Kamu Alacağı İlk Haciz Koyan Değilse, Hangi Derecede Olursa Olsun, Hacze Garameten (Oransal) İştirak Eder

T.C.
YARGITAY
Yirmiüçüncü Hukuk Dairesi
Esas No : 2014/4342
Karar No : 2014/4795
Tarih : 23.06.2014
ÖZET :
  • KAMU ALACAĞI HACZİ VE İİK. M.100 BELGESİNİN SIRA CETVELİNDE ÖNEMİ
  • KAMU ALACAĞI İLK HACİZ KOYAN DEĞİLSE, HANGİ DERECEDE OLURSA OLSUN, HACZE GARAMETEN

 

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi ve şikayet olunan SGK vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR :

Şikayetçi yetkilisi, vergi borçları nedeniyle dava dışı borçlu şirketin aracına, 30.05.2008 tarihinde haciz konulduğunu, Çarşamba İcra Müdürlüğü tarafından 08.03.2010 tarihli sıra cetvelinde satış bedelinin garameten dağıtılmasına karar verildiğini, vergi dairesinin haczinden evvel konulan hacizlerin yenilenmemesi nedeniyle düştüğünü, haczi daha sonra tarihli olan SSK’ya sıra cetvelinde buna göre sıra verilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir.

Şikayet olunan SGK vekili, müvekkilinin 28.05.2009 tarihli haczine ilişkin alacağın, sehven garamaye dahil edildiğini açıklayarak, şikayetin reddini istemiştir.

Şikayet olunanlar Namık Demirbilek ve Şengüller Akaryakıt Tic. Ltd. Şti. vekili, şikayetin süresinde yapılmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir.

Şikayet olunan Poyraz Petrol Tur. Gıda İnş. Taah. Paz. Ltd. Şti., şikayete cevap vermemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 21/2. maddesi gereğince paylaşıma konu eşya ve gayrimenkulün aynından doğan kamu alacaklarının rehinli alacaktan önce ödenmesinin gerektiği, eşya ve gayrimenkulün aynından doğmayan diğer kamu alacaklarından dolayı konulan haczin, diğer hacizlere iştirakinin ise, aynı Yasa’nın 21/1. maddesi uyarınca kamu alacağının hacze iştiraki için bir malın öncelikle haczedilmiş (kat’i olarak) ancak henüz paraya çevrilmemiş ve kamu alacağı için de haczedilmiş olması gerektiği, ilk haczin, kamu alacağından dolayı konulması halinde kamu idareleri haricinde (6183 sayılı Kanun’un 69. maddesi) diğer alacaklıların kamu alacağına iştirakinden söz edilmediği, bu nedenle, kamu alacağından dolayı konulan hacze, diğer alacaklıların iştirak edemeyeceği, bedeli paylaşıma konu mal üzerine birden çok amme alacağından dolayı konulan hacizlerin tarih sırasına göre belirleneceği, taşıta, şikayetçi ile sıra cetvelinin 1. ve 2. sırasındaki şikayet olunanların 30.05.2008 tarihinde; şikayet olunan 4. sıradaki SGK’nın, 28.05.2009 tarihinde haciz koydurduğu, vergi dairesinin alacağının 5.197,38 TL’lik kısmının taşıtın aynından kaynaklandığı ve bu nedenle satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekeceği, arta kalan kısmın ise aynı tarihte haciz koyduran alacaklılar arasında paylaşılması gerektiği, SGK’nın haczinin daha sonraki tarihli olup, kamu kurumlarının haciz tarihine göre sıralanacağı, sırada sonra gelenin sıra cetveline dahil edilemeyeceği, Poyraz Petrol’ün ihtiyati haczinin kesin hacze dönüşmesinin şikayetçinin haciz tarihinden daha sonra olduğu için sıra cetveline katılmaması gerektiği belirtilerek, şikayetin kısmen kabulü ile şikayetçi alacağının 5.197,38 TL’lik kısmı taşıtın aynından kaynaklandığından bu miktarın öncelikle şikayetçiye ödenmesine, bakiye miktarın, sıra cetveline göre ödenmesine, 04.03.2010 tarihli sıra cetvelinde 3. sıradaki Poyraz Petrol ve 4. sıradaki SGK’ya ayrılan payın şikayetçiye ödenmesine, paydan fazla meblağ kalması halinde, şikayet olunanlar Poyraz Petrol ve SGK’ya ödenmesine karar verilmiştir.

Kararı, şikayetçi ve şikayet olunan SGK vekilleri temyiz etmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan SGK vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-) Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir.

Şikayete konu 04.03.2010 tarihli sıra cetvelinin 1. sırasındaki şikayet olunan Namık Demirbilek’in alacaklı olduğu Çarşamba 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/1308 ve 2. sırasındaki şikayet olunan Şengüller Akaryakıt Tic. Ltd. Şti.’nin alacaklı olduğu Çarşamba 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/1312 Esas sayılı dosyalarında kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe girişildiği, bedeli paylaşıma konu araç üzerine 02.06.2008 tarihinde ihtiyaten haciz konulduğu ve ödeme emrinin 09.06.2008 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerinde ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi ise 10 gündür.(İİK’nın 168/2,3,4.) Bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından (İİK m.78/I), henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi de 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğurur. Borçlu süresi içerisinde itiraz etmezse ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşür. (İİK’nın 264/5.) Buna göre şikayet olunanların ihtiyati haczinin 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle 19.06.2008 günü mesai saati bitiminde kesin hacze dönüştüğü, bu durumda şikayetçi Vergi Dairesi’nin 02.06.2008 tarihli haczinin ilk haciz olduğu anlaşılmıştır.

İİK’nın 206. maddesi, anılan Yasa’nın “İflasın hukuki neticeleri” başlıklı yedinci babında yer almaktadır. Bu madde hükmü, iflas tasfiyesi sırasında düzenlenen sıra cetvelindeki imtiyazları düzenlemekte olup, hacze iştirak hali dışında haciz yolu ile ilgili takiplerde uygulanmaz. Haciz yolu ile takiplerde bedeli paylaşıma konu malın satış tutarı bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmezse, bir sıra cetveli düzenlenir. Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde kural, alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanmasıdır. Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri oluşturulur.

6183 sayılı Kanun’un 69. maddesindeki koşullar varsa kamu alacağı sahibi olan bir alacaklı başka bir kamu idaresi tarafından konulan kamu alacağının haczine iştirak edebilir. Öte yandan 30.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4949 sayılı kanun ile değişik İİK’nın 268. maddesinin ilk cümlesi “261 inci maddeye göre ihtiyaten haczedilen mallar, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden önce diğer bir alacaklı tarafından bu kanuna veya diğer kanunlara göre haczedilirse, ihtiyati haciz sahibi alacaklı, bu hacze 100 üncü maddedeki şartlar dairesinde kendiliğinden ve muvakkaten iştirak eder.” hükmünü içermektedir. Buna göre ihtiyati haciz uygulatan alacaklı 100. maddedeki belgelere sahipse ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmeden önce konulan haciz, İcra İflas Kanunu’na göre veya başka herhangi bir kanuna (örneğin, 6183 sayılı Kanun’a) göre konulmuşsa bu hacze iştirak edecektir. Önce ihtiyati haciz uygulayan alacaklı 100. maddedeki belgelerden birine sahip değilse bu durumda kamu alacağından dolayı konulan hacze iştirak edemeyecek ve satış bedeli kamu idaresine ödenecektir. (Dr. Adnan Deynekli, Sedat Kısa, Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, 3. Bası, Ankara, 2005, sh. 54) Dairemizin 29.12.2011 tarih ve 1836 E, 2935 K; 24.05.2012 tarih ve 1290 E, 3646 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; İİK’nın 100. maddesi, 268/1. madde hükmündeki istisna dışında, ancak bu kanuna göre yapılan icra takipleri bakımından uygulanabilir. Bir diğer ifade ile anılan düzenleme ile kamu alacaklarının takip ve tahsili için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre konulan hacizlere iştirak, kural olarak mümkün değildir. İhtiyati haczin kesin hacizlere iştirakini düzenleyen İİK’nun 268. maddesine göre önceki tarihli ihtiyati haczin, henüz kesinleşmediği bir dönemde, bir başka alacaklı tarafından konulan kesin hacze iştiraki için, aynı Yasa’nın 100. maddesindeki şartları da sağlaması gerekir.

İlk haciz kamu alacağı için konulmuş bir haciz değil, diğer anlatımla 3. kişinin haczi ise bu hacze kamu alacağı, koşulları oluşmuş ise iştirak edebilir. Zira, 6183 sayılı Kanun’un 21/1. maddesinde; üçüncü şahıslar tarafından haczedilen malların paraya çevrilmesinden önce o mal üzerine kamu alacağı için haciz konulması halinde kamu alacağının hacze iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm kamu alacaklarının ilk hacze iştirakleri yönünden özel bir düzenleme olduğundan, İİK’nın 206. maddesi kamu alacaklarının hacze iştirak etmesinde uygulanmaz. Kamu alacağının hacze iştiraki açısından kamu alacağının niteliği ve ilk haczin dayandığı alacağın niteliği ile ilgili bir ayrım yapılmadığından, kamu alacağının ve ilk haczin dayandığı alacak hangi sebepten doğarsa doğsun kamu alacağı için satıştan önce haciz konulmuşsa ilk hacze iştirak eder. İİK’nın 140. maddesinin ikinci fıkrasında 206. maddeye atıf yapılmış ise de, bu maddedeki imtiyazların sadece aynı derecede hacze iştirak eden ve kamu alacağı sahibi olmayan alacaklılara karşı ileri sürülmesi mümkündür. Diğer bir deyişle, İİK’nın 206. maddesindeki imtiyazlar, (hacze iştirak hali hariç, İİK.m.100-101) haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde, sonraki tarihli haciz sahibi alacaklıyı önceki tarihli haciz sahibi alacaklının önüne geçiremez. Dairemizin 29.11.2013 tarih ve 6030 E., 7584 K. sayılı ilamı bu yöndedir.

Somut olayda, sıra cetvelinin 1. ve 2. sırasındaki alacaklar için kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe girişilmiştir. Kambiyo senetleri, İİK’nın 100. maddesi uyarınca hacze iştirak olanağı veren belgelerden değildir. İİK’nın 100/1. maddesinde sayılan koşulları taşımadığı anlaşılan bu alacakların, ilk haciz olan şikayetçi Vergi Dairesi’nin haczine iştiraki mümkün değildir.

Öte yandan, aracın aynından kaynaklanan vergi alacağı olan 5.281,00 TL, 23.11.2009 tarihinde satış bedelinden öncelikle şikayetçiye ödenmiş olup, mahkemece, aracın aynından kaynaklanan vergi dışında kalan kısmın ilk haciz sahibi şikayetçiye ödenmesi gerektiği gerekçede belirtilerek, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekirken, ödenmemiş gibi, tekrar bu miktarın mükerrer olarak ödenmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Diğer yandan, sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK’nın m. 17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir. Buna göre mahkemece, hüküm fıkrasında ayrıca sıralamanın/paylaştırmanın nasıl yapılacağının gösterilmesi, HMK’nın hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin 297/2. maddesine aykırı olduğu gibi, icra müdürünün yerine geçilmek suretiyle sıra cetvelinin düzenlenmesi anlamına da geldiğinden doğru olmamıştır.

SONUÇ :

Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan SGK vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

[mks_separator style=”solid” height=”2″]

Kaynak: Palmiye Yazılım


Bu Yazıyı Paylaşın