Denizlerde 150 Milyon Tondan Fazla Plastik Bulunuyor

Plastiğin, denizleri, deniz canlılarını ve insan sağlığını tehdit eden boyutlara geldi. Denizlerde 150 milyon tondan fazla plastik bulunduğu tahmin ediliyor. Buna göre,  2025’te denizlerde 3 ton balığa karşılık 1 ton plastik, 2050’de ise balıktan çok plastik olacak. Marmara Denizi’ndeki her 10 çöpün 1 tanesi plastik, her 7 plastiğin 4 tanesi de kara kökenli. Karadeniz’deki her 10 çöpün 5 tanesi plastik, her 5 plastiğin yüzde 50’si yabancı gemiler kaynaklı. Türkiye, 31 Aralık 2019’a kadar plastik poşet kullanımını yılda kişi başına 90’a düşürmeyi hedefliyor.

Plastik, karbon bazlı malzemelerden yapılan sentetik bir bileşim. Plastiklerin birçoğu petrolden ve diğer fosil malzemelerden elde ediliyor ve yine çoğu biyoçözünür değil. Yani yüzyıllar boyunca çevreyi kirletmeye devam ediyor. Son araştırmalara göre derin denizlerden kutuplardaki buzullara kadar birçok yerde plastik atıklara rastlanıyor.

Yüzde 90’ının deniz tabanına çökecek

Dünyada son 50 yılda plastik kullanımı 20 kat arttı. Her sene yaklaşık 12 milyon ton plastik denizlere karışıyor. Yani dakikada bir kamyon dolusu plastik denizle buluşuyor.

Okyanuslarda 5 trilyon plastik parçası var. Okyanuslardaki plastiklerin yüzde 70’i batık, yüzde 15’i yüzer durumda ve diğer yüzde 15’i kıyı ve sahillerde bulunuyor. Okyanuslardaki plastiklerin yüzde 90’ının deniz tabanına çökeceği tahmin ediliyor.

Deniz yaşamını en çok etkileyen atık türü, büyüklüğü 5 milimetrenin altında olan mikroplastikler. Mikroplastiklerin bir kısmı, rüzgar, dalgalar veya ultraviyole ışınlar nedeniyle büyük plastik atıkların parçalanması sonucu doğrudan denizde oluşuyor. Mikroplastikler hava, musluk suyu, şişelenmiş su ve tuz, bal ve bira gibi gıda ve içeceklere kadar uzanıyor.

WWF’nin (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Plastik Kapanından Çıkış Akdeniz Plastik Kirliliğinden Kurtulmak Raporu’na göre Avrupa, Çin’in ardından dünyanın en büyük ikinci plastik üreticisi. Avrupa’da yılda 60 milyon ton plastik üretiliyor. Yılda 27 milyon ton plastik atık ortaya çıkıyor. Geri dönüştürülmüş plastiklerse, plastik talebinin sadece yüzde 6’sına karşılık geliyor. Avrupa’da yılda 150 bin ile 500 bin ton makroplastik, 70-130 bin ton mikroplastik denize atılıyor.

Akdeniz’in açık sularını, deniz tabanını ve kıyalarını kirleten atıkların yüzde 95’i plastik. Akdeniz’e en fazla plastik atık boşaltan ülkeler, sırasıyla Türkiye (günde 144 ton), İspanya (126 ton), İtalya (90 ton), Mısır (77 ton) ve Fransa (66 ton). Türkiye’de yılda ortalama 1.24 milyon ton plastik üretiliyor. Bu plastiğin yüzde 40’ının geri dönüştürüldüğü söyleniyor.

Turmepa Temiz Deniz Derneği’nden aldığımız bilgilere göre, Marmara Denizi’ndeki her 10 çöpün 1 tanesi plastik, her 7 plastiğin 4 tanesi kara kökenli. Karadeniz’deki her 10 çöpün 5 tanesi plastik, her 5 plastiğin yüzde 50’si yabancı gemiler kaynaklı.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nce 2015 ve 2016’da Mersin ve İskenderun körfezlerinde yapılan çalışmalarda en yoğun tespit edilen plastik türleri, parçacık halde sert plastik, yumuşak plastik ve fiber parçacıklar. 2015’te 28 türe ait 1337 balığın yüzde 58’inin mide ya da bağırsaklarında mikroplastik tespit edildi. Bu parçacıkların yüzde 70’i fiber iplik, yüzde 20.8’i sert plastik, yüzde 2.7’si naylon, yüzde 0.8’i kauçuk ve yüzde 5.5’i ise tanımlanamayan plastik. Plastik tespit edilen balıkların hemen hepsi (çipura, barbun, istavrit gibi) bizler tarafından tüketilen ticari türler.

Kim plastik yemek ister?

Plastikler deniz suyunda normalde bulunan toksik bileşenlerin bir milyon katı fazla yoğunlukta zehirli madde içerebiliyor. Deniz canlılarının besin zincirine giren plastik, soframıza da çoktan ulaştı.

Plastikler vücut dokusuna girdiğinde deniz suyunda oldukları duruma kıyasla 30 kat daha fazla kirletici salıyor.

Karaciğere zarar verip hormon yapılarını değiştirebiliyor. Bunun sonucunda hareket, üreme ve büyüme süreçleri etkilenebiliyor. Kansere neden olabiliyor. Plastikler, içerdikleri kimyasallar ile vücudumuzdaki hormonları blokluyor veya taklit ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü araştırmacıları, plastikleri ve yapılarındaki kimyasalları endokrin sistem bozucu olarak tanımlıyorlar.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet E. Kıdeys: Yediğimiz balıkların çoğunun mide ve bağırsağında mikroplastik buluyoruz. Başka bir araştırma grubu deniz tuzlarına baktı. Tuzda da mikroplastik saptadı. Mikroplastikler balıkların karaciğerine kadar girdi. Onlara geçiyorsa, insanlara da geçme ihtimali yüksek. Plastik kirliliğine karşı devlet, sanayi, halk el birliğiyle bir an önce harekete geçmek gerekiyor. Müfredata çevreyle ilgili güncel konular mutlaka eklenmeli.

Tek kullanımlık plastiğe dur de!

TURMEPA (Deniz Temiz Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu: Bir kez kullanılıp atılan plastikler tüketimimizin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Plastik kirliliğini durduracak son nesil olarak, iş dünyasının, markaların, parekendecilerin, üreticilerin, hükümetlerin, vatandaşların ve sivil toplumun bu sorumluluğu paylaşmasını ve çözüm için adım atılmasını önemsiyoruz. Ve mavi denizler için harekete geçmek adına ‘Önce tek kullanımlık plastiğe dur de’ diyoruz.

Greenpeace Akdeniz Denizler Projesi Sorumlusu Can Mehmet Doğru: Kana kana su içip iki dakika sonra attığınız bir plastik su şişesini düşünün. O plastik şişeyi attığınız yer aslında çöp kovası değil. Orası bir denizkaplumbağasının midesi ya da bir deniz kuşunun kursağı. Çünkü plastiklerin yolculuğu maalesef denizlerde son buluyor. Kullandığımız her plastiğin Akdeniz’deki bir deniz kaplumbağasının midesine gitme ihtimalini fark etmeye ve tek kullanımlık plastikleri reddetmeye çağırıyoruz.

Dünyanın plastik adaları

Okyanuslarda plastik atıklarının toplandığı beş plastik ada var. Bunlardan ikisi Büyük Okyanus’ta. İkisi Atlas Okyanusu’nda, biriyse Hint Okyanusu’nda, Akdeniz ise altıncı en büyük deniz çöpü birikim alanı. Büyük plastik parçaları balinalar, kaplumbağalar ve deniz kuşları gibi türlerin boğulmasına neden oluyor. Küçük parçalarsa deniz hayvanları tarafından yiyecek sanılıp yeniyor ve bu hayvanların zehirlenmesine ve boğulmasına yol açıyor.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nce 2015 ve 2016’da Mersin ve İskenderun körfezlerinde yapılan çalışmalarda en yoğun tespit edilen plastik türleri, parçacık halde sert plastik, yumuşak plastik ve fiber parçacıklar. 2015’te 28 türe ait 1337 balığın yüzde 58’inin mide ya da bağırsaklarında mikroplastik tespit edildi. Bu parçacıkların yüzde 70’i fiber iplik, yüzde 20.8’i sert plastik, yüzde 2.7’si naylon, yüzde 0.8’i kauçuk ve yüzde 5.5’i ise tanımlanamayan plastik. Plastik tespit edilen balıkların hemen hepsi (çipura, barbun, istavrit gibi) bizler tarafından tüketilen ticari türler.

Her yıl Akdeniz’e gelen 200 milyondan fazla turist, yaz aylarında deniz kirliliğinde yüzde 40 artışa neden oluyor. Akdeniz üç kıtayla çevrili, yarı kapalı bir deniz. Bu coğrafi özelliğe yoğun beşeri faaliyet de devreye girince ‘plastik kapanı’ oluşuyor. Akdeniz’in açık sularında, deniz tabanında ve kıyılarda biriken atığın yüzde 95’i plastiklerden oluşuyor.

100 binden fazla deniz memelisi platikler nedeniyle ölüyor

Greenpeace verilerine göre, büyük plastik parçaları balinalar, kaplumbağalar ve deniz kuşları gibi türlerin boğulmasına neden oluyor. Her yıl 100 binden fazla deniz memelisi ve kaplumbağası plastikler sebebiyle ölüyor. Küçük plastik parçaları ise deniz hayvanları tarafından yiyecek sanılıp yeniyor. Bilim insanları 700 deniz canlısı türünün okyanuslardaki plastiklerden etkilendiğini belirtiyor. Deniz kuşlarının yüzde 90’ının, deniz kamplumbağalarının üçte birinin midesinde plastik var. Balina ve yunus balığı türlerinin yarısından fazlası plastik ‘tüketiyor’.

Ortalama 4 yıl kullanılan ancak genellikle sadece bir defa kullanılıp atılan plastik ürünlerin denizde çözünmeden kalma süreleri, sigara izmariti söz konusu olduğunda 5 yıl, plastik torba için 20 yıl, plastik bardak için 50 yıl ve misina için 600 yıl.

Ortalama 4 yıl kullanılan ancak genellikle sadece bir defa kullanılıp atılan plastik ürünlerin denizde çözünmeden kalma süreleri, sigara izmariti söz konusu olduğunda 5 yıl, plastik torba için 20 yıl, plastik bardak için 50 yıl ve misina için 600 yıl.

Bunları yapabilirsiniz

Plastik yerine biyoçözünür veya geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşan ürünleri tercih edin.

Tek kullanımlık plastik ürünlerden kaçının.

Gıda saklamak için plastik streç film, poşet veya saklama kapları yerine cam kullanın.

Kozmetikte ürünün içindeki maddeleri kontrol edin. Polietilen, polipropilen, polivinil klorür… Bunların tamamı plastik.

Ambalajlanmamış ürünler satın alın.

WWF – Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) plastik kullanımını azaltmak için 1 Güzel Hareket kampanyası yürütüyor. 2018’i ‘Plastik Yılı’ ilan eden WWF-Türkiye’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirdiği kampanyaya katılabilirsiniz.
www.1guzelhareket.org

2 dakikalık kullanım için değer mi?

Plastik tüketiminin ortalama yüzde 40’ını iki dakika kullanıp attığımız tek kullanımlık plastik ürünler oluşturuyor. Örneğin plastik torba, plastik bardak, çatal, bıçak gibi. Yani plastikle savaşta bireysel çaba oldukça önemli. Türkiye’de bu bireysel çabalara devletin de desteği söz konusu. Türkiye, 31 Aralık 2019’a kadar plastik poşet kullanımını yılda kişi başına 90, 2025’te ise 40’a düşürmeyi hedefliyor. 2023’te ise ambalaj atıklarında yüzde 65 ve geri dönüştürebilir atıklarda yüzde 35 oranında geri dönüşümü amaçlıyor. 1 Ocak 2019 itibariyle Türkiye’de de plastik poşetler ücrete tabi olacak.

Kaynak: T24.com.tr

Bu Yazıyı Paylaşın