Kural Olarak Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Yok İse Ev Eşyası Haczedilemez

T.C.
YARGITAY
Onikinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2014/4289
Karar No : 2014/6671
Tarih : 10.03.2014
KAVRAM:
  • EV EŞYASININ HACZİ
  • LÜZUMLU EŞYA KAVRAMI
  • AYNI AMACA HİZMET EDEN EŞYA
  • AYNI NİTELİKTE EŞYALARDAN BİRDEN FAZLA OLMASI

 

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü :

KARAR :

Borçlunun ev adresine menkul haczi için gidildiği, alacaklı vekilinin bir kısım eşyaların haczi talebinin icra müdürlüğünce reddi kararına karşı alacaklı vekilinin mahkemeye şikayet yoluna başvurduğu, mahkemenin ilk kararıyla şikayetin reddine karar verildiği, kararın alacaklı vekilince temyizi üzerine Dairemizce mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle şikayet konusu işlemin İ.İ.K.nun 82/3 maddesine uygun olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, mahkemece bozmaya uyularak keşif sonrası alınan bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

6352 Sayılı Kanunun 16. maddesiyle değişik 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3.bendi uyarınca para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.

Bu düzenlemenin gerekçesinde; alacaklıyla borçlu arasındaki menfaat dengesinin sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, haczinde ekonomik yarar bulunmayan ya da muhafazasında ve satışında güçlük çekilen eşyaların hacizlerinin önlenmesinin amaçlandığı ve borçluyla aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü eşyanın haczedilemeyeceğinin hükme bağlandığı belirtilmiştir.

İ.İ.K.nun 85 /son maddesinde ise “haciz koyan memur, borçluyla alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir düzenlemesine yer verilmiştir.

Kural olarak borçlunun her türlü mal ve hakkının haczi mümkündür. Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için İcra İflas Kanunu’nda ya da özel kanunda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifadeyle alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe dair düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksi halin varlığı başta İ.İ.K.nun genel mantığına ve 85 /son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı, gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir.

Buna göre ev eşyası yönünden, İ.İ.K.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3.bendinde yer alan haczedilmezliğe dair düzenlemenin genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmelidir. 6352 Sayılı Kanunun 16. maddesinin gerekçesi de bu görüşü destekler niteliktedir.

Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki eski eşya borçluya bırakılıp, muhafazası satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olacak yeni mal haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir.

Somut olayda yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, borçlunun evinde aynı nitelikte eşyalardan birden fazla olduğunun tespit edildiği görülmektedir. O halde mahkemece yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ :

Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.nun 366. ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu Yazıyı Paylaşın