Sebebi Açıkça Ortaya Konulmadan Vergi Raporu Tekniğine İstinaden Vergi Matrahının Re’sen Takdiri Yoluna Gidilemez

T.C.
DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No : 2017/145
Karar No : 2017/227
Tarih : 26.04.2017
ÖZET :
  • VERGİ TEKNİĞİ RAPORUNA İSTİNADEN VERGİ MATRAHININ RE’SEN TAKDİRİ
  • HAKKINDA SAHTE BELGE DÜZENLENDİĞİ İDDİASI
  • VERGİ ZİYAI CEZALARININ KALDIRILMASI KARARI

İÇTİHAT METNİ

ÖZET :

Davalı idare tarafından; dava konusu cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir. Davacı adına, hakkında sahte belge düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunan (KU)’ya ait gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturaları kayıtlarına intikal ettirdiğinin tespiti üzerine takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılı için re’sen salınan gelir vergisi ile aynı yılın Ekim-Aralık dönemi için salınan geçici vergi ve tekerrür hükümleri dikkate alınarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yolunda verilen ısrar kararı, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay Üçüncü Dairesi’nin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin ısrar kararının BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.

213 sayılı Kanun’un 30. maddesine göre, öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesi, bu kayıt ve vesikalarda vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkça ortaya konulması gerektiği, sebebi açıkça ortaya konulmadan vergi matrahının re’sen takdiri yoluna gidilemeyeceği, hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan (KU)’dan alınan faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanıp dayanmadığı hususu değerlendirilerek, buna göre re’sen tarh nedeninin var olup olmadığının ortaya konulması gerektiği hk.

DAVA :

Davacı adına, hakkında sahte belge düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunan (KU)’ya ait gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturaları kayıtlarına intikal ettirdiğinin tespiti üzerine takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılı için re’sen salınan gelir vergisi ile aynı yılın Ekim-Aralık dönemi için salınan geçici vergi ve tekerrür hükümleri dikkate alınarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezaları davaya konu yapılmıştır.

Vergi Mahkemesi; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B, 30, 31, 74, 75 ve 134. maddesi hükümlerine yer verdikten sonra, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullandığı hususunda vergi incelemesi yapma yetkisi bulunan takdir komisyonunca; davacının yasal defter ve belgeleri incelenmeden, (KU) hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu doğrudan dikkate alınmak suretiyle matrah takdir edildiği, fatura içeriği emtianın, davacının faaliyet konusuyla ilgili olup olmadığı, gerçekte işletmeye girip girmediği, ödemelerin ne şekilde yapıldığı ve bu hususlara yönelik davacı beyanları hakkında araştırma yapılmadığı gibi gerek davalı idarece gerekse takdir komisyonunca açık ve net bir tespit ortaya konulamadığı gerekçesiyle, vergilendirmeyi kaldırmıştır.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 06.10.2015 gün ve E. 2012/3348, K. 2015/6496 sayılı kararıyla; 213 sayılı Kanun’un 30. maddesine göre, öncelikle defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesi, bu kayıt ve vesikalarda vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar bulunuyorsa bunların açıkça ortaya konulması gerektiği, sebebi açıkça ortaya konulmadan vergi matrahının re’sen takdiri yoluna gidilemeyeceği, hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan (KU)’dan fatura alanlar hakkında ekonomik değer, etkinlik ve verimlilik kıstasları göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirme sonucunda, davacının da aralarında bulunduğu inceleme yapılmasına gerek görülmeyen kişilerden düzeltme beyanı alınması veya mükellefe ulaşılamaması halinde takdir komisyonu vasıtasıyla konunun sonuçlandırılması gerektiği yönündeki (…) Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Grup Müdürlüğü’nün yazısına istinaden 213 sayılı Kanun’un 30. maddesinin 2. fıkrasının 6. bendi uyarınca takdire sevk edilen davacı adına, takdir komisyonu kararı uyarınca tarhiyat yapıldığı, re’sen takdiri gerektiren sebepler bulunmadıkça dönem matrahının re’sen belirlenmesi yoluna gidilemeyeceğinden, söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanıp dayanmadığı hususu değerlendirilerek, buna göre re’sen tarh nedeninin var olup olmadığı ortaya konulmadan davayı, yazılı gerekçeyle sonuçlandıran vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Vergi Mahkemesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; dava konusu cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR :

Davacı adına, hakkında sahte belge düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunan (KU)’ya ait gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturaları kayıtlarına intikal ettirdiğinin tespiti üzerine takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılı için re’sen salınan gelir vergisi ile aynı yılın Ekim-Aralık dönemi için salınan geçici vergi ve tekerrür hükümleri dikkate alınarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yolunda verilen ısrar kararı, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ :

Danıştay Üçüncü Dairesi’nin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi.

[mks_separator style=”solid” height=”2″]

Kaynak: Palmiye Yazılım


Bu Yazıyı Paylaşın