bir iş tutmak, özel ticari faaliyette bulunmanın işten çıkarmayı gerektirdiğini, davacının eyleminin Etik Çalışma Yönetmeliğine de aykırı olduğunu, davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan bu eyleminin haklı fesih nedeni teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının performansının objektif değerlendirmeye tabi tutulmadığı, ilaç sektöründeki işleyiş itibari ile IMS raporlarındaki satış miktarlarının sadece tıbbi tanıtım temsilcilerinin faaliyetlerine bağlı olmadığı, ilaç satış rakamlarının oluşmasında çevresel unsurlarda etkili olduğundan bireysel performansın sadece satış rakamlarına bağlanmasının objektif değerlendirmeye aykırılık teşkil ettiği, dolayısı ile yapılan feshin son çare olma ilkesi ile de örtüşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı ya da geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene haklı fesih imkânı tanımaktadır. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25.maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir.
İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davacının … sayfasında “sonunda bitti çok şükür, 500 tane birbirinden güzel fıstık gibi piliçlerim geldi. Pazartesiden sonra doğal ortamda yetişen ve yemlenen tavuklarımızın yumurtalarına ulaşabilirsiniz. Çocuklarınıza o pis kafes yumurtalarını yedirmeyiniz. Siparişleriniz için irtibat numaram …” şeklinde bir mesaj paylaştığı, davacının iş akdinin bu gönderi nedeniyle savunması alınmadan doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı davrandığından bahisle haklı nedenle feshedildiği görülmektedir. Her ne kadar davacının iddia edilen ticari faaliyetinin tespiti yönünde dosyada yazılı delil bulunmamakta ve bu hususta davalı işverence ya da mahkemece araştırma da yapılmamış ise de, davacının … mesajını kendisinin paylaştığı noktasında kabulünün olduğu görülmektedir. Bu nedenle, davacının gerçekten ticari faaliyetle uğraşması nedeniyle değil, salt sanal alemde bu şekilde mesaj paylaşması nedeniyle iş akdinin feshinde haklı ya da geçerli neden olup olmayacağı değerlendirilmelidir.
Dosyaya sunulan Personel Yönetmeliğinde, dışarıda başka bir iş tutmak, özel ticari faaliyette bulunmanın işten çıkarmayı gerektirdiğinin düzenlendiği, Etik Çalışma Yönetmeliğinde ise kurum personelinin tatil günleri dahil ikinci bir işte çalışamayacağının düzenlendiği görülmektedir.
Mahkemece, taraf tanıkları dinlenilmiş olup davacı tanıkları, davacının ticari faaliyetine şahit olmadıklarını, yumurta sattığını görmediklerini, davacının babası ile amcasının çiftçilikle uğraştığını bildiklerini ifade etmişler; … ise “…bizde çalıştığı sırada başka bir iş yaptığı tespit edildi, savunması alındı, süreç sonunda işten çıkarıldı, bizler işe girerken yönetmelikler tebliğ edilir ve buna göre başka iş yapılması mümkün değildir, davacı da bunu bilen bir kişidir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığının beyanı doğrultusunda yapılan incelemede dosyada savunma, tespit tutanağı ya da yönetmelik tebliğine dair bir belgeye rastlanmamıştır.
Sonuç olarak, iddia, savunma, taraf tanıklarının beyanları, ilgili mesaj ve davacıya tebliğ edilmediği anlaşılan Yönetmelik metinleri hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının gerçekten ticaretle uğraştığı yönünde yapılan bir tespit de bulunmadığından feshin haklı nedenle yapıldığının kabulü doğru olmayacaktır. Bununla birlikte, sözü edilen … paylaşımı güven ilişkisini sarstığından artık davalı işverenin davacı işçi ile çalışması beklenemez. Bu nedenle, fesih geçerli nedene dayanmakta olup mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre de, kararın gerekçesinin somut olayla ilgisinin olmadığı anlaşılmakla performans düşüklüğü nedeniyle yapılan feshe dayalı gerekçe oluşturulması da hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,00 TL harç giderinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 77,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’e göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider avansının ilgilisine iadesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 21/04/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.