Tüzel Kişiye Karşı Hakaret Suçu Mümkün Değildir

T.C.
YARGITAY
Onsekizinci Ceza Dairesi

Esas No : 2016/18978
Karar No : 2017/1193
Tarih : 06.02.2017

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Hakaret suçundan sanığın, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 62 ve 52/2-3. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Kuşadası 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 11/10/2012 tarihli ve 2012/287 esas, 2012/562 Sayılı kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından daha önce verilen hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 Sayılı Kanun’un 125/1, 62 ve 52/2-3. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/04/2016 tarihli ve 2015/386 esas, 2016/661 Sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 19/12/2016 gün ve 398659 Sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

İstem yazısında; “ Benzer bir olaya dair Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01/12/2014 tarihli ve 2013/38862 esas, 2014/34608 Sayılı ilamında yer alan, “TCK’nın 125. maddesine göre hakaret suçunda şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte sözlerin gerçek kişilere yöneltildiğinde hakaret suçunu oluşturabileceği, herhangi bir gerçek kişiyle arasında aidiyet ilişkisi kurulmadan tüzel kişiye söylenen sözlerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi … hükmün bozulmasına” şeklindeki açıklamalar karşısında, somut olayda anılan kararın gerekçe kısmında hakaret fiilinin müşteki kuruma karşı işlendiğinin kabul edildiği nazara alındığında, şüphelinin icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde müşteki şirket aleyhine hakaret içeren ifadeler kullanması şeklindeki eylemi sebebiyle mahkumiyetine karar verilemeyeciği gözetilmeden yazılı şekilde verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TCK’nın 125/1. maddesi: “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden … veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmünü;

Aynı Kanunun 126. maddesi ise: “Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.” hükmünü içermektedir.

İncelenen dosyada, sanığın icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde, iddianamede bahsi geçen sözleri söylediği, TCK’nın 125. maddesine göre hakaret suçunda şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte sözlerin gerçek kişilere yöneltildiğinde hakaret suçunu oluşturabileceği, herhangi bir gerçek kişiyle arasında aidiyet ilişkisi kurulmadan tüzel kişiye söylenen sözlerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,

SONUÇ :

1-) Hakaret suçundan sanık hakkında, Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/04/2016 tarihli ve 2015/386 esas, 2016/661 Sayılı kararının, 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

2-) Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,

3-) Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın