Tebligatın Aynı Konutta Oturmayanlara Yapılmasının Geçerliliği

 

T.C.
DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No : 2016/1294
Karar No : 2016/1272
Tarih : 14.12.2016
ÖZET :
  • TEBLİGATIN YAPILACAĞI ADRES
  • İKAMET ETMEYEN KİMSELERE YAPILAN TEBLİGAT
  • TEBLİGATIN AYNI KONUTTA OTURMA ŞARTI

İÇTİHAT METNİ

ÖZET :

Tebligatın yapılacağı kimselerin bulunmaması halinde yapılan tebliğin, aynı ikametgah adresinde ikamet etmeyen kimselere yapılsa dahi geçerli olup olmayacağı, aynı konutta oturmanın şart mı olduğu hakkında.

Vergi usul Kanunu’nun 94’üncü maddesinde geçen “ikametgah adresinde bulunanlar” ifadesiyle yasa koyucunun aynı konutta oturanları amaçladığının kabulünün gerektiği, söz konusu ibareyi tebligatın yapıldığı sırada o adreste bulunan herhangi birine yapılacağı şeklinde yorumlamak, dava açma hürriyetinin gelişen tesadüfi olaylara bağlanması şeklinde sonuçlar doğurabileceği

aynı konutta oturanlar”dan birine yapılması kuralıyla da çelişeceği, davacının ikametgah adresine tebligata çıkarılan dava konusu ödeme emirlerini tebellüğ eden H.K.’nun başka bir adreste oturduğunu ve tebligat sırasında evinde misafir olarak bulunduğunu ileri süren davacının dosyaya sunduğu yerleşim yeri ve diğer adres belgesinden, H.K.’nun başka bir adreste oturduğunun anlaşıldığı, bu durumda, davacının gösterdiği adreste geçici olarak bulunduğu açık olan şahsa yapılan tebligat usule aykırı olduğundan, usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emirlerine karşı davacının öğrenme tarihine göre açtığı davanın süresinde olduğu gerekçesiyle, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmek üzere kararı bozmuştur.

İstemin Özeti : Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 7.11.2013 tarih ve 12, 14 ve 15 takip numaralı ödeme emirlerinin 2010, 2012 ve 2013 yıllarının muhtelif dönemlerine ait toplam … TL tutarındaki katma değer vergisi ve damga vergisine ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.

Antalya 2. Vergi Mahkemesi 6.3.2014 gün ve E:2014/313 K:2014/249 sayılı kararıyla; dava konusu ödeme emirlerinin davacının ikametgah adresinde H.K.’na 29.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu ödeme emirlerinin tebliğini izleyen günden itibaren yedi (7) gün içerisinde 6.12.2013 günü mesai saati bitimine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 12.12.2013 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçeyle açılan davada süre aşımı bulunduğundan davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafından, kendisinin evde bulunmadığı bir sırada, kendisiyle birlikte oturmayan ve misafir olarak evinde bulunan H.K.’na yapılan tebligatın usulsüz olduğu, öğrenme tarihine göre açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülmüş ise de 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94’üncü maddesinin 3’üncü fırkası uyarınca vergilendirmeyle ilgili hüküm ifade eden vesika ve evrakların, tebligat yapılacak kişinin bulunmaması durumunda ikametgah adresinde bulunan, görünüşüne göre 18 yaşından küçük ve ehliyetsiz olmayan kişilere yapılmasının mümkün bulunması nedeniyle davacının iddiasının yerinde görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15’inci maddesinin 1/b bendi uyarınca davayı süre aşımı nedeniyle reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 23.3.2015 gün ve E:2014/4377, K:2015/1482 sayılı kararıyla 213 s. Kanunun 94’üncü maddesinde tebligatın yapılacağı kimselerin; mükellefler, bunların kanuni temsilcileri, umumi vekiller ve vergi cezası kesilenler olarak sayıldığı, son fıkrasında ise bu kişilerin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerinde memur veya müstahdemlerden birine yapılacağının hüküm altına alındığı, yukarıda sözü edilen 94’üncü maddede geçen “ikametgah adresinde bulunanlar” ifadesiyle yasa koyucunun aynı konutta oturanları amaçladığının kabulünün gerektiği, söz konusu ibareyi tebligatın yapıldığı sırada o adreste bulunan herhangi birine yapılacağı şeklinde yorumlamak, dava açma hürriyetinin gelişen tesadüfi olaylara bağlanması şeklinde sonuçlar doğurabileceği gibi 7201 sayılı Tebligat Kanununun 16’ncı maddesinde tebligat yapılacak şahsın adresinde bulunmaması durumunda tebligatın “aynı konutta oturanlar”dan birine yapılması kuralıyla da çelişeceği, davacının ikametgah adresine tebligata çıkarılan dava konusu ödeme emirlerini tebellüğ eden H.K.’nun başka bir adreste oturduğunu ve tebligat sırasında evinde misafir olarak bulunduğunu ileri süren davacının dosyaya sunduğu yerleşim yeri ve diğer adres belgesinden, H.K.’nun başka bir adreste oturduğunun anlaşıldığı, bu durumda, davacının gösterdiği adreste geçici olarak bulunduğu açık olan şahsa yapılan tebligat usule aykırı olduğundan, usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emirlerine karşı davacının öğrenme tarihine göre açtığı davanın süresinde olduğu gerekçesiyle, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmek üzere kararı bozmuştur.

Antalya 2. Vergi Mahkemesi, 19.11.2015 gün ve E:2015/1205, K:2015/1765 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; 213 s. Kanunun 94’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında belirtilen “ikamet adresinde bulunanlardan birisine” ifadesinin, ikamet adresinde birlikte oturanlar olarak anlaşılması gerektiği, dava konusu ödeme emirlerinin kendisiyle aynı evde yaşamayan, kendisi hastanede olduğu için refakat amacıyla evde bulunan H.K.’na tebliğ edildiği, söz konusu tebligat usulüne aykırı olarak yapıldığından, öğrenme tarihi olan 10.12.2013 tarihinden itibaren süresi içinde açılmış olan davanın esasının incelenmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi …. Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca tebligat işlemleri tamamlandığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR :

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Antalya 2. Vergi Mahkemesinin, 19.11.2015 gün ve E:2015/1205, K:2015/1765 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

SONUÇ :

Bu nedenlerle, temyiz isteminin REDDİNE, 14.12.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

[mks_separator style=”solid” height=”2″]

Kaynak: Palmiye Yazılım


Bu Yazıyı Paylaşın