2020 Nasıl Geliyor?

Zorlu bir 2018 yılının ardından, nispeten daha stabil, ama sinsi bir ekonomik krizi insanlara hissettiren bir 2019 yılı yaşıyoruz. Sonuna gelirken de günlük gelişmelerin arasında o kadar boğulduk ki, yaklaşan 2020 senesini düşünemiyoruz.

Hedeflerde, açıklamalarda ya da inşallah tadında sohbetlerde geçse de, herkes bu yılı hasarsız kapatmanın derdine o kadar düştü ki, 2020’yi kimse ele almıyor. Oysa şimdiden gerek reel sektör, gerek finans piyasaları, gerek kamu, gerekse de vatandaş açısından daha zor bir yıl geldiğini söyleyebilirim.

Öncelikle şirketler ve esnaf açısından meseleyi ele alalım. Kurumsallarda son çeyrek bilançoları iyi kapatma, borsaya kote olmayanlarda da az alacakla yılı sonlandırma kaygısı belirmişken, biraz bu önceliklerin sorunları da ötelediğini ifade edebiliriz.

Ama şu bir gerçek ki artan konkordatolar, hatta bunların neredeyse haber yapılmaz hale dönüştürülmesi sorunu ortadan kaldırmadığı gibi, endişenin de daha büyümesine yol açıyor. Çünkü piyasalarda bir korku var. İflas ertelemenin üzeri kapatılınca konkordatolardan patlayan sorun, buranın baskılanmasıyla nereden çıkacak? İşte herkes bunun yanıtını merak ediyor.

Küçük esnafın dönmeyen işlerine ilaveten yeni vergiler ve zorunlu kesintilerle tanışacağı bir yıla gireceğiz. Değerleme oranının yüzde 22,5 olarak eğilim göstermesi ticarethanelerin de KOBİ niteliğindeki firmaların da üzerindeki maliyet baskısını arttıracaktır. Ayrıca gelirine bakılmaksızın çalışanlardan kesilen BES adı altındaki zorunlu sigorta ile bu yıl da esnaf tanışacak.

Vergisini ya da ödemelerini yapamayan esnaf kesimi, şimdi de Bağ-Kur borcunu dahi ödeyemezken yeni bir mecburi gider kalemiyle karşı karşıya kalacak. Aslında bu mesele her şeyi anlatıyor. Yani normal primini ödeyemeyen insana, yeni bir prim yükü çıkarmak, işsiz kalmış insandan sağlık sigortası primi istemek gibi. Yani yaklaşımlarda değişen bir şey yok.

2020 yılında muhtemelen bunun yansımalarını konuşacağız. Hatta küçük büyük herkes için geçerli olan e-haciz uygulamasıyla birleştiğinde de hem daha zor duruma düşmeye aday işletmeler, hem de bankaya her düşen paraya el koyan kamu gücü nedeniyle de birbirine yapılamayan ödemeler sorunu gündemimizde olacak.

Tüm bunlar alt alta geldiğinde finansal kesimin de zorlanacağını, sıkıntı yaşayacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok. Bir tarafta ödemesini yapamayan bireyler, diğer tarafta bankaya düşen her paraya el koyan sistem nedeniyle bankalar dahil yapılamayan ödemeler, öte yanda da kredi ver baskısıyla sendikasyona çıktığınızda anlatılamayacak gelişmeler 2020 yılının gündemini oluşturacaktır.

Ha tüm bunlar olurken istatistikler, faizler ne olur: İnanın bana hiçbir öneminin kalmayacağı bir dönem yaşamamız yüksek ihtimal. Çünkü istatistiklerdeki sapmaların ve açılan makasın, inandırıcılık faktörünü kırdığı noktada, ne söylediğinizin sonuçlar iyi de kötü de olsa anlamı kalmaz. Herkes tamamen yaşadığı üzerinden meseleleri yorumlar.

Bu gelişmeler olurken vergi gelirlerinin yüzde 80’ini dolaylı yoldan elde eden kamunun daha çok kaçak ve kayıt dışı gerçeğini yaşadığına bütçe gelirlerinin, dolayısıyla da kamu harcamalarının bundan olumsuz etkilendiğine şahit olacağız.

Son grup vatandaş… İç tüketimde uzun zamandır zaten harcamalar acil ihtiyaçlar düzeyine indi. Medyada yer alan iç turizmden düşen enflasyona kadar sunulanlara bakmayın. Önemli olan gerçekten geçim derdi yaşanıp yaşanmadığı, işsizliğin sorun olarak ortada durup durmadığıdır. Tüm bu gerçekleri ortada dururken yaşam maliyetleri ağırlaşacak ama geliri azalacak tüketicinin de bu haliyle ekonomiyi döndürmesi zor.

Velhasıl kelam 2020 yılı hoş gelmiyor. Aynı şartlar, stabil bir biçimde devam etse bile, artan dengesizlikler ve düşen alım gücü, sorunları kabul etmeyen ekonomi yönetiminin anlayışıyla birleştiğinde ekonomideki problemi arttıracaktır.

Zaten herkes bunun farkında olduğu için, kimse 2020’den söz etmek istemiyor. Sokaktaki insanın firma sahibinden çalışana herkesin derdi, 2019’u az hasarla bitirmek. 2020’yi ise düşünmek istemiyor. Şartlar buyken, siz ekonomiyle ilgili insanları konuştursanız ne olur, konuşturmasanız ne olur. Gerçek gerçektir ve ekonominin kavramsal manada politikası olur ama günlük siyaseti (!) olmaz.

Kaynak: paraanaliz.com-Çetin Ünsalan

https://www.paraanaliz.com/2019/ekonomi/cetin-unsalan-yazdi-2020-nasil-geliyor-40738/

Bu Yazıyı Paylaşın